içinde

Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Siz daha dünyaya gelmeden çalışmaya başlayan kasınızın hangisi olduğunu biliyor musunuz? Tabii ki de kalp. Kalp daha anne karnında kan pompalamya başlayan organdır. Peki kalp bu iş için ne kadar büyük enerji harcar? Kalp dakikada 70 ile 75 kez kasılır. Kasların çalışmaya devam edebilmeleri için sürekli olarak besin ve oksijen almaları gerekir. Kaslar tarafından alınan bu oksijen ve besinler kaslara kan aracılığıyla ulaştırılır. Kalbinizin kanı, vücudunuzun her yerine ulaşır ve kan kalpten Aort atard damarıyla çıkış yapar. Peki kanın tamamı aort aracılığıyla kalpten dışarı atılıyorsa kalp ihtiyaç duyduğu besin ve oksijene nasıl ulaşır?

Kalp yapısı gereği çok zeki bir organdır. Neden mi? Çünkü aorttan ayrılan iki damar bulunur. Bu damarlar “koroner arterler” olarak adlandırılır. Koroner Arterler de daha küçük artı yolla ayrılarak kalp kasını sarar ve kalp kasına ihtiyacı olan oksijen ve besinleri ulaştırır. Yaşla birlikte damarlarda oluşan birikmeler kan akışını engeller. Bu durum “Koroner Arter Hastalığı” olarak adlandırılır.

Koroner Arter’in herhangi bir bölümü hipertansiyon, enfeksiyon gibi pek çok sebepten hasar görebilir. Örneğin koroner arter zarının bir kısmı bu şekilde hasar görmüş olabilir. Zarın hasar görmesi sonucu kandaki kolesterol zarın bu kısmına yerleşmeye başlar. Ama vücudumuzda makrofajlar gibi beyaz kan hücreleri de mevcuttur.

Beyaz kan hücreleri vücudumuzun iç sağlığından sorumlu polisler gibi çalışır. Vücutta kolesterolün birikmeye başlamasıyla birlikte beyaz kanlar hemen olay yerine gelir. Daha sonrak aşamada kolesterol birikiminin sonucunda bölgede enflamasyon meydana gelir. Bu da yetmezmiş gibi kalsiyum bölgede birikmeye başlar. Zaman içerisinde arterin duvarı birikir. Buna da “plak” denir. Bu kısa oluşumun tam adı “Atereskleroz“dur. Türkçe olarak da damar sertliği olarak çevrilir. Yunanca atere ‘macun’; skleroz da sertleşmek anlamlarına gelir. Burada geçen macun damar duvarında oluşan plaktır. Çünkü duvara macun gibi yapışır. Atardamarlar da buna benzer şekilde elastiktir. Bu plak birikmesi damar duvarlarını deler ve sertleşme yumuşar.

Koroner Arter Hastalığı bireyde pek fazla hissedilmez. Çünkü bu hastalığın teşhisinin ortaya çıkması için Koroner Arter’in %70’den daha yüksek tıkalı olması gerekir. Kanın bu tıkanıklıktan geçebilen 25 ile 30’luk bölümü kalbi yalnızca dinlenme durumunda besleyebilir. Hipertansiyon, fiziksel aktivite veya duygu durumunda iniş – çıkışlar olması sonucu nabız yükseldiğinde kalp kasının da daha fazla kana yani oksijene ve besine ihtiyacı olur. Kalp kası damarların plaksız olduğu durumlarda kan damarlarını genişleten bazı kimyasallar salgılar. Ve böylece kalbe daha fazla kan ulaşır. Öte yandan damarlar elastik oldukları için kendi kendilerine genişleyebilme becerileri de vardır. Aterosklerozda ise damar duvarı sertleşir ve elastikiyetini kaybeder. Kap kası bu damarlara kimyasallar gönderip genişlemelerini istese de Arterler genişleyemez. Tüm bunların sonucunda kalp kası ihtiyaç duyduğu kanı alamaz. Dolayısıyla hasta göğsünde ağrı hisseder. Buna “anjina pektoris” denir. Anjina “boğma, sıkma” ; pektoris ise “göğüs” demektir. Hasta göğsünde baskı ve ağrı hisseder ve bu his vücudun komşu bölgelerinde de hissedilebilir. Ağrı ve sıkışma hissine nefes darlığı ve terleme de eşlik eder. Ancak söz konusu durum geçicidir. Anjina kalbin oksijen ve besin ihtiyacının arttığı zamanlarda oluşur. Bunun dışındaki oluşan durumlarda hasta rahatsızlık hissetmez.

Son olarak; doktorların anjina pektoris olan bir hastaya verecekleri ilk tavsiye yaşam tarzında değişiklik yapmasıdır. Örneğin sigarayı bırakmak kolesterolü azaltacak şekilde sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak gibi. Kolestrol birikiminin  her ne kadar ileri yaşlarda etkisi hissedilse de; başlangıcının 10 yaş civarlarında başladığı tespit edilmiştir. Ve bu durumun temel nedeninin de sağlıksız beslenme alışkanlığı olduğu bilinmektedir.

Editör: semra – 13.01.2024

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bir Başka Hayat Mümkün Mü? | Olası Benliklerin Felsefesi

    Uzayda 1,3 milyar ışık yılı çapında devasa bir halka keşfedildi: ‘Evreni anlamamızı zorlaştırıyor’