içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Karıştırılan Ruh Sağlığı Uzmanları: Psikolog vs. Psikiyatrist

Yeniden merhaba sevgili dergio okuyucuları, bugün birbiriyle çok karıştırılan iki uzmanlık alanını, mesleği konuşacak ve bir nebze de olsa bu durumu netleştirmeyi amaçlayan bir köşe yazısıyla karşınızdayım. O halde çok da uzatmadan konumuza geçelim.

İki ruh uzmanlığı arasındaki farklardan önce psikolojik destek alma konusunda ne yazık ki fazla ön yargılı bir toplumumuz olduğu için ileri bir adım atma konusunda sıkıntı yaşayabiliyoruz ve bu ön yargıların en büyük sebeplerinden olan bilgi eksikliğini gidermek için bir adım atmak adına karşınızdayım. Şimdiye kadar hiç kolunu kırdığı için veya apandisti patladığı için dalga geçilen biri gördünüz mü? Hayır, kimse fizyolojik sağlık sorunları ile dalga geçmez ama konu mental yani ruh sağlığına gelince nedense işler çok değişiyor. Oysaki ruh sağlığımız, hayatımızın işleyişinde büyük bir rol oynuyor. Uzmana başvurmak utanılacak bir durum değildir ve erteledikçe zarar görme ihtimaliniz artar.

Psikologlar da psikiyatristler de insanların ruh sağlığı için çalışan uzmanlardır ancak farklı eğitimler aldıkları için farklı tedaviler uygularlar. Psikologlar, üniversitelerin Fen-Edebiyat fakültelerinde psikoloji lisans eğitiminin üstüne klinik psikoloji alanında 2 yıllık yüksek lisans eğitimi alarak klinik psikolog unvanı alırken psikiyatristler tıp fakültesi mezuniyetlerinin ardından TUS’tan  (tıp uzmanlık sınavı) yüksek bir not alıp psikiyatri üzerine uzmanlık eğitimi almış uzmanlardır.

Psikiyatristler, tıp fakültesinde farmakoloji eğitimi aldıkları için reçete yazma yetileri vardır ve danışanların sıkıntılarının altındaki fizyolojik nedenlere odaklanırlar. Depresyonun altında yatan nörolojik problemlere, hormonal sorunlara odaklanır ve gerekli ilaçlarla tedaviye başlar. Bazı durumlarda ilaç tedavisine ek olarak psikologlarla ortak çalışarak daha derin bir tedavi yolu izleyebilirler.

Psikologlar ise aslında psikoloji alanında çalışan bilim insanlarıdır, farmakoloji eğitimi almadıkları için reçete yazamazlar, tedavi için konuşma ağırlıklı terapiler uygulayarak danışanlarda farkındalık oluşturmayı hedeflerler. Farklı terapiler uygulamak için farklı eğitimler almaları gerektiği gibi testler uygulamak için de eğitim almak zorundadırlar.

Psikologlara danışmak üzerine en büyük yanılgılardan biri olan ”ben arkadaşlarımla konuşurum, alışverişe çıkarım bundan iyi terapi olmaz” bakış açısıdır. Sohbet etmek, sevdiklerinizle iletişimde olmak elbette ki ruh sağlı için yararlıdır ama bir psikoloğun aldığı terapi eğitimlerini yok saymak olmaz değil mi?

Editör: Fatih Düz – 04.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Psikolog her yönden bizim gibi sadece depresyon veya anksiyete ile mücadele edenler için daha faydalı. Bilişsel davranışçı terapi yöntemiyle ilaç tedavisi olmadan kalıcı çözümler sağlanabiliyor. Ancak şizofreni veya daha öte bir psikotik durum söz konusu olduğunda ilaç tedavisi olmadan pek olmuyor. Sorun da şu ki, devlet psikiyatristi ödüyor ancak psikolog için sgk muayene ücretini ödemiyor ve muayene ücretleri çok pahalı. Bence psikologların da devlet kapsamına girmesi gerekli çünkü onun da klinik bir bölüm olduğunu düşünüyorum

    Daha fazla yorum yükle

    Dünya Karpuz Günü

    Rüzgar Türbinleri Neden Düşündüğünüz Kadar Yeşil Değil?