Hayatınızın en önemli kararlarından birini verdiğiniz şu dönemde eğer tercih listenizde ‘Psikoloji’ bölümüne de yer vermek istiyorsanız bu yazı tam size göre.
Psikoloji veya Ruh bilimi; davranışı ve zihni irdeleyen bir bilim dalıdır. Bilinçli ve bilinçsiz olaylarla birlikte duygu ve düşüncenin incelemesini içerir ve araştırmalarını bunlar üzerinden sürdürür. Psikoloji, çok geniş bir alandır ve 54 tane alt alana sahiptir. Bu alanda uzman olan, aynı zamanda bilgi araştırması yapan ve 4 yıllık lisans eğitimini tamamlayan kişilere psikolog unvanı verilir.
Bu 54 alt alan içerisinde; klinik psikoloji, deneysel psikoloji, sosyal psikoloji, adli psikoloji, gelişim psikolojisi, trafik psikolojisi, spor psikolojisi, endüstri ve örgüt psikolojisi gibi çeşitli alt alanlar bulunur. Kişi uzmanlaşmak istediği alanda yüksek lisans yaparak eğitimine devam edip bu alanda kendini geliştirebilir.
Neden psikoloji seçmemelisin sorusuna gelirsek eğer:
1. Popüler olduğu için
Bir alanın popüler olması o alanda çalışmanız gerektiği anlamına gelmez. Eğer ilginiz var ise ve kendinizi bu alanda okumalar, araştırmalar yaparken iyi hissediyorsanız bu sizin için doğru bir seçim olabilir.
2. Kolay göründüğü için
Hep duymuşsunuzdur psikologların sadece bir dinleyici olduğunu, şöyle derler: ‘Sizin de işiniz kolay. İnsanlar gelip derdini anlatır siz sadece dinlersiniz.’ Fakat bu işin görünen kısmıdır. Sadece dinlemenin bile zor bir görev olduğu, karşınızdaki insanı dinlerken onu herhangi bir sebeple yargılamadan varlığını kabul etmek elbette ki kolay bir şey değildir. Bunun yanı sıra iyi bir psikolog olmak için çok fazla eğitim görmeli, alan araştırması yapmalı ve alana dair birçok okuma yapmalısınız. Yani karşınızdaki kişiyi dinlemek, bir şeyleri anlamlandırabilmeniz için kesinlikle yeterli olmayacaktır.
3. Çok sevdiğiniz için
Örneğin futbol oynamayı seversiniz fakat iyi bir koşucu değilsiniz ve taktiksel düşünce yetiniz yoksa futbolcu olmak sadece bir hayal olarak kalabilir. Çünkü bazen kabullenemesek bile birtakım becerilere sahip olmayabiliriz. Psikoloji hayatın içinden bir parça olduğu için elbette ilgilenebiliriz fakat yetkinlik geliştirmek ve profesyonel olmak oldukça zorlu bir süreçtir.
4. Puanınız ve sıralamanız yettiği için
Birçoğumuz kazandıktan sonra bile hâlâ kendimizi tanıyamayabiliriz. Bu oldukça normal bir şey. Çünkü hayatımız boyunca hep ders çalışıyoruz maalesef. Bu yüzden ne istediğimizi bilemeyebiliriz. Ne istediğimizi, neyi sevdiğimizi bilmediğimiz için de sırf boşta kalmamak adına alan hakkında bir bilgimiz olmadan tercihlerde yer verebiliriz. Bu sebeple tercihlerde yer verdiğimiz bölüm ne olursa olsun önce iyice bir araştırıp (lisans eğitimini, verilen dersleri, alanın neleri içerdiğini, çalışma alanlarını…) daha sonra tercih listelerimize eklemeliyiz.
5. Bazı ‘Klinik Psikologlar’ çok yüksek meblağlar kazandığı için
Unutmamalıyız ki her alanda adını duyuran, yetkinlik kazanan, işini iyi yapan insanlar daima olacaktır. Bu insanların çok kazanıyor olmasına aldanarak tercihlerde bulunmamalıyız. Çünkü onların yer aldığı koşullar farklı olabilir. Örneğin; psikoloji bölümünde mezun olan biri klinik psikolog olmak isterse ve ailesinin maddi durumu iyiyse daha rahat bir şekilde yüksek lisans yapabilecekken maddi durumu iyi olmayan biri yüksek lisans için daha fazla çabalamak zorunda kalacaktır.
6. Her geçen gün kontenjanlar arttığı için
Her geçen yıl daha da çok kontenjanlar arttırılıyor. Mezun sayısı o kadar çokken arttırılan kontenjanlar yüzünden her geçen yıl daha da fazla yığılma olacaktır.
7. Psikolog atamaları çok az olduğu için
Mezun sayısı çok fazla olmasına rağmen maalesef yeterli atama yapılmamaktadır. İhtiyaç çok olmasına rağmen soruna henüz bir çözüm maalesef bulunmuş değil. Elbette ki ilginiz, sevginiz ve alana karşı sabrınız varsa çok güzel yerlere gelebilirsiniz. Fakat bazı yerlerde anlatılamayan birtakım gerçeklerin de yer aldığını her zaman göz önünde bulundurmakta fayda var.
Editör: Fatih Düz – 26.10.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Master için ideal bence, tercihen lisansta da okunabilir.
Hobiyle asıl mesleği birbirinden ayırmak gerekiyor. Mesela psikoloji kitapları okumaya bayılan biriyim ama ondan önce gelen bir sürü alanım var. Bu karışıklık nedeniyle çoğu insan hayatında bir kez ‘psikoloji mi okusam?’ batağına düşmüştür.
Faydalı bir içerik olmuş, emeğinize sağlık.
Elinize sağlık
güzel bir yazı kaleminiz ışıldasın
Bu yararlı içerik için çok teşekkürler
Çağın şartları ne olursa olsun insan kendi mesleğini yapmalı. Ayrıca Psikoloji çok önemli bir alan. İnsanın kararlarında en önemli etken düşünceleridir. Çünkü farkında olmasak da düşüncelerimiz kaderimizdir.