içinde ,

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı İnanılmazİnanılmaz ÜzgünÜzgün

Mustafa Kemal’in Kazanamadığı Tek Savaş

Mustafa Kemal, otuzlu yaşların başında genç bir subayken Sofya Askeri Ataşeliği’ne atanır. Burada Bulgar General Stilyan Kovaçev’in kızı Dimitrina ile tanışır ve iki genç birbirine aşık olur. Atatürk evlenme teklif eder, kız kabul eder ama aile izin vermez. Atatürk’ün ilerleyen yıllarda ‘Kazanamadığım tek savaş’ diye bahsedeceği bu hüzünlü aşk hikayesini sizler için alıntılıyorum.

Mustafa Kemal, 1913’te Sofya’da ataşe görevindeyken Bulgaristan’ın ünlü komutanlarından General Stilyan Kovaçev’in kızı Dimitrina’ya gönlünü kaptırır. Hayırseverlerin düzenlediği bir baloda tanışıp dans eden ikili, ilişkilerini bir süre sürdürür. Mustafa Kemal’in Dimitrina’ya evlenme teklifi ettiği ancak bu ilişkiye başından beri karşı çıkan kızın general babası tarafından reddedildiği biliniyor. Ancak ikilinin yolları ayrılsa bile birbirlerini unutmaları kolay olmuyor.

Günlük yaşamın içinden kimi normal süreci büyük isimlerle bağdaştıramayız. Örneğin; bir milletin kurtuluş mücadelesinin baş kahramanı, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün imkansız bir aşk yaşama ihtimali bize çok uzak gelir. Onu bir aşk hikayesi içerisinde çaresiz görebileceğimize inanamasak da Ata’mızın başından böyle bir aşk geçmiş. Mustafa Kemal Atatürk ve Dimitrina Kovaçev’in büyük aşkı, yüreğinizi sızlatacak…

‘‘Bir kız sevdim ataşeyken, vermediler. Gençliğimi bıraktım Sofya’da.’’ 

Bu cümleleri Mustafa Kemal Atatürk’ün imkansız bir aşk uğruna kurduğuna kim inanabilir, değil mi? Güzel başlayan ancak kötü biten bir hikaye bu. Hikayenin sonunda Ata’mızın yüzü ne yazık ki gülmüyor. Yarım kalan ne hayalleri vardı, kim bilir? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ataşelik görevi icabı gittiği Sofya’da ilk görüşte aşkın ne demek olduğunu hissedişine tanık olacağız bu hikayede. Ve hikayenin bir diğer önemli kahramanı, Kovaçev Ailesi’nin büyük kızı Dimitrina Kovaçev olacak…

Mustafa Kemal Atatürk, 27 Ekim 1913’te Sofya Askeri Ataşeliği görevini icra etmek üzere Sofya’ya gider. O zamanlar Sofya’nın yabancısıdır, ne etrafı bilir ne de kimseleri tanır. Günlerden bir gün, bir yemek daveti alır. Bu daveti hem kaliteli vakit geçirmek hem de yeni insanlar tanımak adına güzel bir fırsat olarak gören Ata’mız davete icabet etmeye karar verir. Davete katılan Atatürk, içeri girer girmez çok güzel bir kız görür. Bu kız, Atatürk’e ‘‘ilk görüşte aşk’’ı tattıracak Dimitrina Kovaçev’den başkası değildir. Tarihte ‘‘Miti’’ ismiyle de tanınan Dimtirina Kovaçev, Eski Savunma Bakanı Bulgar General Stilyan Kovaçev’in kızıdır. Asil bir ailenin eğitimli, güzeller güzeli kızı Miti’nin dönemin gözde bekarlarından olduğu aşikardır.

Miti’yi görür görmez aşık olduğunu hisseden Ata’mız ne yapacağını bilemez bir haldeyken, arka fonda çalan vals müziği imdadına yetişir. Aşkın ve müziğin verdiği cesareti arkasına alan Mustafa Kemal, kendinden emin bir şekilde Miti’nin yanına gider ve kendisine dans teklifinde bulunur. Ata’mızın cesur davranışından etkilenen Miti, bulundukları ortam gereği bir o kadar cesur sayılabilecek bir yanıt verir; dans teklifini kabul eder. Mustafa Kemal ve Dimitrina’nın bu sürpriz yakınlaşması davet salonunda buz gibi rüzgarlar estirir, salon; meraklı bakışlar ve dedikodularla adeta çalkalanır.

Ertesi gün Kovaçev Ailesi ilk iş kızlarını karşısına alıp konuşmak ister. Ailesine Atatürk ile tüm gece dans ettiğini söyleyen Miti, Ata’mızın deniz mavisi gözlerinden aldığı güçle Atatürk’e duyduğu aşkı itiraf eder. Bu itirafın üzerine aile, Atatürk’ü eve çağırmaya karar verir. Amaç, genç delikanlıyla çay içip tanışmak değildir elbette. Ailenin yegane umudu, Ata’mızın niyetini öğrenip kızlarını bu sevdadan vazgeçirmektir.

