Mitolojik hikayelerin ana karakterleri sayılırmış bazı özel çiçek türleri. Hatta yüzyıllardır hayatımızda sembolik önem taşıyor bunlar. Mesela papatyalar hangimiz sevmeyiz ki? Hem güzel kokarlar hem de görünüşleri güzeldir. Bu nedenle pek çok hikayeye konu olmaları, aslında şaşırtıcı değil. Nergislerden sümbüllere, güllerden şakayıklara kadar birçok çiçek, eski hikayelerde boy gösteriyor. Özellikle Yunan ve Roma mitolojisinde özel çiçekler ve hikayeleri ile karşılaşmamamız imkansız. Çünkü Yunan ve Romalı tanrıların insanları çiçeklere çevirmek gibi ilginç bir huyları var! Çiçeklerin günümüzdeki anlamlarına kavuşmasını sağlayan bu mitolojik hikayeleri birlikte inceleyelim.
1. Su Perisi Paeonia
Şakayık çiçeklerinden başlayalım. Listemizin ilk sırasında bulunan, yaz aylarında evimizi süsleyen rengarenk şakayık çiçeklerinin hikayesi, güzeller güzeli su perisi Paeonia’dan geliyormuş. Savaş tanrılarından Apollon, bu sıradışı güzellik karşısında kayıtsız kalamıyor ve Paeonia’ya aşık oluyor. Fakat bu durum aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in canını sıkıyor, kıskançlık ve öfke duygularıyla Paeonia’yı kırmızı bir şakayık çiçeğine dönüştürüyor. Paeonia’nın kırmızı bir şakayığa dönüşmesinin sebebi ise Afrodit’in ikiliyi yakaladığı anda su perisi Paeonia’nın flörtleşmekten yanaklarının kızarmış olması ile ilişkilendiriliyor. Bu nedenle şakayıklar bugün hala mahcubiyeti temsil ediyorlarmış. Etkileyici hikayelerimize bir diğeriyle devam edelim.
2. Narcissus’un Hikayesi
İsmi size hangi çiçeği çağrıştırdı? Doğru bildiniz, Nergis! “Narsist” kelimesinin hem Yunan hem Roma mitolojisinin önemli figürlerinden Narcissus’tan geldiğini bilmeyen yoktur. Gelin güzelliği ve kendine olan takıntısıyla bilinen Narcissus’un hikayesine bir göz atalım. Hayatına aldığı her kadının kalbini bir şekilde kırmayı başaran Narcissus’un bu özelliği eninde sonunda başına iş açmış. Hikayenin Roma mitolojisi versiyonuna göre Narcissus, Echo adlı su perisini olabilecek en kaba şekilde reddediyor. Öyle ki Echo, aklını yitirip yok oluyor. Geriye yalnızca yankılanan sesi kalıyor.
Ancak bu kez işler Narcissus’un istediği gibi ilerlemiyor. İntikam tanrısı Nemesis, Narcissus’un yaptığını cezalandırmak için hemen harekete geçiyor ve onu bir gölete doğru gitmesi için büyülüyor. Bu göletin yansımasında kendini gören Narcissus, bu güzellikten öyle bir büyüleniyor ki kendi siluetine aşık olduğunu fark etmiyor bile ve Narcissus, bir süre sonra karşılıksız aşkın verdiği acıyla bugün en çok bilinen mitolojik bitkiler arasından nergis çiçeğine dönüşüyor.
3. Hyacinthus ve Apollon’un Hikayesi
Sümbüller.. Hangimiz sevmeyiz ki? Yunan mitolojisindeki Spartalı prenslerden Hyacinthus, iyi görünümüyle pek çok Yunan tanrısının ilgisini çekmeyi başarıyor. Özellikle savaş ve güneş tanrısı Apollon, “Batı Rüzgarı” lakaplı Zephyrus ve “Kuzey Rüzgarı” lakaplı Boreas’ın ilgisini çeken Hyacinthus, onunla birlikte savaşmak isteyen bu üç talipten Apollon’u tercih ediyor. Bu yüzden diğer iki talip, pek çok mitolojik hikayede de olduğu gibi kıskançlıkla hareket etmiş.
Apollon ve Hyacinthus bir gün disk atma oynarken Apollon’u etkilemek isteyen Hyacinthus, attığı diskin peşinden giderek yakalamak istemiş. Bu fırsatı değerlendiren Zephyrus, diski ondan önce yakalayıp Hyacinthus’un kafasına fırlatıp onu öldürmüş. Buna çok üzülen Apollon ise yer altı dünyasının tanrısı Hades’in Hyacinthus’u almasına izin vermemiş. Onun yerine Hyacinthus’un bedenini bir sümbüle çevirmiş.
4. Adonis’in Ölümü
Güzellik tanrıçası Afrodit’in ölümlü aşkı Adonis’in en az Hyacinthus’unki kadar üzücü hikayesi var gerçekten. Mitolojik hikayelere konu olan özel bitkiler arasında gelen anemon çiçeği de bu hikayenin başrolünde. Yakışıklı Adonis, Afrodit’ten çok avlanmakla ilgilense de Afrodit, sırf onu görebilmek için her gün Adonis’in avlandığı ormana gidiyormuş. Ancak bir tanrıçanın bir ölümlüye aşık olmasının getirdiği lanet yüzünden Adonis, yabani bir domuz tarafından saldırıya uğrayıp hayatını kaybetmiş. Adonis’in ölümü karşısında kendini tutamayan Afrodit, aşkını kollarının arasına alıp ağlamaya başlamış ve toprağa düşen gözyaşlarının arasından kırmızı bir anemon çiçeği bitmiş. Bu efsane nedeniyle anemon çiçekleri, günümüzde kayıpları ve karşılıksız aşkı temsil ediyormuş.
Mitolojik hikayelerden günümüze, çiçekler ve bitkiler hayatımızda büyük sembolik öneme sahip gerçekten de. Hem güzellikleriyle hem de anlamlarıyla sen de sevdiklerini en güzel çiçeklerle mutlu edebilirsin. Sadece anneler günü, doğum günleri, özel ziyaretler için değil her an fırsat ve imkan buldukça sevdiklerimizi bu güzel çiçeklerle mutlu etmeliyiz. En azından ben öyle düşünüyorum.
Çiçeklerin varlığı bile bizi ne kadar mutlu ediyor değil mi? Güzel bir çiçek buketine hiçbir kadın hayır demez bence.
Sizin en sevdiğiniz çiçekler hangileri yorumlar da belirtebilirsiniz.
Editör: Fatih Düz – 13.10.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Anemon çiçekleri sık kullanılan bir çiçek sanırım.
Çok keyifli ve güzel bir yazı olmuş, dershanede bir arkadaşım vardı bayılırdı böyle şeylere umarım denk gelir ve görür bu yazıyı 🙂
Narcius çok etkili bir hikaye. Özellikle Narsizm akımının çıkış noktasının burası olması akımı daha da değerli kılıyor.
Narcisus abi…
hepsi de birbirinden güzelmiş.
hepsi ne kadar da etkileyici, önemsiz sandığımız her şeyin ardından yüz gülümseten bir şeyler çıkması ayrı bir olay.
Ah bu Narcisus ve Echo miti beni o kadar etkiler ki üstüne başka bir mit tanımam adeta… Canım Echo’m, zavallı Echo’m, nasıl da ödedi yanlış adama aşık olmanın bedelini hem de hiç hak etmediği şekilde… Kaleminize sağlık.