içinde

MuhteşemMuhteşem

Nasıl Hissediyorsun? Nasıl Hissediyorum? Empati

Türk Dil Kurumunda, “Duygudaşlık” anlamına gelen empati, “Başkalarının duygularını anlama ve hissetme. Başkasıyla özdeşlik kurma.” Dilimize İngilizceden geçmiştir fakat aslen Eski Yunanca kökenlidir. Duygu manasına gelen, “pathos” kelimesinden türetilmiştir.” (Lugat365) Koyu tırnak içinde içine aldığım yer alıntıdır. Emeğe saygı olarak belirtmek istedim.

İngilizce demişken, onlar da “Walk in one’s shoes.” yani “Başkasının ayakkabısı ile yürümek.” demekmiş. Bu ne demek? Durduğun yerden karşı tarafı anlaman, onun duygularını hissetmen zor demek. Yaşamak, o an göz göze gelmek ya da yanında olmak değildir. “Yaşamadan bilemezsin.” demek empatiye girmiyor. Halk söylemi ile, “Tamamen duygusaldır.” Yaşmışcasına üzülmek, sevinmektir. Hatta onunla oturup ağlamaktır. Sorgulamaktan, yargılamaktan, ön yargıdan arınmış olmaktır.

Empati, duygu alış verişidir. Karşınızdaki insan kötü bir olay yaşamışsa ya da tanık olmuşsa ve bunu sizinle paylaşıyorsa, kendi düşüncelerinizi, duygularınızı bir kenara bırakıp onun üzüntüsüne ortak olmaktır. Yani onun ayakkabısını giymektir.

Empati, paylaşmaktır. Paylaşmak, birlikte olmayı, birlikte hareket etmeyi getirir. Şiddet gören birini ya da bir hayvanı gördüğümüzde onun acısını yüreğimizde hissedip yardım etme duygusunu harekete geçirmektir. “Onun yerinde ben olsam olsam ne yapardım?” “Ne düşünürdüm?” “Nasıl davranırdım?” ya da “Her an benim de başıma da gelebilir.” diye düşünmeye başladığımız zaman empati kurmaya başlamışız demektir. Tabi bunun için de, kendi ayakkabılarımızı çıkartıp karşımızdakinin ayakkabısını giyip onunla yürümemiz lazım. Karşımızdakini ayakkabısı can sıkabilir. Tökezleyebiliriz. Ya da ilk deneme de çıkartıp atarak yok sayabiliriz. Ama o zaman da o kişiyi kaybederiz. Anlaşılmadığını düşünerek bizden uzaklaşır. Bu hiç istemeyeceğimiz derin yaralara sebep olabiliriz. Her ne kadar zorlansak da, onu anlamaya çalışmak, onun gözünden baktığımızı hissettirmek zorundayız. Yapamazsak kendi ayakkabılarımızdan dışarı çıkamayız.

Bir kadın, bir hayvan şiddet gördüğünde, doğa katledildiğinde, denizleri, akarsuları katledilirken sessiz kalmayan ve yüreğinde derin bir sızı hisseden insan empati kurmayı biliyor demektir. Ama “O kadının o saatte ne işi var?” diyorsa, sokaktaki hayvanı tekmeliyorsa o insan da empati aramak sadece zaman kaybıdır.

Bir de sosyal medyada empati var. Kimin ne paylaştığına karışamayız elbette ama insanlar açlıktan yakınırken, hayat pahalılığından ötürü bazı ürünlere ulaşamazken, “Kuş sütü eksik!” dediğimiz sofraları çekip paylaşanlar da empati duygusunu aramak yine zaman kaybıdır. Empati duygusu olsaydı, “Bu yemekleri bulan var, bulamayan var. İnsanlar ekmeği zor alırken nispet yapar gibi paylaşmak olmaz.” der, paylaşmazlardı. Ama ne yazık ki, sosyal medyaya yaklaştıkça, empatiden uzaklaşıldı. Tabi bu duyarlılığa sahip olup paylaşmayan ya da bunu düşünerek ona göre paylaşanları ayırarak yazıyorum.

“Takip etmezsen görmezsin.” de denilebilinir. Sorun görüp görmemek değil. Sorun insanların bunu akıl etmiyor oluşu. Empatiden uzak oluşu. Empati, hassas olmaktır. Eminim ki böyle düşünenler vardır.

Son olarak size bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın adı “Empati” ben dahil kırk iki yazarın yer aldığı derleme kitabı. Her yazar kendini bir başkasının yerine koyarak onun bir gününü yazdı. Mesela ben bir sokak kedisi oldum ve onu yazdım. Benim içim çok farklı bir deneyim oldu. Konusu geçmişken paylaşmamak olmazdı.

Empati, ırk, dil, din, hatta insan, hayvan demeden o olabilmektir. Gözlerimizi kapatalım ve kendi kimliğimizden çıkarak empati diyarına doğru zihinsel bir yolculuğa çıkalım. Ne dersiniz?

Editör: Zehra Garipli – 01.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Selin Sabcıoğlu tarafından yazıldı

Merhaba,
Adım Selin Sabcıoğlu. 22 Şubat 1990 tarihinde, Ankara'nın Polatlı ilçesinde doğdum. Üç kız kardeşiz, ben ortancayım. İlkokul ve liseyi Polatlı'da okudum. Lise mezunuyum. 20 yaşından bu yana yazmayı seviyorum. Şiir ve deneme yazıları yazıyorum. Kültür Çıkmazı e-dergisinde gönüllü yazarlık ve sanatçılarla söyleşiler yaptım. Karaborsa Şiirler, Empati proje kitaplarında şiirlerim ve yazım yayınlandı.
Bunların haricinde resim yapmayı ve müzik dinlemeyi seviyorum. Ailemle birlikte Muğla'nın Dalaman ilçesinde yaşıyorum ve el emeği ürünler üretiyoruz.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Hangi Element Senin Kişiliğini Yansıtıyor?

    Kötü Biriyle Karşılaştığınızı Gösteren 12 İşaret | Sizin İçin Kötülüğün Anatomisini İnceledik