CERN (Conseil européen pour la Recherche nucléaire/Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü)’en son atılımı, karmaşık ve tehlikeli ortamlarda keşiflerde devrim yaratan dört ayaklı bir robot olan CERNquadbot ile tanışın.
CERN’in karmaşık tesislerindeki keşifleri geliştirmeye yönelik önemli bir adım olarak, CERNquadbot olarak bilinen son teknoloji robotik çözüm, Laboratuvarın geniş Kuzey Alanında ilk radyasyondan korunma testini yakın zamanda tamamladı. Bu yenilikçi dört ayaklı robot, CERN’in zorlu ortamlarda yol alabilecek uyarlanabilir ve çevik robotik yoldaşlar arayışında yeni bir bölümü işaret ediyor.
CERN’in en gelişmiş robotlarının geliştirildiği Bina 937’de yer alan CERNquadbot, Laboratuvarın robotik cephaneliğine gelecek vaat eden bir katkı olarak öne çıkıyor. Ağırlıklı olarak tekerlekli veya paletli olan öncüllerinin aksine, CERNquadbot dört ayaklı olup, dağınık ve engebeli arazilerde benzersiz stabilite ve manevra kabiliyeti sunuyor. CERN’in Kontroller, Elektronik ve Mekatronik (CEM) grubunda robot mühendisi olan Chris McGreavy, bu ilerlemenin önemini vurgulayarak şunları söylüyor: “Yerde kayan ve hareket eden büyük gevşek kablo ve boru demetleri var, bu da onları tekerlekli araçlar için geçilmez hale getiriyor. robotlar ve insanlar için bile zor.”
Karmaşık ortamlarda çok yönlü dağıtım
ALICE dedektörü gibi deneyleri barındıran karmaşık mağaralarda gezinmeye hazır olduğundan CERNquadbot’un çok yönlülüğü stabilitesinin ötesine geçiyor. Gelişmiş kontrol algoritmalarıyla donatılan bu robodoglar, çevre koşullarını izlemek ve su veya yangın sızıntısı gibi anormallikleri anında tespit etmek üzere hazırlanmıştır. McGreavy kritik rollerini vurguluyor ve şunu belirtiyor: “Su veya yangın sızıntılarını ve yanlış alarmlar gibi diğer olayları zamanında tespit edebiliyorlar ve bunların hepsi mağaralarda ve tünellerdeki makinelerin çalışmasını önemli ölçüde etkileyebilir.”
Tamamlayıcı robotik ekosistemi
CERN’de her robot, benzerlerini tamamlayacak ve keşif yeteneklerini optimize edecek şekilde titizlikle tasarlandı. Tren Denetleme Monoray’ı (TIM), Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) içindeki geniş mesafeleri yukarıdan izlemede başarılı olurken, CERNquadbot, ışın hattının altındaki zeminde keşfedilmemiş bölgelere doğru maceraya atılıyor. McGreavy, simbiyotik ilişkilerini detaylandırarak şunları kaydediyor: “TIM’ler, LHC’nin büyük mesafelerini yukarıdan izlemek için kullanılıyor ve yeniden şarj edilmeden uzun mesafeler katedebiliyor. TIM’in ulaşamadığı belirli yerler hakkında daha fazla bilgi almak için dörtlü robotları yerel alanlara yerleştirebiliyorlar. kolayca erişebilirsiniz.”
Keşif ufuklarını genişletmek
CERNquadbot, daha önce erişilemeyen arazileri geçme yeteneğiyle, CERN tesislerinde yeni bir keşif çağının habercisidir. Hareket modları nedeniyle kısıtlanan öncüllerinin aksine, bu yenilikçi robotik çözüm, geleneksel sınırlamaları aşarak çeşitli ortamlara benzeri görülmemiş bir erişim sunuyor. Kirişler departmanı yeni robotik çözümler geliştirmeye ve tasarlamaya devam ettikçe, CERN’in karmaşık altyapısı içindeki keşif olanakları sınırsızdır.
CERNquadbot’un CERN’in robotik ekosistemine başarılı bir şekilde entegre edilmesi, Laboratuvarın yenilik ve keşif arayışında kayda değer bir kilometre taşı anlamına geliyor. Kararlılığı, çok yönlülüğü ve çevikliğiyle bu dört ayaklı mucize, robotların CERN’in benzersiz ortamlarında gezinme ve etkileşim kurma biçiminde devrim yaratmayı vaat ediyor. Araştırmacılar robotiğin sınırlarını zorlamaya devam ettikçe, gelecek, parçacık fiziği alanındaki araştırma ve keşiflerde daha fazla ilerleme için heyecan verici umutlar barındırıyor.
Editör: David KAYA – 08.02.2024
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Her teknolojik gelişme insanlar için olumlu sonuç vermeyebilir.
Asıl silah takmaya başladıkları zaman korkmamız lazım.
Black Mirror’ın Metalhead bölümünü izlediğimden beri bu tür makinalar beni daha da fazla dehşete düşürüyor. Her ne kadar insanların yapamayacağı işleri yaparak çok işe yarıyor olsalar da bu duyguyu üstümden atamıyorum.
Generation Zero® diye bir oyun oynuyorum, orada “Dog” denen silahlı 4-ayak robotlar var aynı bunun gibi sadece görüş sistemi gövdesinde değil ayrı bir kafada.
Dediğin gibi, işe yararlılığının yanında dehşete de düşürüyor insanı.