içinde

The Queen’s Gambit (2020) Mini Dizisine Yakından Bakış

The Queen’s Gambit 23 Ekim 2020 yılında yayınlanan yazar Walter Tevis’in aynı adlı romanından uyarlanan 7 bölümlük mini dizi, 8 yaşındaki Elizabeth (Beth)’in annesini kaybettikten sonra yetimhanede merak saldığı satrançla beraber başarıya uzanan hayat mücadelesini izleyiciye sunmaktadır.

The Queen’s Gambit seyircisiyle buluştuğu günden itibaren yayınlandığı yılın en dikkat çeken işlerinden biri olmayı başarmıştır. Oldukça gerçekçi ve ilgi çekici resmedilen Elizabeth Harmon (Beth) karakterini ise son yıllarda Split (2016), Glass (2019), The Witch (2015), Emma (2020) gibi birçok sinema filminde izlediğimiz genç oyuncu Anya Taylor-Joy canlandırıyor.

Dizinin başrolü küçük Beth ile tanışmamız yaşadığı trajik olay sonrası Kentucky’de bir yetimhaneye gönderilmesinin sonucunda yeni hayatına alışma süreciyle başlamaktadır. Kurumda yaşadığı sıkıntılar ve geçmiş travmaları ile uğraşırken yetimhanenin hizmetlisi Mr. Shaibel sayesinde satranç ile tanışması ona adeta yeni bir dünya sunmuştur.

Başarıya uzanan bir hikayenin yanında sorunlara karşı savaşan yalnız bir kızın büyüme hikayesini ele alan dizi bu sürecin içerisinde büyük bir yer kaplamaktadır.

Dizinin başrolündeki Beth, madde bağımlılığının yanında büyüdükçe annesiyle ilgili travmaları da zihnini meşgul ettikçe satranca büyük bir tutku ve hırsla bağlanmıştır. 8 yaşından itibaren oturduğu her satranç masasında izleyicinin satranca olan ilgisini sorgulatmaksızın her kitleye hitap edecek büyüleyici anlar sunmuştur. Dizide ayrıca oyuncu Anya Taylor-Joy’un ana karakter Beth ile kurduğu enfes uyumun izlerini görmek de mümkündür. Kendinden emin tavırları, var olan hırsı ve satranca olan tutkunluğu en iyi şekilde yansıtması oyunculuk seçimi açısından diziyi daha keyifli bir hale getirmiştir. Dizi soğuk savaş döneminin hakim olduğu 1960 yılında geçmekte olup Beth’in yetimhaneden arkadaşı Jolene üzerinden ırkçılık konusuna değinirken başta bir kadın hikayesi olmak üzere anlatının feminist taraflarına değinmekten kaçınmamıştır.

Dizide hoşuma giden bir alıntı yapmak istiyorum.

“Kendine yetebilen kadın güçlüdür. Hele ki mülkiyet odaklı insanların her şeye razı olduğu bir dünyada.”

Diğer yandan Beth’in yetimhane döneminden itibaren yer aldığı her satranç turnuvasında dönemine göre erkek egemen bir spor olan satrançta kendisine yer açması konusunda sıkıntılar yaşaması hikayenin merkezindeki feminen duruşa bir örnektir. Dizi ilk bölümünden itibaren sürükleyiciliğini hiç durmadan devam ettirmiş, ayakları yere sağlam basan kurgusuyla izleyiciyi memnun etme açısından da kendine güvenilir bir alan yaratmıştır.

The Queen’s Gambit izleyiciyi kurmaca bir hikayeden çok biyografik bir dizi izliyor hissini vermektedir. Yapım ve karakter tasarımının bu denli başarılı olması dizinin başarısını kanıtlar cinsten.

Tabii ki bu artılarının yanında dizinin hikâye akışında eksik taraflarının kaldığını söylemek de mümkündür bir eleştiri getirecek olursam; dizi var olan olay örgüsüsün dışına çıkmayan yapısıyla Beth’in travmatik geçmişini, madde ve alkol bağımlılığını, dönemin yapısına uygun konuları yansıtırken sönük bir anlatım tarzı sunmaktadır.

Dizide uzun bölümlerin yer almasına rağmen var olan eksik tarafların göze batmayışı ve akıcılığın zedelenmeyişi anlatının düzenli bir yapı sunmasına olanak tanımıştır. Bu bağlamda, satranç sahnelerinin oyunla herhangi ilgisi olmayan izleyicide bile merak uyandırması ve kendini izlettiren bir kurguyla bunu başarması dizinin doğru temeller üzerine inşa edildiğini de kanıtlamaktadır. Dolayısıyla The Queen’s Gambit genel anlamda yayınlandığı yıl için en kaliteli işlerinden biri demek pekala mümkündür.

Ben keyifle izledim, izlemeyenlere güzel bir tavsiye olduğunu düşünüyorum ve izleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler dilerim.

Editör: Ayşe Tunç – 28.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

vitalis tarafından yazıldı

23, intj, 5w6

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kendim Yapabilirim! Bir Eğitim Reformu ve Maria Montessori

    Gülşen: Vatan Millet Sorunu Muydu?