içinde

Büyük Kardeş Burada; Adı Da Facebook

1984 yılında George Orwell, merkezi yönetimin “Büyük Kardeş” adını verdiği bir kişiliğin distopyada insanları nasıl izlediğini, casusluk yaptığını ve propaganda ile kontrol ettiğini açıklamıştı.

Kitabı 1949’da yayınlanmıştı ve şimdi 2017; şu anda Büyük Kardeş tam anlamıyla bizi yönetmiyor, ama Orwell’in senaryosuna bazı yönlerden benziyor. Bu herhangi ultra-faşist hükümet veya partileri anlamına gelmiyor olsa da, gizliliğimizi kaybettik ve sosyal medyada paylaştıklarımızla Büyük Kardeş hiç olmadığı kadar üzerimizde etki sahibi.

Gizlilik nedir?

2013’te internetin babası olarak görülen Vint Cerf, “gizlilik belki de normal olmayan bir şey” demişti. Bu zaman içinde, insanlar iletişim ayarlarıyla ilgili neredeyse hiç bir tercihte bulunmadılar. Yalnızlık kavramı ve gizlilik sayılı bir bilginlikten ibaretti.

Greg Ferenstein 3.000 yıllık özel hayat tarihini 46 resimle özetledi. Sizin de farkına vardığınız üzere tarih Cerf’e katılıyor; ve sanat eserleri ve resimler en azından insanların iletişim doğasına neler yaptığını gösterdi. Ancak endüstri devrimi sırasında gizlilik tercihlerimiz olmaya başladı.

Sosyal medyanın gelişmesiyle, bu dönüşüm özel hayatımızın gizliliği anlamına geldi.

Ne kadar çok insanın arkadaşlarıyla veya herkese açık bir şekilde internette paylaşım yaptığını hayal edin. Bunlara fotoğrafları, durum güncellemelerini, yer bildirimlerini ve fotoğraf, etkinlikler ve mekanlarda birlikte paylaşıldığının farkında olmayan arkadaşlarını da dahil edin.

Bu sadece Facebookla da kalmıyor. Ne kadar az paylaştığınız önemli değil, tüm bu bilgiler dijital kimliğinizi oluşturmak için ilişkilendirilmiş durumda.

Tüm bu dijital parçalar dijital resminizi çizmeye ve hatta bilişim mühendislerini hepimizin dijital görünüşünü yapmasına olanak sağlıyor. Teknolojinin gelişmesi, yüz tanıma ve makinelerin öğrenmesini katarsak, teknoloji şirketlerinin bizim hakkımızda bizden çok şey bildiği anlamına geliyor.

Müşteri hedefi gereken biri için bu aşırı şekilde yardımcı oluyor. Reklam ajansları ve pazarlamacılara sorun.

Hatta Facebook’a sorun.

Peki sosyal ağların bizi dinleme kapasiteleri olduğunu biliyor musunuz? Hatta, mobil uygulamaları kullanmadığımız ve çevrimiçi bilgiler paylaşmadığımız zaman bile.

Facebook dinliyor olabilir

Evet doğru duydunuz.

Cep telefonlarımıza yüklediğimiz uygulamalara verdiğimiz bir çok sosyal medya izinleriyle onlara özel hayatımıza girme ayrıcalığı veriyoruz. Pasif dinleme teknolojisi ile belki de Facebook konuşmalarımıza kulak misafiri oluyor.

2016’da Güney Florida Üniversitesi toplu iletişim profesörü olan Kelli Burns, sohbetleriyle ilgili Facebook uygulamasının kendisine içerikler gösterdiği gözlemlerini açıkladı.

Facebook’un pasif casusluk fikri o zamandan beri çürütüldü ve Burns kendisinin yorumlarının anlam dışına çıktığını söyledi. Yine de, bu Facebook’un akıllı telefonlarımızın gerektiği zaman mikrofonunu kullandığı gerçeğini değiştirmez. Açıklamasında ise Facebook “Biz sadece izin verdiğinizde ve ses gereken bir özelliği aktif şekilde kullanırsanız sadece mikrofonunuza erişim sağlarız.” demişti.

Belirtilen uygulama özellikleri şarkı tanıma ve video çekme gibi eylemleri kastediyor. Her nasılsa, bu Burns’ün belirli kelimeleri söylediğinde haber kaynağında ona uygun bazı reklamların gösterildiğini gözlemlediği gerçeğini değiştirmiyor.

Tüm bu izinleri Facebook uygulamasını yüklediğiniz zaman alıyor. Çoğu durumda, ya hep ya hiç şeklinde adil olmadan tüm izinleri kabul ediyoruz. Bunun anlamı, uygulamayı yüklediğimizde hangi izinleri kabul edip etmeyeceğimizi seçemiyoruz. Ya edersin yada etmezsin.

Ne yapabilirsiniz?

Her şeye rağmen bu Facebook’un veya başka uygulamaların “daha iyi reklam” gösterme amacıyla konuşmalarımıza kulak misafiri olma potansiyeline kolayca izin vereceğimiz anlamına gelmez.

