içinde

MuhteşemMuhteşem ÜzgünÜzgün

Hastalıklı Toplum Şiddet Oluşturur

Geçen gün bir hekimimiz öldürüldü. Yine bir kaç gün kınama ses çıkarma sonra unutma. Tıpkı kadın cinayetlerinde olduğu gibi. Ah! çünkü insan unutan bir varlık. Yada unutmayı isteyen…

Unutmak başka bir yazı konusu, bu yazı ise toplumun suça katkısıyla ilgili.

Boşanmalar gibi insan öldürme ve intiharda toplumsal bir sorundur ve sosyoloji tam olarak bunu inceler. Psikoloji içinde bakarsak katilin kendine göre bir sürü sebebi olabilir. Fakat insan öldürmenin asla bir sebebi olamaz. Oysa toplum hastalıklı ise yapılan eylemler, uygulanan kurallar ve normlar, politikalar , kanunlar, söylenen sözler, ideolojiler, inançlar, politikacıların söylemleri hepsi bireyi o davranışı yapmaya sürüklemiş olur. Ve biz ne yaparsak yapalım, toplumları etkileyip, yanlışlıkları düzeltmezsek, aynı durumlarda aynı davranışlarla hep karşılaşıp dururuz. Bu kadın cinayetleri içinde geçerlidir.

Çünkü kadın cinayeti yada doktor cinayeti  bunları birbirinden ayrı ele alınması gereken olaylar diye görmek yerine, belli bir toplumda, belli bir zaman dilimi içerisinde meydana gelen tüm olaylara birlikte bakılması gerekir. Çünkü bu olayların hepsi kişilere ve şahıslara özel  değil toplumsaldır.

Toplum bireyler üzerinde zihinsel bir baskı yapıyorsa bu davranışların görülmesi kaçınılmazdır.

Cinayet olaylarının sosyolojik sebepleri oldukça çeşitlidir. Toplumun kültürel yapısı, gelir eşitsizliği, medyanın o konu ile ilgili yayınları, kanaat önderlerinin fikirleri, eğitim düzeyi ve eğitim yapısı gibi pek çok parametreyi içinde taşımaktadır. Bu nedenle öldürme olaylarını analiz etmek için o toplumu iyi analiz etmek gerekli.

Çünkü cinayet suç olarak evrensel olsa da, sebepleri topluma göre değişmektedir. Ve bunları önlemek için toplumun sosyolojisini göz önüne alarak önlemler alınması gerekmektedir. Cinayet ne şekilde işlenirse işlensin, sebebi ne olarak görülürse görülsün, cinayeti toplum hazırlar, suçlu işler, şeklinde ifade edilir. Bu katilin masumluğu değil, toplumun bu konuda payı olmasından dolayıdır.

Önce şu sağlanmalı; cinayetler cinsiyetten, etnik kökenden ve muhtelif nedenlerin çok ötesinde ama-sız ve fakat-sız olarak kasten bir başkasının yaşamına son verme duygusundan kaynaklandığını kabul etmek gerekli.

Ve işlenen cinayet haberini olayın her ayrıntısını anlatarak televizyona aktarmak toplumsal şiddet kültürünü beslemektedir. Hastalıklı insanları, cinayet işlemeye teşvik etmektedir.

Toplumu oluşturan bireylerin birbirine tahammülsüzleşmesi, bir hatada hemen fiziksel ve sözel şiddete başvurulması, ama o da şöyle giyinmişti, ama onlarda çok kibirli, ama o da şöyle davranmıştı vb. trafikte hemen bağırma, korna çalma alışkanlığı, sürekli gergin biçimde, tekinsiz, karşısındakinin kendi hayatına gasp edeceğini düşünmesi gibi davranışlar güvensiz ve hep sınır uçlarında yaşam şiddetin her an başvurulabilecek normal bir olay olarak algılanmasına neden oldu.

Toplumsal şiddet öğrenilen ve davranışa dönüşen bir kültürdür. Öncelikle TV dizileri, uygulanan politikalar, kanunlar, eğitim, gelir düzeyindeki düşüş ve sosyal medya ile bu haberlerin arttırılması, bireysel silahlanma, ceza ve tedbirlerin yeterli olup olmadığı sosyolojik boyutta tartışılması gerekli. Bunun düzeltilmesi için hangi önlemlerin alınması gerekliliği. İnsanlara önce sen, senden başkası önemli değil şeklinde yapılan kişisel gelişim adı altındaki telkinler gözden geçirilmeli.

Ölen kişi geri gelmez eğitimle vicdanlı ve empati sahibi bireyler yetiştirerek, aileler çocuklarında ki davranış bozukluklarını kabul edip tedavi yoluna başvurmalı, ceza ve yaptırımların daha gerçekçi olması bu tür olguları biraz daha düzenleyebilir.

Sahi bir insanın cenazesinde – ama doktorlarda çok kibirli, o kadında öyle giyinmişti, deme vicdanini ne zaman yitirdik. Birde bunu arkasında bıraktığı ailesine bakarak söylesenize…

Editör: Fatih Düz – 12.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Nilay Tok tarafından yazıldı

İletişimci ve sosyolog. Patisever hemde pek çok. Hayat boyu hep öğrenci.

Üyelik YılıMakale YazarıYorumcu

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Sağlıkta şiddetle kaybettiğimiz canların “şehit, sağlık şehidi” gibi adlarla tanımlanması iki yüzlülük. Diyebilirsiniz ki: Cehaletle mücadele bir savaştır. Buna itirazım yok ama bu tanım doktorları, asker ya da polis gibi mesleklerle aynı yere koyuyor. Bu meslekler tanımları gereği zaten tehlikeli ve seçenler de bunu biliyor. Doktorluğun tanımında muayenesinde ya da hastanesinde öldürülmek yok. Bu tanımla sanki bu varmış gibi davranılıyor.

      Not: Aynı kefe derken hiçbirini değersizleştirmiyorum. Tanım yönünden aynı kefeye koymak.

    Burçların Beyin Dalgaları ve Frekans Yapıları

    Güne Astrolojik Bakış | 13.07.2022