içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı KızgınKızgın İnanılmazİnanılmaz ÜzgünÜzgün

İz Bırakan Şiirlerin Bilinmeyen Hikayeleri

Her şiir, okurda aynı hissi bırakmaz. Peki, hepimizde farklı hisler bırakan, farklı anıları göz önüne getiren bu şiirleri yazan şairler nasıl yazdı? Sizler için Türk Edebiyatında iz bırakan şiirlerin hikayelerini derledik.

1) Ahmed Arif- Ay Karanlık

Ahmed Arif, bir arkadaş toplantısında Leyla Erbil’i görür ve ona aşık olur. Aşık şairimiz Arif, Leyla Erbil’e altmışı aşkın aşk mektubu yazmıştır.

Aşkını itiraf eden Arif hüsrana uğramıştır. Çünkü Leyla Erbil arkadaşlık sınırını çok keskin çizgilerle belirtmiştir. Arif, mektuplarına “Zalim Leyla” diyerek başlamıştır. Kara sevda misali aşık olan Arif mektuplarında “İlk sen mağlup ettin beni.” der. Diğer taraftan “Sen ister dostum ol ister sevgilim. Yeter ki hayatımda ol. Sen bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiç bir isteğim yok.” der. Bu hüsran kokan aşk mektuplarından ”Ay Karanlık” şiiri çıkmıştır. Sonralardan bu şiiri Cem Karaca ve Ahmet Kaya seslendirmiştir.

 

2) Abdurrahim Karakoç- Mihriban

Çoğumuzun türkü olarak hafızlara kazınan ”Mihriban” şiiri, yine imkansız bir aşk ve yarım kalan umutlardır. Karakoç’a ne olmuştu ki bu dizeleri yazmıştı? Buyurun şiirin hikayesini sizlere anlatalım; Karakoç gençlik yıllarında, bir kıza delice âşık olur ve bu kız ile evlenmeye karar verirler. Maalesef kızın ailesi bu evliliğe çok sert bir tepki vererek karşı çıkmıştır. Karakoç ise aşkını kalbine gömer ve hayatına devam eder. Bir gün yolda bir arkadaşıyla karşılaşır ve aşkı Mihriban’ın evlendiğini öğrenir. Bu haber karşısında yıkılan Karakoç’un yüreğinden şu dizeler dökülür;

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışım, çözülmüyor, Mihriban

 

 

 

 

3) Yahya Kemal Beyatlı- Sessiz Gemi

Ölümü çağrıştıran bu şiir aslında bir aşk şiiridir, kavuşulması mümkün olmayan bir aşkın şiiridir. Çok yakından tanıdığımız şair Nazım Hikmet’in de olduğu bu şiir hikayesini gelin size anlatalım; Yahya Kemal, Nazım Hikmet’e özel ders verir. Evlerine gidip geldiği sıralar da Hikmet’in annesi Celile Hanımla aşk yaşar. Hikmet ise bu aşkı anlar ve karşı çıkar. Yahya Kemal’in paltosunun cebine “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremeyeceksiniz.” yazan bir not bırakır. Yahya Kemal ise bu not üzerine sevdiği kadından ayrılır ve geriye yarım kalan aşkın dizeleri kalır:

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

 

4) Cahit Sıtkı Tarancı- Haydi Abbas Vakit Tamam

Çok şaşıracağınız bir şiir hikayesiyle devam edelim. Cahit Sıtkı Tarancı, lisede yatılı okuduğu yıllarda tüm arkadaşları akşam olduğunda sevgilileri ile buluşur döndüklerinde ise bunları konuşurlardı. Ancak Cahit Sıtkı’nın sevgilisi olmadığı için hiçbir şey anlatamıyor sadece dinlemekle yetinebiliyordu. Cahit Sıtkı, yolda yürürken yerde güzel bir kızın fotoğrafını bulur ve kendine bir kadının ağzından mektuplar yazmaya başlar. Daha sonra o da, arkadaşlarına kendi ağzından yazdığı mektupları okumaya başlar. Yani artık onun da anlatacağı bir hikayesi vardı. Cahit Sıtkı’nın bu hayali mektupları, sürüp giderken kızın kim olduğunu merak etmeye başlar ve bulmaya karar verir ve kızın bir albayın kızı olduğunu, evli ve bir çocuk annesi olduğunu öğrenir. Cahit Sıtkı kendi kendine kurduğu hayalin hüznü ile bu şiiri yazar.

