Aslında hepimiz, gerek iş gerek okul olsun bu İngilizce öğrenme furyasına en az bir kere katılmışızdır veya katılmak zorunda kalmışızdır. Günün sonunda bazıları vazgeçse bir kısmı da ısrarla yerinde saysa da o kadar da zorluk çekmeden bu serüveni tamamlamak zor değil (tabii engelleri kendimiz koymazsak). İngilizceyi nasıl öğreneceğimizin konusunda hepimizin az çok fikri var; peki öğrenirken neleri yapmayalım?
- Yarıda Bırakmak
Serüvene başladın. Kursta, okulda, üniversitede belki de odanda yerin önemi yok ama nerede olursan ol, İngilizceye küsme. Verdiğin her ara geri döndüğünde iki kat daha fazla emek harcayacağın anlamına gelebilir. Yarıda bırakmak yerine yabancı vlogger’ları izleyebilir sevdiğin şarkıların yabancı coverlarını dinleyebilirsin.
- Her hatayı düzeltmek için duraksamak
İngilizcede “mistake” ve “error” diye tabir ettiğimiz iki kavram vardır. Bunlardan “error” olanı yani büyük hatalar anlamı değiştirecek düzeyde olabilir ve iletişimimizi zedeler, açık olamayız. Bu sebeple nispeten büyük hataları düzeltmek için anında kendimize müdahale edebiliriz ya da öğreticimiz edebilir çok doğaldır. Ama “mistake” dediğimiz dilimizin sürçmesiyle oluşan hatalar hiç de geriye dönüp düzeltmenize değecek hatalar değildir. Çoğu zaman fark etmeyiz bile, çünkü konuşmamızla birlikte akıp gider ve tekrar yapılmaz. Velhasıl akıcılık da en az cümlemizin doğruluğu kadar önemlidir.
- Yeterli İngilizce’ye maruz kalmamak
Ana dilimizi nasıl öğrendiğimizi düşünmek için gözlerimizi bir kapatsak fark edeceğimiz ilk gerçek, her gün her dakika dilimize maruz kaldığımızdır. İki-üç yaşlarımızda susadığımızda ve bardağı gösterdiğimizde annemiz “Su?” diye bize baktığında kafa sallayıp o sesi tekrar ederiz “Su.” İşte bir yeni kelime öğrenildi. Bunu ikinci dile uygulamak için o dilin konuşulduğu bir ortamımız olmasa bile olabildiğince kendimizi yabancı dizilere, içeriklere, çevrimiçi sohbetlere veya müziklere bırakmak bizi tahmin ettiğimizden çok daha ileri götürüp ezberlemek gibi sıkıcı bir yoldan kurtaracaktır.
- Dil Bilgisine haddinden fazla anlam yüklemek
Dil bilgisel olarak anlamlı cümleler kurmak dil öğrenmenin önemli basamaklarından biri olabilir, fakat bunu yeterli kelime bilgisi olmadan yaparsak cümleleri nasıl eğip büküp istediğimiz kıvama getirebiliriz, nasıl gramer kuralına istediğimiz örneği verebiliriz? Merak etmeyin “grammar”dan kaçış yok. O, eninde sonunda bir yerden gizlice bilinçaltımıza işleyecek, biz de “Ben bu kalıbı nereden öğrenmişim ya?” diyeceğiz.
- Bir zorunluluk olarak görmek
Her şeyden önce yeni bir dil öğrenmek kendinize yeni bir kişilik eklemektir, çünkü o dilin sadece alfabesini değil; tarihini, kültürünü ve insanlarını da zihninize davet edersiniz. Onu bir yük olarak görmektense bir kolaylaştırıcı olarak görmek en mantıklı seçim olacaktır, çünkü ortak dil yani “Lingua Franca” şeklinde tabir edilen bu kavram kendi dilimizde yeterli karşılığını bulamadığımız bir bilgiyi İngilizce’nin kapısını çaldığımızda tüm arşivin önümüze dökülmesini sağlar. Başlı başına bu sebep bile, birinci kaynaktan okuyamadığımız tüm o deryayı düşününce kürek çekmek için sizce de yeterli değil mi?
Editör: Astropower – 11.08.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Ayrıca olmayan temelin üzerine yeni şeyler katmaya çalışmak en kötüsü bence. Elinize sağlık.
Güzel bir yazı
Teşekkürler. Elinize sağlık
Dile maruz kalmak lazım bir noktada yoksa konuşmada problem oluyor.
Kaliteli bir yazı olmuş Tebriler.
Sayılan tüm hataları da yapıyomuşum😪