Yapımcılığı Javier Ambrossi ve Javier Calvo tarafından üstlenilen İspanyol yapımı biyografik dizi Veneno, 90’lı yılların sonunda İspanyol medyası tarafından keşfedilen ve halka tanıtılan seks işçisi bir trans kadın olan Cristina Rodríguez‘in hayatına dayanıyor. Dizi, gazeteci-yazar ve aynı zamanda trans kadın olan Valeria Vargas‘ın Cristina Rodríguez hakkında yazdığı biyografik romanından uyarlanmıştır. Çocukluk, gençlik, yetişkin ve yaşlılık dönemlerini ayrı ayrı işleyen dizide gerçekten trans kadın oyuncular yer almakta. Ayrıca bu seçimle de dizi, halkın takdirini kazanmıştır. 20 Mart 2020 – 25 Ekim 2020 tarihleri arasında yayımlanan dizinin oyuncuları ise şöyle: Jedet, Daniela Santiago, Isabel Torres, Lola Rodríguez ve Paca la Piraña.
Jedet, La Veneno’nun gençliğini, Daniela Santiago yetişkin zamanlarını, Isabel Torres ise ileri ki dönemlerini canlandırmakta. Paca la Piraña ise La Veneno’nun en yakın arkadaşı rolünde kendisini canlandırıyor. Dizimizin Valeria Vargas’ın kitabına dayandığını söylemiştik. Lola Rodríguez’de dizide Valeria Vargas’ı canlandırıyor ve La Veneno ile olan tanışmasını izliyor, hayat hikayesini kendi azından dinleyerek aldığı notlarla biyografik romanını bitirdiğini görüyoruz.
Cristina Rodríguez “La Veneno” Kimdir?
19 Mart 1964 yılında doğan Cristina Ortiz Rodríguez, (La Veneno – Zehir olarak bilinir) İspanya’nın küçük bir kasabasında doğmuş ve diğer erkek çocuklardan “farklı” olarak görüldüğünden kötü bir çocukluk geçirdi. Toplumsal cinsiyet rollerine uymayan Cristina’ya hem kasaba halkı hem de ailesi tarafından şiddet uygulandı. Cinsiyet kimliğini ailesine kabul ettiremeyen Rodríguez, 13 yaşında ablası ile birlikte evden kaçarak bir çiftlikte çalışmaya başladı. Daha sonra bir markette ve kuoförde çalıştıktan sonra bir dönem modellik yaptı.
1991 yılında Madrid’e taşınarak bir hastanede hastane şefi olarak işe başladı. İşten trans olduğu için atıldıktan sonra seks işçiliği yapmak zorunda kaldı. Aynı sene cinsiyet uyum sürecine başladı. Seks işçisi trans kadınların iş yaptıkları meydanda 2 muhabir tarafından çekilen röportajı sayesinde görünürlüğü arttı ve ardından aynı muhabirin çalıştığı kanalda yayımlanan bir talk show’a zaman zaman konuk oldu.
Bir dönem sevgilisi tarafından kandırılıp dolandırılan Cristina, hapse girdi ve cinsiyeti resmiyette erkek olduğu için erkeklerle aynı koğuşta kaldı. Bu dönemde çok kez taciz ve tecavüze uğrayan Cristina, düşüş dönemine adım attı.
Vefatı
5 Kasım 2016 yılında vücudunda morluklarla ve kafasına aldığı büyük bir darbe sonucu bilinci yarı açık bir şekilde bulundu. Beyin travması teşhisiyle hastaneye kaldırıldı ve 4 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra 9 kasım 2016’da yaşama gözlerini yumdu.
Ölüm tehditleri aldığı bilinen Cristina’nın ölümünün kaza değil cinayet olduğu tartışılmakta. Çünkü seks işçisi yaptığı dönemde müşterileri arasında mevki sahibi insanlar vardı. Bu kişiler hakkında açık açık konuştuğu için ölüm tehditleri aldığını biyografisinde belirtmişti.
Vefatının ardından küllerinin yarısı seks işçiliği yaparken müşteri bulduğu park Parque del Oeste‘ye, diğer yarısı ise doğduğu Adra kasabasına saçıldı. Nisan 2019’da La Veneno‘yu anmak için Parque del Oeste’ye bir plaka dikildi, fakat 1 hafta sonra çalındı. Ekim 2020’de imza kampanyası sonucu plakanın tekrar yerleştirileceği duyuruldu ve 4 Aralık’ta plaka evine döndü.
Halen 21. yüzyılda LGBTIQ+ bireyleri, özellikle trans kadınlar nefret suçuna kurban gitmekte. İnsan olmanın zor olduğu şu dönemlerde toplumsal normlara uymayan bireyler olmak çok daha zor. Veneno dizisi ise 90’lı yıllardan 2000’li yılların başlarına kadar İspanyolların hayatından geçmiş, hayatı ne olursa olsun bırakmamış trans bir bireyin çarpıcı ve zorlu hayatını ele alıyor. Trans bireyleri daha iyi anlamak ve onları daha yakından tanımak istiyorsanız Veneno dizisini şiddetle izlemenizi tavsiye ederim. Fakat unutmayın, Cristina “La Veneno” Rodríguez, tüm trans bireyleri temsil etmemiş, sadece hayatını kendi şartlarına göre yaşamaya çalışmış bir bireydir.
Dizinin Fragmanı:
Editör: Doruk Adakoğlu – 21.05.2023
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Elinize sağlık trans bireyleri anlamaya çalıştıkça hikayelerine de saygı duymamız gerektiğini de anlarız umarım
Çok tuhaf bir şey. Böyle bir ölümün kimsenin başına gelmesini istemem.
Her şeyi bu denli meşru hale getiriyor olmaları bana bir tuhaf geliyor ya.
Bir kadının cinsiyet kimliği yüzünden yaşadığı kötü hayatın insanlara aktarılmasında meşru olan ne var acaba? Hayatımızın gerçeklikleri bunlar. Öğrenip insanları yargılamadan, kimseye acı çektirmeden yaşamamız gerektiğini anlatan bir dizi.
Yaşamın herkes için aynı kolaylıkla olmadığını anlayabiliyoruz bir şekilde.
aynen öyle. hayat kimse için kolay değil ama bazı insanlar için hiç kolay değil malesef.
Kadınların cinsellik işçiliği olarak kullanıldığı bir işçilik kabul edilemez.