içinde

Emprizm ve Rasyonalizm Nedir?

Bilgiye ulaşmak saf akıldan mı yoksa duygu ve deneyimden mi geçer? Kesin ve apaçık bilgiye sadece akıl yoluyla ulaşılabilir mi?

Bilgiye akıl yoluyla ulaşılabilir olduğunu savunan Rasyonalizm Antik Yunan Felsefesi’nde Sokrates, Aristo ve Platon tarafından gelişen bir akımdır. Rasyonalizm İslam Dünyasında Farabi tarafından; Modern Felsefe Döneminde ise Descartes, Spinoza ve Hegel tarafından savunulan akımdır. Rasyonalizm bilginin kaynağının akıl olduğunu, doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile ortaya çıktığını tezler. Buna göre kesin ve evrensel bilgi akıl aracılığıyla, tümdengelimsel yöntemle oluşur. Her bireyin eşit ve değişmez ussal ve mantıksal ilkelere sahip olduğunun varsayımı ile çeşitli Apriori (deney öncesi bilgi ve açık bilgi) olduğu düşüncesindedir. Rasyonalizm Avrupa’da genellikle Kıta Felsefesi olarak tanımlanır. Çünkü İngiltere’de deneycilik baskındır. Bir kişinin kendisini akılcı olarak tanımlaması için şunu kabul etmesi gerekir: Akılcı sezgi Apriori bilgimizin tamamı veya bir kısmının kaynağıdır. Yeni doğuştan gelen bilgileri kabul ederek bilgiyi anlama yolunda akla, sezgiye ve deneyim öncesi bilgiye güvenmektir. Tabii ki hiçbir filozof deneyi tamamen reddetmemiş, deneyin kesin bilgiye ulaşmada yetersiz olduğunu söylemişlerdir.

Bu akım Empirizm‘in karşıt görüşüdür. Empirizm’in Apriori bilgiyi reddedip asıl bilgi kaynağı olarak deney ve deneyimi görmesindedir. Modern Dönem’ de Batı Felsefesi’nde Rasyonalizm Akımı Kurucusu Descartes’ten söz etmek gerekir. Descartes filozof, matematikçi ve bilim insanıdır. Felsefeyi her türlü dinsel ve siyasi otoritenin baskısından kurtarmaya çalışmıştır. Descartes’e bilgi 3 kaynaktan elde edilir. Duyu organları, hayal gücünden ve doğuştan bilgiden gelir. Kesin bilgiye ulaşmak için Descartes yöntemini apaçıklık, analiz, sıra ve sayış olarak dört kurala dayandırır. Bu yöntemi ortaya atmasının sebebi de yaşadığı çağdaki kilise ve bilim dünyası tarafından dayatılan dogmalardır. Bu bilgilerden herhangi bir bilgi şüpheli ise o bilginin doğruluğu kesin değildir. Descartes’e göre en kesin bilgi matematik bilgisidir. Matematiğin herhangi bir duyu organı ile bağı olmaksızın değişmez sonuçlar verdiğini söyler. Basit bir örnek vermek gerekirse; sabah uyandığımızda 2+2’nin 4 ettiğini biliriz. Gece uyduğumuzda da 2+2’nin 4 ettiğine hala eminiz değil mi? İşte görüldüğü gibi akla dayanan, matematiksel bilgi asla doğruluğunu kaybetmez. Kendisinin çok bilinen bir sözü de vardır. “Cogito ergo sum” Yani; “Düşünüyorum; öyleyse varım.” Peki nedir bu düşünme, bu var olma?

Bu önerme ile “Her şeyden kuşku duyabilirim fakat kuşku duyduğumdan kuşku duyamam. Çünkü kuşku duyma düşüncenin formudur.” demiştir. Düşündüğümden kuşku duyamam. Düşünme bir düşüneni gerektirdiği için düşünen olarak kendi özne varlığımdan kuşku duyamam.” Descartes şüpheci bir tavırla düşünmeyi ve elde ettiği bilgiyi ayıklamayı seçmiştir. Bu ayıklama her türlü bilginin şüphe edilebilir olduğunu göstermiştir.