Kovaçev Ailesi Atatürk’ün kararlı, istekli ve kendinden emin duruşundan çok etkilenir; genç adamın kızlarına olan ilgisine güven duyar. Böylelikle aileden ilişkiye onay çıkar. Atatürk ile Miti, birbirilerini tanımak üzere vakit geçirmeye başlar. Çok mutlu olan ikili, birlikte yapılabilecek tüm aktiviteleri yapmaya özen göstererek günden güne yakınlaşır. Gel gelelim Stilyan Kovaçev’in Bulgar Çarı’nın önemli adamlarından biri olması, bu mutlu tablonun ömrünün kısa sürmesine sebep olur. Her ne kadar Atatürk bu durumu umursamasa da Çar, Miti’nin Atatürk gibi bir Türk askeriyle birliktelik yaşamasından fazlasıyla rahatsızlık duymakta; bu rahatsızlığını Kovaçev Ailesi’ne açıkça dile getirmekteydi. Üstelik Çar’a göre Atatürk’ün Miti hamlesi, kabul edilemez bir askeri meydan okuma anlamına da geliyordu. Bu aşk, mümkünatsızdı.

Atatürk, vakit kaybetmeden Miti’ye evlenme teklifi eder; ancak nafile… Miti, Ata’mıza düşünmeden ‘‘Evet’’ cevabını vermiş olsa da Kovaçev Ailesi, Çar’ın etkisiyle, bu birlikteliğe ve evliliğe kesinlikle karşı hale gelir. Tüm tehditlere rağmen kendilerine karşı gelen herkese meydan okumaya ısrarla devam eden ikili, Stilyan Kovaçev’in Atatürk’e söylediği kısa ve net bir cümle sonrasında aşklarının bittiğini resmen kabul etmek zorunda kalır: ‘‘Bu evliliğin olması mümkün değildir. Bundan böyle kızımla görüşmemeniz icap eder.’’ der.

Atatürk’e ulaşabileceği tüm yollar kapatılan Miti’nin bu süre zarfında çok kez tehdit edildiği de bilinenler arasındadır. Öte yandan Ata’mız da dünyası başına yıkılmış halde Miti’ye duyduğu aşkla baş başa kalmıştır. Atatürk’ten koparılan Miti, kısa süre içerisinde bir başkasıyla nişanlanmaya zorlanır; ancak bu nişanı kesinlikle kabul etmez. Ailesini intihar etmekle tehdit ettiği bilinen Miti, bir başkasıyla olmanın fikrine dahi katlanamayacağını açıkça belli etmiştir. Miti, ailesinin kendisine uygun gördüğü evliliği reddetse de bu haber, General Kovaçev tarafından Atatürk’e elbette bu şekilde aktarılmaz. Atatürk, Miti’nin nişanı kabul ettiği ve yakında evleneceği duyumunu alır. Bunun üzerine iyice hüzne kapılan Ata’mız, görev süresinin dolmasını da fırsat bilerek Sofya’yı derhal terk eder.

Atatürk’ün, Dimitri Kovaçev’den sonra başka ikili ilişkiler yaşadığı, fakat yakın çevresine hiç kimselerin Miti gibi olamayacağını sık sık tekrar ettiği bilinmekte. Anlaşılacağı üzere Atatürk, Miti’ye derin bir aşk beslemenin yanı sıra nişanlanıp evlenme hazırlıklarına girmesinden ötürü de büyük bir kalp kırıklığı yaşamış.

18 yaşından 30 yaşına dek Atatürk’ten ısrar ve umutla haber bekleyen Miti; ailesinin baskılarına daha fazla dayanamayarak bir avukatla evlenmeyi kabul eder. Miti, eşine saygı duysa da sevgi asla duyamaz; çünkü kalbi Ata’mızda kalmıştır. İki kız evladı olan Miti, ağır şekilde hastalanır; 7 Ağustos 1966’da hayata gözlerini yumar. Miti’nin ölmeden önce başında bekleyen kız kardeşi Olga’ya: ‘‘Biliyor musun? Rüyamda gördüm onu. Sanıyorum ki nihayet Mustafa Kemal’e kavuşacağım.’’ dediği bilinmektedir.

Editör: Fatih Düz – 17.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

Ozan Posluk tarafından yazıldı

Merhaba herkese ben Poşluk.
Uçuk kaçık Bir kurumun deli personeli olarak çalışmaktayım.
Vakit buldukça sizlere tarihten bazı savaşa dayalı askeri hikayeler, anekdotlar veya görgülerimi, düşüncelerimi yazacağım..

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Migren: Acıyı Dindirmek İçin Basit Adımlar

    17 Temmuz 1867: Karl Marx, DAS KAPITAL