Oxford Üniversitesi‘nden bir grup araştırmacı, tip 2 diyabette glikozun kendisinden ziyade glikoz metabolitlerinin kilit rol oynadığını ortaya koydu. Çalışmaya göre, yüksek kan glikozu pankreas beta hücrelerinin işlevini yeniden programlıyor ve zarar veriyor. Sonuç olarak, bu hücreler yeterince İnsülin hormonu salgılayamıyor ve bu durum da tip 2 diyabetin ilerlemesine yol açıyor. Glikozun metabolize edilme hızını azaltmak, hastalığı tedavi etmek için yeni bir yol sunacak gibi duruyor.
Glikozun Rolü
Dünya Sağlık Örgütü‘ne göre dünya genelinde yaklaşık 422 milyon kişi diyabet hastasıdır. Bunların büyük bir çoğunluğu, kan dolaşımında yüksek glikoz seviyelerinin dolaştığı hiperglisemi ile karakterize olan tip 2 diyabetten muzdariptir.
Kan glikozu ana enerji kaynağıdır ve esas olarak gıda alımından gelir. Pankreas beta hücreleri tarafından yapılan bir hormon olan insülin, glikozun enerji için kullanılmak üzere hücrelere girmesine yardımcı olur. Tip 2 diyabette vücut yeterince insülin üretmez veya insülini iyi kullanmaz. Bu durumda çok fazla glikoz kanda kalır ve hücrelere yeterince ulaşamaz.
Araştırmacılar kronik olarak yüksek kan şekerinin beta hücre fonksiyonunda ilerleyici bir düşüşe yol açtığını biliyorlardı. Açıkça anlamadıkları şey ise insülin üreten beta hücrelerimize tam olarak nasıl zarar verdiğiydi.
Oxford Üniversitesi Fizyoloji, Anatomi ve Genetik Bölümü’nden Dr. Elizabeth Haythorne ve Profesör Frances Ashcroft tarafından yürütülen yeni bir çalışma, kronik hipergliseminin beta hücre yetmezliğine nasıl yol açtığını ortaya koydu.
Kilit Oyuncu
Araştırmacılar bir dizi hücre ve hayvan çalışmasıyla, insülin üreten beta hücrelerinin işlevini bozanın glikozun kendisi değil, glikozun metabolize edilmesiyle ortaya çıkan ürünler olduğunu keşfetti. Yüksek kan glikoz seviyeleri beta hücresinde glikoz metabolizması hızının artmasına neden olarak metabolik bir dar boğaza ve yukarı akış metabolitlerinin birikmesine yol açıyor.
Bu metabolitler insülin genini kapatır, böylece daha az insülin yapılır, ayrıca metabolizma ve uyaran- salgı bağlantısında yer alan çok sayıda geni kapatır. Sonuç olarak, beta hücreleri glukoz körü olur ve artık kan glukozundaki değişikliklere insülin salgısı ile yanıt vermez.
Ekip ayrıca, glikoz metabolizmasındaki ilk adımı düzenleyen glukokinaz adlı bir enzimin bloke edilmesinin, gen değişikliklerinin gerçekleşmesini önleyebileceğini ve kronik hiperglisemi varlığında bile glikozla uyarılmış insülin salgılanmasını sürdürebileceğini buldu.
‘Bu potansiyel olarak diyabette beta-hücre düşüşünü önlemek için faydalı bir yoldur. Glikoz metabolizması normalde insülin salgılanmasını uyardığı için, daha önce glikoz metabolizmasını arttırmanın T2D’de insülin salgılanmasını arttıracağı varsayılmış ve glukokinaz aktivatörleri denenmiş, ancak farklı sonuçlar elde edilmiştir.”
‘Verilerimiz, glukokinaz aktivatörlerinin olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini ve biraz da sezgisel olarak, bir glukokinaz inhibitörünün T2D‘yi tedavi etmek için daha iyi bir strateji olabileceğini göstermektedir. Elbette, T2D’deki glikoz akışını diyabeti olmayan kişilerde bulunan seviyeye düşürmek önemli olacaktır – ve daha fazlası değil. Ancak bu yaklaşımın T2D’deki beta-hücre düşüşünü tedavi etmek için yararlı olup olmayacağını söyleyebilmemiz için önümüzde çok uzun bir yol var. Bu arada, tip 2 diyabetiniz varsa, çalışmamızdan çıkan temel mesaj, kan şekerinizi iyi kontrol altında tutmanızın önemli olduğudur.
Çalışma Nature Communications dergisinde yayımlanmıştır.
Editör: Fatih Düz – 23.11.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Tıp her geçen gün gelişiyor . Neredeyse tedavisi olmayan hastalık kalmadı. Yazınin içeriği çok hoş . Diyabet hastasi bir arkadaşım var ve yakından takip ediyorum süreci. Yazıyı da görunce ilgimi çekti . Teşekkürler
Bilim yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor
nedeni belli olmayan bir şey kalmıyor yavaş yavaş ve gün geçtikçe tıp daha da gelişiyor.
En tehlikesi gizli şeker hastalığı. Dikkat etmekte ve arada kontrole gitmekte fayda var.
Diyabet artık son zamanlarda küçük çocuklarda bile duymaya başladığımız sanırım en zor hastaliklardan birisi. Diyabette bir tür immün sistem hastalığı sanırım. Yediklerimiz , ve bozulan bütün dünya ürünleri bunlara neden gibi.Umarım nedenleri tam olarak bulunur ve çözüme kavuşur .
her şeyin bir nedeni olduğu ne kadar da açık.
Çok aç kalmak ve uzun süre stres ve moral bozukluğu yaşamak şeker hastalığına yol açar diye bir makale okumuştum.
İnsan fizyolojisini ve metabolizmasını anlamak için hayvanları denek olarak kullanmayı doğru bulmuyorum.