içinde

MuhteşemMuhteşem

Sosyal Devlet Düşüncesi Ütopya Mı?

Günümüzde yaşadığımız çukuru derin enkazlardan biri de sosyal dengesizliktir. Avrupa, Asya, Amerika veya başka bir ülke, kıta… Dünyanın neresinde olursak olalım yönetim şekillerinde, inançlara saygı noktasında ve yaşam tarzlarını hoşgörü ile karşılama noktasında milletler arasında eşitsizlik mevcut.

Sözgelimi İran şeriat ile yönetilen bir ülke iken; Türkiye demokrasi ile yürütülen devlet. Bu yüzden iki ülke arasında da başta ekonomik, kültürel ve ideolojik farklılıklar olmak üzere toplumun diğer hiyerarşik basamaklarında heterojen yapılar bulunmaktadır. Durum böyle olunca özellikle kadına şiddet, çocuk istismarı, açlık, adalet, özgürlük, yaşama hakkı olmak üzere evrensel konularda ülkeler alışılmışın dışında hukukî yargılamaları vatandaşlara dayatmak istediğinde diğer milletler tarafından sıradışı algılanmaktadır.

İran’da yaşayan genç bir kadının kılık – kıyafeti ülkenin yaşam tarzına uygun görülmediği gerekçesiyle öldürülürken, başka bir ülkede kadın cinayeti işleyen, kız çocuklarını istismar eden bir “vatandaş” ülke yönetimindeki eksik maddeler, delil yetersizliği veya üzeri toprakla örtülen bilgilerle yaşamına devam edebilmektedir. Belki de dünyadaki huzursuzluğun en temel sebebi de “Evrensel Sosyal Devlet” mekanizmasının olmamasıdır. Peki bununla neyi kastediyorum.

Evrensel Sosyal Devlet; tüm Dünyada ırk, grup, ve ülke yönetimi gibi ayrıştırıcı unsurlara gitmeden beş temel hakka sahip olmasıdır. Bunlar şunlardır:

1) Yaşam Hakkı: Anne rahminden başlayarak, tüm insanların asgari düzeyde yaşamını sürdürebilmek amacıyla beslenme, barınma ve korunma ihtiyaçlarının sağlanmasıdır.

2) Sağlık: Sosyal Devlet olarak insanların sağlık noktasında yaşadığı sorunların en minimal seviye gözetilerek karşılanmasıdır. İlaç ücretlerini karşılayamayan hastalar için belirli bir süre tanınmalıdır. Devleti yönetenler, vatandaşların bedensel ve psikolojik rahatsızlıkları için önlem almalıdır.

3) Eğitim: Sosyal Devlet Yöneticileri, Dünyadaki tüm küçük çocukların temel eğitim ve öğretimini için gerekli masrafları karşılamak zorundadır. Çünkü gelecek nesiller için, Dünyada barış ve huzurun sağlanması ancak ve ancak disiplinli bir eğitim sistemiyle mümkündür. Devlet zaman ve şartlara bağlı olarak gerektiğinde eğitim sisteminde en kısa vadede revizeye gidebilecek altyapıyı sistematik hale getirebilmelidir.

4) Güvenlik: Sosyal Devlet, hem devlet bünyesinde çalıştırdığı bürokratları hem de memur kesimden başlayarak en alt kademe olan yoksul ve işsizlere inene değin tüm yurttaşlarının can ve mal güvenliğinden sorumlu olmalıdır. Devlet yönetiminde güvenlik sağlanmadan diğer öğelerin varlığı her zaman sarsılma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilme tehlikesini iliklerinde hissedecektir. Güvenlik için en alt kademe olan “yaşam güvenliği” konusu vatandaşların yüreğine su serpmelidir.

5) İstihdâm: Sosyal Devlet içinde insanların yukarıda saydığımız tüm başlıklarının karşılanması için sermaye gereklidir. Sermaye çarkının işleyebilmesi istihdamla mümkündür. Sözgelimi bir doktorun yaşamını devam ettirmesi için bir barınma alanına ihtiyacı vardır. Bunun için de inşaat sektöründe çalışanlara ihtiyaç vardır. Ya da eğitim için öğretmenlere gereksinim duyar. Bu da öğretmenlere sunulacak imkanlar ile eğitim seviyesi arasında doğru orantı olduğunun göstergesidir. Göründüğü üzere Sosyal Devlet yöneticileri istihdam imkanı yaratırken her sektörün gereksinimleri ile isteklerini asgari düzeyde karşılamak mecburiyeti taşır.

Sosyal Devlet günümüz dünyasında pek de uygulanabilir gibi durmuyor olsa da yukarıda saydığımız temel unsurlar üzerinde titizlikle durulmalıdır. En azından dünyada barışı sağlamak için yapılabilecek en düzenli yolun “Sosyal Devlet” anlayışı ile mümkün olacağı anlaşılmaktadır.

 

Editör: Fatih Düz – 23.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Hassas İçerik Filtresi
    Bu gönderiyi görüntülemek için tıklayın

    Podcast Tavsiyesi: Hayatta Kalma 202 (+18)

    Bir Alexandre Dumas Eseri: Monte Cristo Kontu