Kıyafet insanlar arasında statü, konum ve sınıf ayrımı yapılacak kadar önemli hale gelmiştir. Dini anlamda günah – sevap dışında adeta açık yahut kapalı olmak kaidesi ile bir moda tutkunluğu olarak bir süreklilik arz etmektedir.
Nihayetinde hepimiz doğarken çıplak doğuyoruz. Bu ilk insan için de böyleydi. Yani aslında doğanın kendisinde varolan,doğanın yine içinden çıkan bir durumdu. Fakat doğa olaylarının el verdiği ölçüde insanlar yalnızca kendilerini ısıtmak, soğuktan korunabilmek amacıyla vücutlarını örtmeye başlamışlardır. Alışkanlıklar sonucu zamanla estetikliliğe, farklı görünme çabasına dönüşmüştür.
İşte nudizm, seksüel bir anlam taşımadan insanların vücutlarından utanmadan çıplak bir şekilde bir şekilde dolaşabilmesinin kavramlaşmış halidir. Her ne kadar nudizmin yeni bir kavram yeni bulunmuş bir felsefe olduğu düşünülse de durum aslında tam tersidir. Nudizmin kökleri eskiçağlara kadar uzanır. Eskiçağlarda insanlar yukarıda da bahsettiğim üzere uzun süre giysilere ihtiyaç duymadan çırılçıplak dolaştılar. Soğuktan korunmak için bez parçalarını üstlerine örtmeleriyle başlayan bu giyinme ihtiyacı belki de nudizmin unutulmaya başlamasının ilk sebeplerinden biridir.
Korunma amaçlı sürdürülen giysi ve giyinme ihtiyacı, markalaşma ve çeşitlilik ile artık zaruri gereksinim(miş) gibi bir algıya neden oldu. Ardından giyinmemek günah bir şey gibi görülmeye başlanıldı. Giyinmeyen insanların vücutları tahrik edici görülmeye başlanıldı. Giyebileceğimiz bu kadar çok çeşit giysi varken, çıplaklığı tercih etmek ancak sapkınlıktan, teşhircilikten veya cinselliğe düşkünlükten olmalı gibi bir yargıya varıldı ve bu her şeyde olduğu gibi topluma ve insanlara da kabul ettirildi.
Alışkanlıkların, “doğru” diye kabul ettiklerimizin veya çoğunluk tarafından zorla kabul ettirilenlerin yıkılması her ne kadar zor olsa da imkansız değildir. Nudizmi savunup hayatına bu şekilde yön vermek isteyen kişiler için bakalım nerdelerde yasal olarak yaşanmaktadır? ( gerçi bu da özgür karar neticesinde değil bir yasa koyucu tarafından izin verildiği ölçüde)
Playa De Ses Illetes-Formantera, İspanya
Filaki Beach-Girit, Yunanistan
Ahlbeck Beach-Usedom, Almanya
Plage De Tahiti- St. Tropez, Fransa
Es Trence- Mallorca, İspanya
Sevilay Kocabey
Editör: Oğuz Yılmaz – 26.08.2022
Bu konuyla ilgili iletişimci John Berger’ın “Görme Biçimleri” kitabını okumuştum. Nu denilen sanat gerçekten de varmış! ????
bu gerçekten çok tuhaf, bunu nasıl normalleştiriyorlar.
İhtiyacın endüstrileşmesi ve inançlaşması.. Tuhaf gerçekten.