içinde ,

İnanılmazİnanılmaz

Kızılay’dan AHBAP’a Çadır Satışı | İşte Son Açıklamalar

1868 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana toplumsal dayanışmayı artırmak, sosyal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için son hızla çalıştığını söyleyen Türk Kızılay Derneği, aynı zamanda kan ihtiyacı olan hastalara kan ulaştırma, afet öncesi, sırası ve sonrasında afet yönetimi yapma, uluslararası çapta yardımlar gerçekleştirme, göç ve mülteci hizmetleri sağlama, sosyal hizmetler gerçekleştirme, sağlık, ilk yardım, eğitim, gençlik ve mineralli su işletmeleri alanlarında faaliyet sunduğunu da belirtmektedir.

Tüm bu faaliyetler gönüllülük esasına dayanan, vatandaşların ve özel şirketlerin yardımları ile gerçekleşmektedir. O yüzden Kızılay‘ın ihtiyaç sahiplerine ulaştırdığı yiyecek, giyecek, barınma, sağlık gibi yardımların ulaştırılmasının ücretsiz bir şekilde sağlanması gerekmektedir.

Fakat Kızılay‘ın, AHBAP‘a çadır ve gıda yardımlarını ücretli bir şekilde verdiği konuşulmakta. Gelin bu yolculuğu sırasıyla inceleyelim:

  • Haluk Levent’in çadır satışı açıklaması:

Haluk Levent on Twitter: “1) Her şey burada arkadaşlar.Biz o akşam herkes can derdinde soğuktan donarken “bu çadırları satın almalı mıyız ya da almamalı mıyız?” lüksüne sahip değildik olamazdık da.Ve satın alıp bölgeye gönderdik.Yaptığımız her işlem kanuni ve doğru. https://t.co/8ufMLCXrZ7 / Twitter”

1) Her şey burada arkadaşlar.Biz o akşam herkes can derdinde soğuktan donarken “bu çadırları satın almalı mıyız ya da almamalı mıyız?” lüksüne sahip değildik olamazdık da.Ve satın alıp bölgeye gönderdik.Yaptığımız her işlem kanuni ve doğru. https://t.co/8ufMLCXrZ7

Kızılay‘ın ücretsiz vermesi gereken çadırlar, depremin 3. gününde AHBAP‘a yüksek ücretler karşılığında satıldığı AHBAP Derneği kurucusu Haluk Levent tarafından açıklandıktan sonra ortalık karıştı. Bunun üzerine kamuoyu ikiye bölündü: Neden bunu daha önce açıklamadın? diyenler ve Kızılay‘a neden para verdin? diyenler.

Bunun üzerine Haluk Levent, acil bir ihtiyaç olduğu için mecburen Kızılay’dan çadırları aldığını belirtti.

  • Haluk Levent konu üzerine açıklamalarda bulunurken Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık da sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Kerem Kınık on Twitter: “KAMUOYUNA AÇIKLAMAKızılay Cemiyeti kendisine gelen BAĞIŞLARI ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır, kesinlikle SATMAMAKTADIRBasında yeralan konu Kızılay’a sürdürülebilir gelir üreten insani yardım afet alanında uzmanlaşmış şirketlerimizin faaliyetleridirhttps://t.co/AvCgpK5MAh / Twitter”

KAMUOYUNA AÇIKLAMAKızılay Cemiyeti kendisine gelen BAĞIŞLARI ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır, kesinlikle SATMAMAKTADIRBasında yeralan konu Kızılay’a sürdürülebilir gelir üreten insani yardım afet alanında uzmanlaşmış şirketlerimizin faaliyetleridirhttps://t.co/AvCgpK5MAh

  • Daha sonra bu tartışmalarda Fatih Portakal da yerini aldı. Fatih Portakal’ın tweetlerine ise Kerem Kınık şu şekilde yanıtlar verdi:

Kerem Kınık on Twitter: “SGK ve KIZILAY’ın ilişkisi operasyon hizmetinin maliyetinin karşılanması ilişkisidir. 4500 sağlıkçı 300 bağış noktası ve 1500 hasteneye yapılan günlük 20.000 kan ürünü teslim hizmetinin bedelidir.Ürün insan dokusu olduğundan satışa konu olamaz.Özelin 2 kat tahsilat yapması suç https://t.co/dPGBigagik / Twitter”

SGK ve KIZILAY’ın ilişkisi operasyon hizmetinin maliyetinin karşılanması ilişkisidir. 4500 sağlıkçı 300 bağış noktası ve 1500 hasteneye yapılan günlük 20.000 kan ürünü teslim hizmetinin bedelidir.Ürün insan dokusu olduğundan satışa konu olamaz.Özelin 2 kat tahsilat yapması suç https://t.co/dPGBigagik

