Mitler oldukça uzun ve dolambaçlı hikayelerdir. Birinci bölümünde Anubis’i, karısının ihanetini ve Bata’ya iftira atılmasını anlatmıştım. İkinci bölüme geldiğimizde kendi kalbini bir ağacın tepesine yerleştiren Bata’nın karısının ihanetine nasıl uğradığını görmüştük. Mitin bu kısmında, sona doğru, Bata öldükten sonra yasam bulup hayata dönüyordu. Mitin genel olarak vurgusu kardeşlerin sadakati ve kadınların ihaneti üzerine kuruludur. Her iki kardeş de evlendikleri ve sevdikleri kadınlar tarafından ihanet uğrar. İlginç bir şekilde mitlerin kadınlar konusunda böyle iletileri vardır.
Biz mite geri dönecek olursak Bata kendisinin sırrını firavuna ifşa ederek onu ölüme yollayan karısından intikam almak ister. Bunun için de bir plan yaparak boğa kılığına girerek Mısır yollarına düşer. Anubis de onunla birlikte, sırtına binerek güya sahibiymiş gibi üstünde gider. Firavun renkli giyim kuşama sahip ve gürbüz görünen bu boğası satın almak için Anubis’e çeşitli altın ve mücevherler teklif eder. Anubis de plana uygun olarak boğayı firavuna satar. Firavun bu boğayı o kadar sever ki onun için ziyafetler verip, ağırlanmasına ihtimam gösterir. Günlerden bir gün Bata’nın eski karısı sarayda dolaşırken boğa ile karşılaşır. Bata kendisinin eski kocası olduğunu ve sırrını firavuna ifşa ettiği için ondan intikam almaya geldiğini söyleyerek kadına gözdağı verdi. Tabii ki kadın kuzu kuzu oturup Bata’nın intikamını beklemeyecektir, kendini sağlama almak ve güvenliğini sağlamak için o da bir plan yapar.
Boğa için verilen ziyafetlerin birinde firavunun yakınında oturan kadın içkisinden yudumlamakta olan çakırkeyif firavundan boğanın ciğerlerini yiyebilmek için söz alır. Firavun ertesi gün ayılınca sözünü yerine getirmek istemez ancak bir kere söz verilmiştir ve gereğini yapmak zorundadır. Bu yüzden boğayı adak olarak kestirir. Bir kez daha ölen Bata götürülürken kesik boğazından düşen kan damlaları düştükleri toprak parçalarında avokado ağacı yeşertir. Boğazından iki damla kan damlamıştır bu yüzden iki avokado ağacı yeşerir. Bunu gören firavun ve adamları bu durumu hayra yorar ve kutlama yapılmasını emreder. Bir de firavun Ra’nın kızı olarak saraya getirdiği güzel kadınla uzun zamandır sarayında yan yana yaşamaktadır. Artık onu karısı olarak almayı istemektedir.
“Tanrıların güzelliğine sahip olan böylesi bir kadın ancak bana yakışır!”
Böylece kraliçeliğe yükselen kadın, aslında firavunun eşine ait ayrı bir unvan bulunmaz ancak bulunduğu yerin tam tanımı bu, yeni eşiyle birlikte selamlama penceresi denilen ve meydanı gören bir saray penceresine çıkarak halkı selamlamaktadır. Bir gün atlı arabasına firavunla binerek avokado ağaçlarının olduğu bölgeye giden karı koca burada gölgeye uzanarak ağaçların tadını çıkarmak ister. Fakat kraliçenin huzuru kısa sürer.
“Ben Bata’yım, kanım toprağa düştüğünde ben de bu kadar avokado ağaçlarıyla birlikte yaşamaya devam ettim. Ne olursa olsun senden intikamımı alacağım.” diyerek kadını tekrar tehdit eder.
Artık kraliçe olan kadın bu kez kadınlığını kullanarak firavunu, ağaçları keserek mobilya yapımında kullanmaya ikna eder. Firavun buna karşı koyamaz ve marangozları ağaçlara gönderir. Kadın da başlarında durarak ağacın kesilmesini keyifle seyretmektedir. Bu sırada ağaçlardan birinden fırlayan kıymık kraliçenin boğazına kaçar ve kadın eski kocasından hamile kalır. Hamilelik geçip giderken firavun karısına gözü gibi bakar ve doğum zamanı gelince kraliçe eski kocası Bata’nın tıpkısının aynısını doğurur. Firavun yeni doğan oğlu adına ziyafetler verip, kutlamalar yapar. Yıllar birbirini kovalarken yeniden doğan Bata büyür, annesini ve eski karısını emer. Artık ergin bir birey olduğunda da meşru veliaht unvanı olan Kral oğlu Kush adını alır. Nihayet bir gün firavunun da eceli gelip ölünce tahta Bata çıkar.
Bata firavun olduktan sonra sarayında Mısır’ın önde gelen yöneticilerini toplayarak başından geçen olayların hepsini anlatır. Bu kişiler de ona gerçekten inanırlar. Bata bundan sonra annesi ve eski karısı olan kraliçenin yargılanması için mahkeme kurulmasını emreder. Mahkeme kadını Bata’ya ihanet ettiği için suçlu bularak cezalandırılır ve Yedi Hathorlar tarafından başına geleceği öngörülen korkunç felaket gerçekleşir. Bütün bu olaylardan sonra yeni firavun kardeşi Anubis’e haber gönderip, saraya çağırır. Burada onu veliaht ilan ederek unvan verir. Otuz yıllık uzun bir saltanattan sonra son kez ölen Bata’dan sonra tahta Anubis çıkarak o hüküm sürmeye başlar.
Böylece Anubis ve Bata kardeşlerin hikâyesi iki kadının ihaneti, Anubis’in pişmanlığı, Bata’nın beş farklı ölümüyle son buldu. Antik Mısır’ın bu uzun mitinin sonuna geldik. Başka mitlerde görüşmek üzere.
Editör: Astropower – 23.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Mitoloji ile hikayenin birleşiminden çok harika efsaneler doğmuştur.
Kaos, dünyanın yaratıldığı ilk günden beri en popüler element sanırım 🙂