içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Globalleşen dünyada en çok kullanılan dil olan İngilizceyi öğrenmek artık neredeyse zorunlu hale geldi. Herkesin ise dil öğrenmek için farklı fikirleri var bu da aslında gereksiz bir bilgi havuzu yaratıyor ve öğrenmeye başlamak isteyenler dilden değil bu havuzda boğulmaktan korkuyor adeta. Haksız da sayılmazlar…

Bu yazımda bir dilci ve İngilizce öğretmeni olarak sizlere gerçekçi tavsiyelerde bulunacağım.

Öncelikle en çok yapılan hatalardan bahsetmek istiyorum. Yanlış yollar denemek bizi doğru hedefe ulaştırmaz. Dilin bir bütün olduğunu unutmamalı, asla Türkçe ile karşılaştırmamalıyız. Aynı dil ailesine dahi üye olmayan bu iki dil arasında birkaç benzerlik olsa da asla aynı mantıkta düşünülmemeli. Bir cümleyi asla kelime kelime çevirmemelisiniz, unutmamalısınız ki kelime kelimeye değil, cümle cümleye eşittir. Öğrencilerimden çok duyduğum şeylerden biri de şu ki, bir kelimenin ikinci veya üçüncü anlamının alakasının olmamasının bu dili ”saçma” yapması…

Asla böyle bir şey yok arkadaşlar. Her dil, kendi kültürünün bir ürünüdür. İhtiyaç duyulan kalıpları yaratmış, atalarından kalan öğütleri tıpkı bizler gibi kullanmaya devam etmişlerdir. Yani demem o ki, dil öyle çok da sorgulanacak bir şey değildir.

En çok tanık olduğum ikinci büyük hata ise yalnızca tek bir beceriye yönelmek. Beceriden kastım dilin temeli olan dinleme,konuşma,okuma ve yazmadır. Dikkatinizi çektiyse eğer bu becerileri kendi dilimizi öğrendiğimiz sırada yazdım. Gramer ezberleyen bir bebek gördünüz mü hiç, göremezsiniz çünkü dilin temeli dinlemeden geçer. Konuşmadan önce yeteri kadar dinlemeli ve duymalıyız ki taklit etmeye başlayıp en sonunda kendi cümlelerimizi kurabilelim.

Etrafınızda bir bebek varsa dikkatle inceleyin ona söylenen kelimeler defalarca abartılı bir şekilde telaffuz edilir, yeteri kadar dile maruz kalan bebek ise konuşmaya başlar. Elbette ki bebek hep aynı dil seviyesinde kalmaz, ortamı değiştikçe yeni kelimeler öğrenir ve cümle kurmaya başlar. En önemlisi de, hiç kimse bebeğe baskı yapmaz çünkü önemli olan iletişim kurabilmesidir. Çok sevdiğim ve öğrencilerime çok kez tekrarladığım bir cümle var; “Bir dil öğrenmek başka bir kültürde yeniden doğmak gibidir.”

Dil seviyelerini yaş olarak düşünmenin daha yararlı olduğunu gördüm ve bunu uzun zamandır kullanıyorum. Kendi dilimizi öğrenme sürecimizi unuttuğumuz için gerçekçi hedefler koyamıyoruz bu yüzden de motivasyon kaybı yaşıyoruz. Hiç kimse siz ilk kez ‘anne’ dediğinizde “Süper, artık konuşuyorsun, hadi bir makale de yaz bakalım” demedi, diyemez. Çünkü dil bir anda arşa çıkarılabilecek bir konu değildir.

Demem o ki, bunun bir süreç olduğunu kabul edin ve tadını çıkarın. İlerleyen zamanda nasıl çalışabileceğiniz, hangi siteleri ve kaynakları kullanabileceğiniz hakkında da uzun uzun konuşacağız, o zaman kadar kendinize iyi bakın, sevgiyle kalın.

Editör: Ayşe Tunç – 24.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    İnsanlığa Olan İnancınızı Geri Getirecek Gerçek Hikaye Filmleri

    “Ocağıma İncir Ağacı Diktin” Atasözünde Neden İncir Ağacını Seçtiler?