,

Kerem Kınık on Twitter: “Ayrıca Kızılayın vatandaşla kesinlikle kan hizmeti karşılığında para ilişkisi yoktur, Hastane Kızılay Hemasoft sistemi üzerinde kan talep eder ve Kan Hizmetleri de o kanı hastaneye teslim eder. Bu süreç hemovijilans standartlarındadır ve kişiye teslim gibi bir şey olmaz. https://t.co/N7ffvvxzbm / Twitter”

Ayrıca Kızılayın vatandaşla kesinlikle kan hizmeti karşılığında para ilişkisi yoktur, Hastane Kızılay Hemasoft sistemi üzerinde kan talep eder ve Kan Hizmetleri de o kanı hastaneye teslim eder. Bu süreç hemovijilans standartlarındadır ve kişiye teslim gibi bir şey olmaz. https://t.co/N7ffvvxzbm

Kerem Kınık on Twitter: “Devlet bütçesinden katkı almayan, bağışlar ve şirketlerinin gelirleri ile ayakta duran 15.000 personeli ile faaliyet gösteren bir yapının tabii ki finansal sürdürülebilirliğini, maliyet ve verimliliğini düşünüp yöneteceğiz. 155 yıldır bu vizyonla yürüyor ve büyüyoruz. https://t.co/pUOV3OLFkE / Twitter”

Devlet bütçesinden katkı almayan, bağışlar ve şirketlerinin gelirleri ile ayakta duran 15.000 personeli ile faaliyet gösteren bir yapının tabii ki finansal sürdürülebilirliğini, maliyet ve verimliliğini düşünüp yöneteceğiz. 155 yıldır bu vizyonla yürüyor ve büyüyoruz. https://t.co/pUOV3OLFkE

Kızılay dünya çapında yardım ve bağış alan bir kurumken, finansal muhasebesini büyük yıkımlar getiren Kahramanmaraş merkezli deprem zamanında kendi vatandaşından yapması birçok kişinin aklında soru işaretleri bıraktı.

Aynı zamanda Haluk Levent‘e cephe olanlar da olmadı değil.

Bu skandallara ek olarak gazeteci Murat Ağırel, Kızılay‘ın geçtiğimiz yıllarda ikinci el eşyaları sattığını belirtti. Kızılay’ın faaliyet raporunu açıklayan Ağırel, “2019 yılında 1 milyon 2020 yılında 759 bin ikinci el eşya satmış! Yönetim kurulu üyeliği ile birlikte 98 bin TL maaş alan genel müdür ve 76 bin TL maaş alan genel müdür yardımcılarının yönettiği Kızılay! Çok yazık, çok” diye ekledi.

Ağırel yazısında Kızılay‘ın sadece AHBAP‘a değil, başka kurumlara da çadır sattığını belirtti.

“TEB, yani Türk Eczacılar Birliği depremin ilk günü bölgede konuşlanmaya çalıştı. Konteyner, çadır aradı. Bulamadı. Kızılay’a sordu. Kızılay, “Bizde çadır var” dedi ve pazarlık başladı. Ne yazık ki TEB, 5 adet 76 metrekare çadırı 800 bin TL bedel ile satın aldı.”

Dr. Kerem Kınık çıktığı Tarafsız Bölge programında ise çadır skandalına şu sözlerle yanıt verdi.

“Cemiyetimiz 155 yıldır kesintisiz milletine hizmet için faaliyet gösteriyor. İlk zamanlarda 93 Harbi’nde çadır ihtiyacı oluyor. Üretilemediği için ithal ediyor.”

Ardından yapılan uygulamayı eleştirdiğini söyleyerek şunları ekledi:

“1. Cihan Harbi başladığında yine çadır ihtiyacı oluyor ve Kızılay çadır üretmeye başlıyor. Sonrasında İstiklal Harbi sürecinde de Milli Savunma Bakanlığımızın isteği ile asker dikimhanede bu çadırları hem kendi ihtiyacı için TSK için dikmeye başlıyor. 50’lerde kendi atölyesini kuruyor, 1970’lerde bunu bir fabrikaya dönüştürüyor ve sahra hastaneleri belediyeler gibi kurumlara satıyor hem de stokluyor. Kızılhaçlara ihraacatlar da yapıyor. Bizim işimiz afet. Kitlesel göç hareketleri için çadır üretme. Ülkeler ve BM, Kızılay da TSK da ya öncesinde alıyorlar ya da afet sırasında stoklar yetmiyorsa alıyorlar. Bu milli kapasite 150 yıldır değişen formatlarda devam etmiş.”

150 yıldır devam ettikleri formatı eleştirmek akıllarına daha yeni mi gelmiş sorusunun kamuoyunun aklından bir süre çıkmayacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Editör: Fatih Düz – 28.02.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Doruk Adakoğlu tarafından yazıldı

Ankara Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. Serbest çevirmen, yazar ve editör.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kanadalı Sanatçı The Weeknd’den Spotify Rekoru!

    Böcek Çiftliği, İnsan Tüketimi İçin Hayvan Mamasını İlk Basamak Olarak Kullanacak