içinde

İnsani Virüs: Damgalama

Bireyin toplum tarafından reddedilmesine ve itibarsızlaştırılmasına “Toplumsal Damgalama” denir. Ancak damgalama iki türlüdür. Diğer damgalama türü de “İçselleştirilmiş Damgalama“dır.

Toplumsal Damgalama tek bir tanım üzerinden değil, birçok kavramın örneklemlerinin birleşimiyle oluşur. Stereotip yargılar, önyargılar ve ayrımcılık bunlardan birkaçıdır. Bunların damgalamayı ne ölçüde etkilediği belli değildir. Toplumsal Damgalama örneklerine genellikle toplumsal sağlık, fiziksel sağlık, akıl sağlığı, cinsel eğilimler ve suç gibi konularda rastlanır. Örneğin akıl sağlığı yerinde olmayan insanlara karşı toplumsal damgalama ciddi bir sorun teşkil eder. Toplumsal profilde akıl sağlığı yerinde olmayan insanların şiddete eğilimli olduğu yönünde yaygın bir kanâat vardır. Bu bir “kalıp yargıdır.” Çünkü bu yargıyı oluşturan tutum genelleştirilmiş bir kanâat ve inançtan ibarettir. Kanâat olumsuz yaklaşımlara ya da kötü duygu ve çağrışımlara dönüştüğünde “ön yargı” haline gelir. Bir insanın ortada hiçbir haklı gerekçe olmadan akıl hastalarından ürkmesi ön yargıdır. Tüm kalıp ve ön yargılar insanların karar mekanizmasını ve davranışlarını o kadar derinden ve olumsuz etkiler ki; eylemlerin sonunda “ayrımcılık meydana gelir. Sadece akıl sağlığı yerinde olmadığı için bir insandan çekinmek, onları toplumdan ve gruplardan uzaklaştırmak ayrımcılıktır.

Toplumsal damgalama ve onu oluşturan bileşenler sosyopolitik şartlara göre büyük değişiklikler gösterir. Cinsel eğilimlere yönelik yaklaşımların toplumdan topluma değişmesi bunun belirgin örneklerindendir.

İçselleştirilmiş Damgalama ise, bireyin toplum içinde yaşayabileceği en kötü durumlardan biri toplumsal kabulleri, ön yargıları ve kendisine yönelik ayrımcı tutumları bir şekilde içselleştirmesidir. Birey, tüm bu olumsuzlukları içselleştirirken kendini toplum dışına itilmiş, reddedilmiş hisseder ve toplumla her türlü etkileşimden uzak durması gerektiğini düşünür. Bu olumsuz durumla baş etmek gerçekten zordur. Örneğin toplumsal damgalamaya maruz kalan bir AIDS hastası belirli bir süre sonra inkar yolunu seçip yakalandığı hastalığı yok sayabilir, hatta tedavi görmeyi bile reddedebilir. Kezâ yaşanan dışlanmışlık duygusu kişinin kendine olan saygısını kaybetmesine ve depresyona girmesine de sebebiyet verebilir. İçselleştirilmiş Damgalama da kendisini bu noktada belli eder. Sağlıklı düşünmekten giderek uzaklaşan birey, kendini toplumdan soyutlayan davranışlar sergilemeye başlar. Okulundan, işinden ve tüm sosyal ortamlardan elini eteğini çekip kendi iç dünyasında yaşamaya başlar.

Burada önemli olan nokta, toplumun ya da toplulukların bireye yönelik damgalayıcı tutumu kadar; bireyin kendini toplumdan soyutlamasının da kötü sonuçlar doğurmasıdır. Çember üzerinden bakılacak olursa kişi, aile, toplum ve medya damgalamaları kişileri en çok etkileyen dışsal faktörlerin başında gelir. Örneğin medya en etkili damgalama faktörlerin başında gelir. Çünkü neredeyse tüm “özel durumları” dilediği gibi resmedip kitlelere sunma gücüne sahiptir. “Şu şiddete eğilimli, bu ahlâksız, o tehlikeli gibi… Akli dengesi olmayanlar hakkında yazılıp çizilenler genelde söz konusu durumlarda şekillenir. HIV/AIDS, obezite ya da madde kullanımı gibi konularda da benzer sorunlar yaşanır. Tüm olumsuzluklara rağmen habercilerin “damgalama” olgusunu hiçe saymamaları ve bireyleri mağdur edecek tarzda haberlerden kaçınmaları adına yürütülen çalışmalar fayda sağlamaktadır. Yönetmelikler, sosyal medya da Damgalama konusunda etkilidir.

Toplum Halkası ise, damgalamayı etkileyen bir diğer unsurdur. Çünkü kişi ile toplum pek çok alanda doğrudan etkileşim içindedir. Eğitim, istihdam ve sağlık bunların bazılarıdır. İşverenlerin ya da sağlıkçı çalışanların damgalayıcı tutumları birey üzerinde çok olumsuz etkiler yaratabilir. Örneğin birey, geçimini sağlayacak kazançtan mahrum bırakılabilir ya da ihtiyaç duyduğu tıbbi yardımı yeterince alamayabilir. Bunun gibi ayrımcılığı önlemeye yönelik yasal düzenlemelerin yapılması önemlidir.

Aile ve yakın çevrede de; ilginç durumlar yaşanabilir. Mesela toplumsal damgalamaya maruz kalan bireyin ailesi de toplumdan dışlanabilir. İlginç taraf şu ki, bireyler kendi aileleri tarafından da dışlanabilir. Olay ve olgulara bakılacak olursa özel durumda olan kişilerin toplumdan gizlenmeye çalışması söz konusudur. Çünkü birey damgalanma kaygısı yaşar. Bireyin ailesi tarafından sır gibi saklanmaya çalışılan durum özel durumlu bireyi giderek daha da yalnızlaştırır. Yani toplum aileyi damgalayabildiği gibi aile de bireyi damgalayabilir. Damgalama etkisinden kurtulmak için de profesyonel destek, eğitim ve terapi gibi yapıcı müdahaleler olumlu etki yaratabilir.

Damgalanmanın en küçük ve son halkası da kişidir. Medya, toplum ve hatta bazen aile tarafından sergilenen dışlayıcı tutum son derece olumsuz bir telkin etkisi yaratır ve bireyin zamanla kendisine yönelik bu tutumu içselleştirmesine sebep olur. Maalesef birey çekingen, muzdarip olduğu durumu inkar eden, sağlıklı düşünemeyen ve kendini toplumdan soyutlayıp tamamen iç dünyasının gerçekliğinde yaşayan birine dönüşür. Bu durumdaki bireylerin öncelikle toplumda yalnız olmadıklarını fark etmelerini sağlayacak faaliyetlere ve kaynaklara ihtiyaç vardır.

İnsanların hem iç hem dış dünyayla uyumlu ve sağlıklı yaşayabilmesi için damgalamalara maruz kalmaması, kalırsa da birtakım bilişsel tedavi görmeleri gerekir. Çünkü damgalama psikolojik bir suçtur. Damgalama bireyden başlayarak, topluma, toplumdan da ülkeler arasındaki ilişkilere kadar yükselebilecek bir yapıdır.

Editör: semra – 14.11.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Vicdan Üzerine

    Avrupa uzay teknolojisi yarışında neden geride kalıyor?

    Avrupa uzay teknolojisi yarışında neden geride kalıyor?