Naifçe, üzmeden, yormadan sevmek dendiğinde aklımıza gelen ilk şair tabi ki Özdemir Asaf olacaktır. Kısaca kendisinden bahsetmek gerekirse ; 1923 yılı haziran doğumludur. Asıl adı Halit Özdemir Arun’u şiirlerinde kullanmayı tercih etmemiştir. Türkiye’nin başkenti Ankara’da doğmuştur. İyi bir eğitim almıştır.
Kitaplarını çıkarmak adına Sanat Basımevi isimli bir yayınevi kurmuştur. Kitaplarını Yuvarlak Masa Yayınları adı altında yayınlamaya başlamıştır.
İki kez evlilik yapmış toplamda 3 çocuğu olmuştur. Kızına Seda ismini , oğullarına ise Gün, Olgun ve Etkin isimlerini koymuştur. En dikkat çeken evliliği Yıldız Moran hanım ile yaptığı ikinci evliliğidir. Yıldız Moran Türkiye’nin akademik eğitim alan ilk kadın fotoğrafçı olarak tanınmaktadır.
28 Ocak 1981 yılında yakalandığı Akciğer kanserine yenilerek aramızdan ayrılmıştır.
Kabristanı Rumelihisarı Mezarlığı’ndadır.
En sevilen ve en bilinen şiirlerinden birisi olan Lavinya şiirinden bahsetmek istiyorum. Şiiri okuduğumuzda da anladığımız gibi bir platonik aşkın eseridir. Ünlü şairin son iki dizesi yaşadığı dönemde büyük merak uyandırmıştır. Yıllarca araştırılan bu ismi Özdemir Asaf yakınlarından bile gizlemiştir.
Yıllar sonra bu ismi ilk açıklayan kişi en yakın arkadaşlarından Mücap Ofluoğlu olacaktır.
Daha sonraları ise yakın arkadaşlarından Melda Kaptana isminin Mevhibe olduğunu öğrendiğimiz gizemli hanımefendi için şunları yazmıştır:
Ünlü bir yazarımızın hikayelerinde adı Hisya diye geçerdi. Laleli’de Harikzadegan Apartmanları’nın kapısında buluşup konuşan delikanlıların Violetta’sıydı. O sıralarda ünlü olan bir tangonun adıydı bu ve delikanlılar ıslıkla bu melodiyi çalardı Mevhibe onlara gülümseyerek geçerken. Güzel Sanatlar Akademisi’nde okurken mimar arkadaşları da ona Gilda diye seslenirlerdi. O yıllarda gösterimde olan ve çok beğeni toplayan Rita Hayworth’un Gilda isimli filminden mülhem. Kızıl kahve rengi iri dalgalı ve parlak çok güzel saçları vardı. Adalet Cimcoz da Marilyn Monroe’ya benzettiği icin ‘Marlin’ diye çağırırdı Mevhibe’yi.”
Arkadaşlarının anlattığı kadarı ile Özdemir Asaf bu şiirini Mevhibe’nin ile bulundukları toplantılar da okumuş fakat bir karşılık alamamıştı. Bu güzel kadına yazılan, yıllardır platonik aşıkların sığınağı olan şiiri aşağıya bırakıyorum.
Lavinya
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Editör: Fatih Düz – 27.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Türk edebiyatının en iyi şairlerinden biri ve kuşkusuz en özel şiiri
Mükemmel bir şiir
Cok guzel cok etkileyici. Uğruna şiirler yazılan bir kadın olmak her kula nasip olmaz. Aşk böyle bir şey işte; bir yandan inim inim inletirken, diğer yandan satır satır destan yazdırır.
Emeğinize sağlık
Ama gitme Lavinya… Üzüntü en çok akciğeri bitiriyor bu sebeple ölümünün akciğer kanseri olmasına şaşırmadım. Emeğinize sağlık. Hüzünlerin şairini anmış olduk sayenizde.
Aslında her şairin içinde kendi Lavinia’sı vardır. Hatta diyebiliriz ki Lavinia bir insanın değil bir duygu halinin adıdır…
birisine yazıldığı ve şairde iz bıraktığı o kadar belli ki aslında.
Çok beğendiğim bir şiirdir ve şairin yeri de bende hep ayrıdır.
Aslında şiir tek başına da güzel ama insanlar yaşanmışlık arıyor.