içinde ,

İnsanın Dalgalı Davranışları: Boyun Eğme ve Uydumculuk

İnsan yaratılış gereği, insanların içinde doğar. Onlarla arzu ve gereksinimlerini karşılamak için iletişime geçer. Bazen topluma kendi isteğiyle uyarken, bazen de toplumda onaylamadığı kararlara karşı durmaya çalışır. Söz konusu davranışları psikoloji literatüründe iki kavram karşılar:  “Uydumculuk” ve “Boyun Eğme.”

Uydumculuk, bireyin düşünce ve davranışlarının içinde bulunduğu topluma uygun olmasıdır. Uydumculuk bireyin çevresindeki coğrafi ve sosyokültürel değerlere bağlı olarak birkaç faktöre bağlı olarak değişir ve gelişir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1) Grup Büyüklüğü: 3 ile 5 kişilik insanların bir araya gelmesiyle oluşur. Bu sayıdaki insanların birbirleriyle uyumu, diğerlerine göre daha yüksektir. Örneğin bir konuda 3 kişi fikir birliği sağlamış ise diğer kişiler kararı olumlu karşılar. Diğer örnekte, bir aş deneyinde katılımcılar arasında tek bir karşıt görüşün diğer grup üyelerinin fikirlerini etkilediği gözlemlenmiştir. Çünkü bir gruba özenti ve ilgi arttıkça gruba  yönelik uyumlu davranışlar da artmaktadır.  Özellikle çocuklarda popüler olma istemi uyumun en sık rastlandığı örnekler arasındadır.

2) Grup Uyumu:  Grup içinde benzer ideolojik düşüncede bulunan bireylerin bir araya gelmesiyle oluşur. Davranışlardaki uyumun başkaları tarafından izlendiği bilgisi, grup uyumunu arttıran faktörler arasındadır. Bir aş çizgi deneyinde, aşcılara sorulan sorulara cevapların sesli olarak verilmesi istenmiştir. Böylece katılımcıların cevaplarının hiç kimsenin etkisi altında kalmadan vermesi amaçlanmıştır. Deney sonucunda toplum tarafından memnuniyetle karşılanacağı bilinen eylemler grubun uyumunu da sağlamaktadır.

3) Taahhüt: İnsanların uyumunu etkileyen davranışlardan biri de taahhüttür. Taahhüt bir kişiye veya topluluğa karşı görev üstlenmek ve beklenilenin yapılacağına dair sözleşmedir. Taahhüt sayesinde uydumculuğun gerçekleşme ihtimali artar.

Boyun Eğme: Başkaları tarafından söylenen emir ve komutların sorgusuz – sualsiz şekilde yerine getirilmesini ifade eder. Belirli otoriteye karşı duygusal yakınlık boyun eğme üslubunu etkiler. Örneğin anne babaya karşı boyun eğme ile akranlara karşı boyun eğme durumu arasında farklılıklar söz konusudur. Miligram deneyinde, katılımcıların arkalarında bulunan güvenlik görevlisine itaatkârlığı daha yüksek olarak gözlemlenmiştir. Deneyin saygın bir üniversitede yapılması, görevlinin varlığı boyun eğmeyi de olumlu etkilemiştir.

Peki uyum göstermeye veya boyun eğmeye meyilli insan/ insanlar var mıdır?

Sorunun kesin bir cevabı yoktur. Ancak bireyin gün içinde yaşadığı olayların temposuna bağlı olarak davranışlara uyumun dozu da değişmektedir. Çünkü söz konusu durumda kültürler de durumu etkileyebilir. Örneğin Amerika ve Batı Avrupa gibi bireyci kültürler, aileyi veya grubu üstte tutan Çin veya Kore gibi kolektivist (toplumcu) kültürlere oranla daha az uyumcu toplumlardır.  Fakat şu da var ki, bireyselci kültürlerde kahvaltıdaki öğün çeşidinden akşam yatıncaya değin yaşam standartlarında belirli uyum gözlemlenir.

Boyun eğme ve uydumculuk görüldüğü üzere birbirine zıt kavramlar gibi gözükse de birbirlerinin birer yanılsamalarıdır. Toplumsal değerlerden eğitim seviyesine kadar her türlü bilgi ve  donanım boyun eğmeyi ve uydumu etkiler. Monarşik veya Teokratik yasalarla yönetilen İran, Arabistan veya Afganistan gibi ülkelerde şeriatın getirdiği kanunlara uyma zorunluluğu, insanları boyun eğmeye zorlamaktadır. Boyun eğme, tam bir kapalı kutudur. Her şey önceden belirlenmiş ve belirli yasaların dışına çıkmak mümkün değildir.

Uydumculuk, Boyun Eğmenin aksine insanlara belirli özgürlük alanı tanır. Uyumda davranışlar örnek alınır. Örnek alınan davranışlar tekrarlandıkça pekiştirilir ve sosyal düzene yansıtılır. Uyumda oy birliği sayesinde eylemlerde tutumluluk vardır. Demokratik ülkelerdeki vatandaşlar arasında anayasaya uygun hareketlere uyması beklenir. Ya da Feodal Sistemde de burjuvazi kesim de göz önüne alınır.

İnsanların davranışlarının neden ve sonuçlarıyla ilgili kesinliğin söz konusu olmaması ve psikolojinin esnek bir dal olması, insanlar neden bir tabuya boyun eğmek zorundadır, belirli insanlar arasında uyum neden gereklidir sorularını düşündürmektedir. İnsan varlığının duygularının da olması ve zihin ile kalp arasında eşgüdümün olmaması bazen insanları bir şeylere boyun eğdirmek zorunda bırakırken, bazen olay ve durumlara uymasını zorunlu kılmaktadır. Çünkü insan yapısı gereği her türlü duruma adapte olacak şekilde programlanmıştır.

Editör: Elif Türkoğlu – 02.09.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Z Kuşağı’nın Başarılı Oyuncusu Zendaya Kimdir?

    Vücut İşletim Sistemi: Serebral Korteks Nedir?