içinde

Disfaji Hepimizin Başına Gelebilir, Disfaji ne demek? Disfaji belirtileri nelerdir?

Yutma güçlüğü olarak da bilinen disfaji, yiyecek ve içeceklerin ağızdan mideye gitmesi esnasında gereğinden fazla vakit ve enerji harcanması olarak tanımlanıyor. Hepimiz gündelik yaşamda beslenme ihtiyacını karşılamak zorundayız. Ancak bunu yaparken sağlığımıza da dikkat etmek gerekiyor. Gerek günlük yaşamdaki hızlı koşuşturmalarımızdan gerek yemeğe karşı hızlı tüketim alışkanlıklarımız sebepleri nedeniyle yemeklerimizi hızlı tüketmek istiyoruz. Ancak bunun sağlığımız için ne kadar da tehlikeli olduğunu pek de düşünmüyoruz. Bunun sonucunda da disfaji rahatsızlığına yakalanabiliriz. Bu hastalık üç şekilde ortaya çıkabilir:

1. Ağızdaki bir sıkıntıdan

2. Boğazdaki bir sıkıntı

3. Yemek borusundaki bir probleme neden olabilmektedir.

Disfaji hastalığı özellikle küçük çocuklarda ve yaşlı insanlarda görülebilmektedir. Çünkü bu yaş grubundaki insanların mideleri hem küçük hem de her yiyeceği parçalayamayacak düzeyde yetersizdir.  Bu sorunun tespit ve belirtilerinin başında “adinofaji” gelmektedir. Adinofaji yutkunma sırasında ve yemek borusunda ağrı oluşturmaktadır. Bu nedenle yemek yiyen  kimse yutkunurken ağızdan yemek borusuna doğru kanalda büyük bir yanma hisseder.

Öksürmek, yiyeceği gerektiği kadar çiğnememek, bazı besinlerin burundan gelmesi gibi başlıca sonuçları olmaktadır. Tedavi yöntemi ve hasar tespiti konusunda genellikle teknolojiden faydalanılmaktadır. Öncelikle hastanın vücut içindeki yapısı kamera sistemine benzetilen sineradyografi uygulanmaktadır. Film çekildikten sonra tespiti yapılan disfaji için elde edilen sonuçlar ışığında tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Tedavi türleri arasında da tüpten beslenme, diyet, yutma terapisi, dilatasyon ve botoks enjeksiyonları yer alıyor. Eğer disfajinin kanserden kaynaklandığı tespit edilirse doğru tedavinin uygulanabilmesi için hasta onkoloğa yönlendiriliyor.

Günümüz teknolojisi ve sağlık altyapılarının gelişmiş olması, bu hastalık için “erken tanı” teşhisinin önceden belirlenmesi adına önemli bir yoldur. Onkolojik hastalıklar bilindiği üzere beyinde gerçekleşen tümörlerin çoğalmasıyla meydana gelmektedir. Tümörlerin büyümesi de sinir sistemine zarar vererek, beynin normal işlemsel yapısını zarara uğratmaktadır. Görüldüğü üzere tek bir yutkunma zorluğu kişiyi tümör hastalığına hatta geç kalınması durumunda hastanın ölümüne sebebiyet vermektedir. Peki bunun için hangi önlemleri alabiliriz?

1) Yiyecekleri yavaş yavaş çiğneyerek, yutmadan midemize indirmeliyiz.

2) Yemek yerken ağzımızı birden fazla çeşit besinle doldurmamalıyız.

3) Nefesimizi burnumuzdan alıp, ağzımızdan vermeliyiz.

4) Çok yağlı yiyeceklerden ve gaz yapan içeceklerden uzak durmalıyız.

5) Ağzımızdaki yiyeceği veya içeceği hızlı şekilde değil, sindirerek yutmalıyız.

Disfaji hastalığı kafa travmasından ve yabancı cisimlerin etkisiyle de oluşmaktadır. Bu nedenlerle beyincik bölgesine alınan ağır darbeler, mideye indirilen gazlı, zararlı yiyecekler de mide bu besinlere yabancı olduğu, ilk defa karşılaşması nedeniyle hastalığı tetikleyebilir. Yutkunma sorunu olan, yemek yerken veya içecek içerken problem yaşayan insanlar hiç vakit kaybetmeden doktor kontrolünden geçmelidir.

Geç kalınmış tedaviler ne yazık ki; istenen sonucu tren kaçtığı için verememektedir. Bu yüzden bu tarz yutkunma sorunu olan ailemizdeki, çevrenizdeki kişileri uyarmalıyız. Özellikle bademcik ameliyatı geçirmiş, yutkunurken bademcik şişmesi nedeniyle sıkıntı yaşayanlarımız bilir ki bademciğin şişlik çektiği o sancılı süreçlerde yutkunurken çok ağır yutkunurlar. Acı tam da besin yutak borusuna ulaşırken hissedilir. Yakıcı bir etkisi olan bademcik yiyeceğin sindirimini zorlaştırır ve kişinin sağlığını olumsuz etkiler. Çiğneme esnasında harcanan enerji salgılamayı da negatif yönde etkilemektedir.

Disfaji, bademcik gibi hastalıklar diğer akciğer, karaciğer, kalp veya tümör gibi büyük hastalıklara kıyasla pek de dikkati az olan hastalıklar arasında gözüküyor olsa da; bu hastalıklar vücutta yavaş yavaş büyür ve gelecekte ağır hasarlara sebebiyet verir. İnsan vücudu dirençli gibi gözükse de hastalıklar vücuda damlaya damlaya aktığı için erken tanısı da kolay kolay öngörülemez olmaktadır. Aramızda bademciği büyük olan, yemek yerken garip rahatsızlıklar geçiren tüm okuyucularımızı en yakın sağlık ocaklarına giderek tedavi olmasını öneriyorum. Sağlık; bu hayattaki en temel zenginliğimizdir. Hiçbir rahatsızlığımız hafife alınmadan tedavi edilmelidir. Hayattaki en büyük sermayemizin “sağlık” olduğunu hatırlamanız dileğiyle.

Editör: Fatih Düz – 05.11.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Ay Olmasaydı Ne Olurdu?

    Marlon Brando’nun Oynadığı Karakterlerden Filmlerini Bulabilecek Misin?