içinde

HavalıHavalı

Utancın Fotoğrafı; ‘Geleceğimiz’ İstismar Altında!

Cinsel İstismar Nedir, Nasıl Anlaşılır?

Bizler evlerimizde rahatça otururken “Z kuşağı” diye sınıflandırdığımız, ülkenin kurtarıcısı olarak gördüğümüz çocuklar istismara uğruyor. Çocuk yaşta evlendiriliyor. “Bu okumaz” deyip okuldan alınıp çalıştırılmaya zorlanıyor. Kız çocukları, babaları yaşında insanlara para karşılığında satılırken, bizler gazetelerden, televizyonlardan iki dakika izleyip ya da okuyup geçiyoruz.

Geleceğin doktorları, öğretmenleri sığ düşüncelerin elinde heba oluyor. Bizse elimizde çay, kahve ile akşam haberlerinde seyirci kalıyoruz, keyfimiz hiçbir zaman bozulmuyor.

Bizler evlerimizde sevgi dolu ailemizle birlikte yaşarken, tatile çıkarken, sofralarda bir araya gelirken çocuklar çocuk esirgeme kurumlarında yaşam mücadelesi veriyor. Onlar sokaklarda uyuşturucu, alkol bağımlısı oluyor. Neyi bekliyoruz? Daha kaç çocuk daha “rızası vardı” denilerek hayattan kopartılacak? Sayısal loto sonucu açıklar gibi her yıl sonunda veri açıklanıyor. Ama unutulan bir şey var. Onlar veriden ibaret değil. Hepsi bu karışık hayatın aydınlık yüzü.

Altı yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesi yeni bir olay değil. Ama bu tarz olaylar gün yüzüne çıktıkça konuşuyoruz. Amaçladığımız gündemde tutmak mı yoksa bu olay üzerinden prim yapmak mı? Son yaşanılan, daha doğrusu yirmi üç yıl önce yaşanmış, bir gazeteci sayesinde haberdar olduğumuz istismar olayı aslında ülkemizin en önemli konusunu yani çocukların geleceğini çokta önemsemediğimizin üzerini kırmızı kalemle çiziyor.

2022 yılını geride bırakırken ve hazır gündemdeyken bu yıl içerisinde kaç çocuğumuzun hayatının karartıldığını yine de değinmek gerek.

  • 2022 yılının ilk 11 ayında 209 çocuk istismara uğradı.
  • Kasım ayında en az dört kız ve oğlan çocuğu istismar edildi. Geçen yıl aynı ay bu sayı 11 idi.
  • Bir çocuğu öğretmeni, iki çocuğu Kur-an kursu öğretmeni istismar etti. Bir çocuğu istismar eden dört fail erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.
  • Dört çocuk da okul, Kur-an kursu gibi ev dışı alanlarda istismar edildi.

Tarikatta altı yaşında bir çocuğun gelinlik giydirilerek evlendirilmesi ve defalarca istismara uğraması gündem olunca gördüğümüz fotoğraflar ve yapılan açıklamalar kanımızı dondurdu. Başta da dediğim gibi, bizler evlerimizde rahat rahat otururken çocuklar tarikatların elinde köle oluyor. Her gündem olduğunda “cinsel istismar” tanımını çok duyuyoruz. Peki cinsel istismar ne demek? Gazi Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ana Bilim ana bilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Elvan İşeri, uluslararası tanımı şöyle belirtiyor:

“Henüz cinsel gelişimini tamamlamamış bir çocuğun ya da ergenin bir erişkin tarafından cinsel arzu ve gereksinimlerini karşılamak için güç kullanarak tehdit ya da kandırma yolu ile kullanılmasıdır.”

Tarikat ve cemaatlerdeki duruma kısaca değinmek isterim:

  • Tarikat ve cemaatler dışarıya kapalıdır. Burada yaşananlar ve öğretilenlerin hiçbiri dışarı aktarılamaz.
  • Tarikat şeyhlerinin, cemaat hocaları kutsal olarak kabul edilir.
  • Onların yaptığı her şey kutsal kabul edilir ve karşı çıkılamaz.

Bu da cinsel istismarların ve daha onlarca vahşi olayların neden gün yüzünde olmadığını, daha doğrusu olmasının istenmediğini açıklıyor.

Suskunluk Neden?

Olaydan sonra çocuklarda derin bir suskunluk olur. Ama neden? İşte, “bir çocuk neden susar?” sorusunun başlıca nedenleri:

  • Çocuk artık kirli sayıldığını düşünür, buna inandırılır.
  • Aile bilmezden gelir.
  • Toplum üç maymunu oynar.
  • Çocukta etraftaki baskılar sonucunda, “suçluyum, kirlendim” travması ortaya çıkar.
  • “Söylersem bana inanmazlar” düşüncesi akla yerleştiğinden çocuk susar.
  • “Duyulursa rezil oluruz, insan içine çıkamayız” gibi düşüncelerle çocuk geri plana itilir. Hatta çoğu zaman gözden çıkartılır.

Aklımıza gelen ve gelmeyen nedenler çocuğu toplumdan soyutlayarak olay olmamış gibi maziye gömülür. Ta ki bir yerde her şey ortaya çıkana kadar. Çözüm ise her konuda olduğu gibi bu konuda da özgür aklın ve özgür iradenin elinde olacaktır.

Editör: Fatih Düz – 12.12.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Selin Sabcıoğlu tarafından yazıldı

Merhaba,
Adım Selin Sabcıoğlu. 22 Şubat 1990 tarihinde, Ankara'nın Polatlı ilçesinde doğdum. Üç kız kardeşiz, ben ortancayım. İlkokul ve liseyi Polatlı'da okudum. Lise mezunuyum. 20 yaşından bu yana yazmayı seviyorum. Şiir ve deneme yazıları yazıyorum. Kültür Çıkmazı e-dergisinde gönüllü yazarlık ve sanatçılarla söyleşiler yaptım. Karaborsa Şiirler, Empati proje kitaplarında şiirlerim ve yazım yayınlandı.
Bunların haricinde resim yapmayı ve müzik dinlemeyi seviyorum. Ailemle birlikte Muğla'nın Dalaman ilçesinde yaşıyorum ve el emeği ürünler üretiyoruz.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bilim İnsanları, Uzayda Kullanılmak Üzere Nükleer Atık Piller Geliştiriyor

    Telegram’ın Muhtemelen Bilmediğiniz Özellikleri