 

5) Attila İlhan- Maria Missakian

Diğer şiirler kadar şaşırtıcı bir hikaye olmasa da, etkileneceğiniz şiir hikayemizle devam edelim. İlhan’ın bu şiiri yazıldığı kadının adını taşır. İlhan, üniversite ikinci sınıftayken Paris’e gider ve Maria adında bir kızla tanışır. Birlikte gezerler, sohbet ederler ve İlhan Maria’dan çok etkilenir. Türkiye’ye dönmeye karar veren İlhan  Mariya’yı da yanına almak ister fakat Maria Türkiye’ye gelmez. Atilla İlhan, Türkiye’ye döndükten sonra Maria ile mektuplaşır fakat mektuplar gittikçe azalır ve sona erer. İlhan, bir gün Maria’nın evlendiğini ve mutsuzluktan alkolik olduğunu öğrenir. ”Yağmur Kaçağı” isimli şiir kitabının içindeki, Maria Missakian isimli sayfayı imzalar ve kitabı Maria’ya gönderir. Bu görüşme Maria ve Atilla İlhan’ın son görüşmesi olur.

 

6) Ece Ayhan- Meçhul Öğrenci Anıtı

Bu şiirimiz, öldürülen biri için yazılmıştır. 1969 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öldürülen Battal Meheteoğlu’nu anlatır. Battal Meheteoğlu Malatyalıdır ve geçimlerini babasının at arabası ile taşıyıcılık yapmasından sağlarlar. Meheteoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliği kazanır. Ailecek Battal için İstanbul’a gelirler. Yalnız Meheteoğlu karşıt görüşler tarafından komünist – devrimci olduğu gerekçesiyle okulun önünde vurularak öldürülür. Şiirde, “Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler.” yakarışları Meheteoğlu’nun annesine aittir. Ayrıca “Aldırma 128” derken de intihar ederek yaşamına son veren Nilgün Marmara’yı kast eder çünkü Nilgün Marmara’nın da okul numarası 128 idi. Bu ağıt misali yazılan şiirden geriye bu dizeler kalır;

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı,
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür

 

7)  Cemal Süreya- Üvercinka

Yine kavuşulamayan bir aşkın şiiri olan Üvercinka ile devam edelim. Cemal Süreya eşi Seniha hamile olduğu zamanlar bir genç kızla tanışır. Kalbine sözünü geçiremeyen Süreya bu genç kıza aşık olur. Yalnız bu genç kızın ne adını ne yüzünü gören kimse olmayacaktır. Süreya’nın sırrı olan bu kız, Süreya’ya bir şiir yazdıracak ve ona şöhreti getirecektir.

Yalnız Süreya bir karar vermek durumunda kalır, eşi Seniha’nın doğumuna az kalır ve Süreya, Üvercinka ile ayrılık kararını verir. Bir Ağustos günü şu satırlar dökülür dizelere;
“acıların adını, Ağustos koymalılar…”

Söz konusu kızın Afrikalı olduğunu söyleyenler de vardır. Şiirde sıkça Afrika geçse de bunun doğruluğunu asla bilemeyeceğiz.

 

Editör: Sümeyye Özmen – 29.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Katılımcı

Sıla Çitil tarafından yazıldı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Türk Mitolojisi ve Unsurları

    Gri Uzaylılar New Mexico’daki Yeraltı Savaşında 60 ABD Askerini Ve Sivili Öldürdü!