Yapabileceğimiz dört seçenek:

  • Sosyal ağ uygulamalarını kadırmak
  • Alternatif yollarla uygulamaları çalıştırmak veya alternatif olanları kullanmak
  • Sosyal ağların ses kaydetmesini engelleyen uygulamalar bulmak
  • Güvenli ve gizli bağımsız sosyal ağlara geçiş yapmak

Birinci çözüm oldukça zor, fakat özel hayatları hakkında gerçekten paranoyak olan kişiler için iyi bir seçenek. Facebook kaynaklar konusunda açgözlülüğüyle biliniyor zaten söylentiye göre pil süresini kayda değer anlamda kısaltıyor; bunun nedeni ise düzenli olarak yenileme ve güncelleme yapıyor olması. Yani, Facebook gibi uygulamaları silerseniz gizliliğinizi arttırır ve pil tüketiminizin azaltmasına yardımcı olabilirsiniz.

İkinici çözümde, Facebook ve Messenger’a alternatif uygulamalar bulunuyor. Örneğin, sosyal ağlara telefonunuzun internet tarayıcısından girerek ve “masaüstü modu”na ayarlayarak kolayca erişim sağlayabilirsiniz.

Ayrıca yukarıdaki resmi uygulamanın özelliklerini gerektirmeyen hızlı ve dost olan sosyal ağlara erişim sağlayan alternatif uygulamalar da var. Şifrelemeyi ve gizliliği tüm iletişim üzerinde garanti eden Telegram’ı da kullabilirsiniz.

Üçüncü olarak, akıllı telefonunuzun mikrofonunu başka bir uygulama ile kontrol altına alabilirsiniz. Android’te RYL yada “record your life” bunu sizin için yapabilir.

Canlı kayıt yaparak böylece günlük aktivitelerinizi (en azından sesle) yedi güne kadar izler. Yararı nedir? Yani RYL mikrofonunuzu kendi kullanımı için kilitleyerek, diğer kulak misafiri olan uygulamaların (Facebook, Google Assistant, vb,) dinlemesine müsaade etmez.

Dördüncü alternatif hiç olmadığı kadar zor. Bu özellikle Facebook severler için değildir. Diğer sosyal ağların iyiliği için Facebook’tan ayrılabilirsiniz. Ama günümüzde sosyal ağların başını çeken Facebook’un yerine hangilerine bakabiliriz?

Belkide daha şeffat, güvenli ve kullanıcı çıkarlarını koruyan daha iyi alternatif teknolojiler vardır. Bu noktada, yükselen blockchain teknolojisi gizlilik ve şeffaflıkla birlikte sosyal ağlarda işlemleri başarmak, takas ve dijital sözleşmeler için doğal bir eklenti olarak sunuluyor. Bu Nexus, güvenli ve çapraz platform olarak planlanan sosyal ağ.

Blockchain teknolojisinin üzerinde çalışan platform, Nexus sosyal ağlarla, kitle fonlaması ve hatta e-ticaret özellikleriyle entegreli durumda. Nexus’un hedefi kurucusu Jade Mulholland’a göre “büyük şirketlerin özel hayatları işgal etmesini engellemek”.

Geleceğin sosyal ağlarına karşı

Özel hayatımızın gizliliğini vererek karşılığında kolaylıkla arkadaşlarımızla bağlı kalarak paylaşım yapabildiğimiz yeni bir çağ içindeyiz. Ne kadar paylaşım yaparsak, o kadar gizliliğimizi kaybediyoruz. Ne de olsa sosyal ağda bulunmak orada kalmıyor. Ve sosyal bağımızı tek bir şirkete emanet etmek zorunda değiliz.

Belki sorumluluğun paylaştırılmasının anahtarı güvenliğin güvence altına uzun sürede alınması. Nexus aslında kendi ilk parasını başlatarak, sosyal ağındaki şifreli jetonlarla kullanıcılarına imkanlar sağlayarak kaynaklarını arttırmayı hedefliyor. Blockchain ile oluşturulan sosyal ağların geleceğini sadece zaman gösterecek. Denetlenebilir, esnek ve merkezi olmayan blockchain geleceğin sadece bir dalgası.

Özel hayatınız hala gizli olması düşünülen bir şey; özellikle yüz yüze başka insanlarla konuşuyorsanız. Eğer akıllı telefon veya diğer cihazlarınızın sizi dinlediğini düşünüyorsanız, harekete geçmelisiniz, bunun önlemi gerçekse eğer yine kendinizi korumanızdan başka bir şey değil.

Editör: Fatih Düz – 14.02.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Google’ın Yapay Zeka Piri İnsanlar ve Makinelerin 20 Yıl İçerisinde Birleşeceğini Öngörüyor

    Yıldız Kapıları, Görünmezlik Pelerinleri ve Ay’ı Bombalamak: ABD Ordusunun En Çılgın Teknoloji Araştırması