Empirizm ise; Antik Yunanca’da “deney, deneyim, duyu verisi” olarak çevrilen “Emperia” kelimesinden türetilmiştir. Bu bağlamda her türlü deney zorunlu olarak bir canlının, hayvani bir organizmanın duyumsama yetisini gerektirir. 5 duyu organı ile edilen bu bilgiler hayvanlardan farklı olarak sadece insan türüne ait olan düşünme, ayırt etme yetisi sayesinde kavranır ve bir duyu organı algısına dönüşür. Bilginin duyular sayesinde deneyim kazanabileceğini öne süren görüştür. Empirizm’e göre insana doğuştan gelen bilgi yoktur. İnsan dünyaya boş bir levha (Tabula Rasa) olarak gelir. İnsanlar deneyimleri sayesinde öğrenir, büyür ve gelişir. Rasyonalizm’e karşı olan Emprizm sadece duyum ve deneyim yoluyla elde edilen bilgileri kabul eder. Her türlü bilginin sonradan deneyimle, duyumlarla elde edildiğini ileri süren felsefi temele dayanır. Empirizm’e ortaya çıkarken Antik Filozoflar önemli rol almıştır. Örneğin Demokritos’un Atom Teorisi muazzamdır. Maddeci doğa bilimi kökleri Demokritos’a dayanır. Aynı zamanda nedensel – zorunlu evren anlayışı ve bu anlayış ekseninde temellenen felsefi- bilimsel düşünce köklerini Demokritos’ta bulur. Doğa filozoflarının Arkhe arayışı  içinde oldukları dönemde ” Her şeyin özü nedir?” diye sorulduğunda Demokritos için ‘Atom’ olmuştur. Her şey atom ve atomların hareketliliğinden ibarettir. Diğer bir filozof Epikur’a göre de duyum yoluyla elde edilen veriler bilginin kendisi değildir. Elde edilen bilgiler ancak duyular ile algılanabilen yansımalardır. Duyu organlarının yanıltıcı olabileceğini ya da yansımaların farklı şekillerde algılayabileceğini öne sürer. Epikur’a göre insanın deneyimleri içinde bulunduğu duygu durumu algılama sürecini etkiler. Ve kişilerin bir bilgiye ulaşmasını engeller. Epikur burada akıl ile bunları ayırt etmek ve kesin doğru olanlar ile bilgiye ulaşmayı hedeflemiştir. Duyu organlarınca elde edilen duyum ve izlenimler akıl vasıtasıyla tasavvurlara dönüştürülür ve böylece bilgi ortaya çıkar.

Sırada Modern Deneycilik var. Modern Dönem’de Emprizm’i sistematik hale getiren filozof John Locke göre bilginin kaynağında deney ve deneyim vardır. Ona göre insan eylemleri ve bilgisi deneyimden kaynaklanır. John Locke, Rasyonalistlerin görüşlerine karşı çıkmış ve tüm bilgilerin deneyden geldiğini savunmuştur. Zihinde daha önce duyularda bulunmamış olan hiçbir şey bulunmaz.

Locke’a göre bilginin iki kaynağı vardır: Dış dünyayı duyularla tanınmamızı sağlayan dış deney (duyum), ikincisi ise zihnimizin çeşitli işlemlerini bize bildiren iç deney (refleksiyon)dur. Kaynağı deney olan bu tür bilgilere felsefede Aposteriori (deneyimden sonra gelen) bilgiler denir. Elde edilen tüm bilgiler Aposteriori bilgilerdir. Locke’a göre bilginin olması için şunların olması gerekir. İlk olarak elde edilen tasarıları anlatan algı; ikincisi bellek. Elde edilen bilgileri depo eden kısımdır. Üçüncüsü de ayırt etmedir. Dördüncü de karşılaştırmadır. Bilgilerin iyi ve kötü yönlerini karşılaştırır. Beşincisi de birleştirmedir. Elde edilen bilginin iyi taraflarını alıp daha iyi bir metot üretmek için olumlu tarafların sentezini yapma yetisidir. Sonuç olarak John Locke özetle şunu savunur:

“Gerçekten de zihinde deneyden gelmeyen hiçbir şey yoktur. Yalnız zihnin kendisi müstesna.”

 

Editör: semra – 18.02.2024

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kişisel Verilerinizi Paylaşırken Dikkat | Yapay Zekalı Arkadaşınız Size İhanet Ediyor Olabilir

    CALL OF DUTY DAHA İYİ NASIL OYNANIR?