içinde

MuhteşemMuhteşem

J. Sebastian Bach ve Barok Dönem

Johann Sebastian Bach (21 Mart 1685-28 Temmuz 1750), Alman barok müzik bestecisi ve orgcudur. 1750 yılında bugün hayata gözlerimi yummuştur.

Bach, köklü Alman stillerini özellikle İtalya ve Fransa gibi dış ülkelerden aldığı ritimlerin, formların ve yapıların adaptasyonu ve kontrpuan, armoni, müzikal motiflerin organizasyonundaki ustalığıyla geliştirmiştir. Bach’ın besteleri arasında Brandenburg Konçertoları, Goldberg Varyasyonları, si minör Missa, 2 Passion ve 200 tanesi günümüze kadar ulaşmış 300’den fazla kantatı kapsamaktadır. Bach’ın müziğine teknik hâkimiyeti, artistik güzelliği, entelektüel derinliği sayesinde büyük saygı duyulmuştur. Bach, 19. yüzyılda müziğinin tekrar çalınmaya başlaması ve ilginin tekrar canlanmasına kadar kendi döneminde büyük bir besteci olarak bilinmemiş, hatta zamanında demode bulunmuş. Ancak kendisine bir orgcu veya piyanist olarak büyük saygı duyulmuştur. 19. yüzyıldan beri dünyanın en büyük bestecilerden biri olarak kabul edilir.

Hemen hemen bütün bireyleri müzisyen olarak yetişmiş ve yüzyıllarca sürmüş uzun bir sülalenin en yüksek doruğunu oluşturan Johann Sebastian Bach yalnızca soyadı ile ‘Bach’ olarak anılabilir; çünkü bu büyük ailenin diğer üyeleriyle karşılaştırılamayacak kadar büyük bir sanatçı olmuştur. Bach ailesi, 16. ve 17. yüzyıllar boyunca ailenin doğan her ferdini müzisyen olarak yetiştirmiş ve eğitmiştir. Dededen toruna her birey birbirine müzikle bağlanmıştır denilebilir.

Ailenin, yaşamı hakkında bilgi edinilebilen ilk üyesi Veit Bach, değirmencilik ve fırıncılık yaparak hayatını kazanan bir zanaatkardı. Protestanlığın Alman topraklarında yayılmasının önüne geçilmesine çalışıldığı bir dönemde yaşadığı için bir süreliğine doğduğu toprakları terk edip Macaristan’a sığınmış, ardından yeniden Gotha yakınlarındaki Wechmar kasabasına dönerek mesleğini sürdürmüştü. Veit Bach’ın oğlu Hans Bach, aşağı yukarı 1580’de doğup 1626’da vebaya tutularak ölmüştür. Halıcı ustasıydı. Aynı zamanda köy çalgıcılığı yapardı. Şen, neşeli bir adamdı. Oğullarından biri olan Christoph Bach Erfurt ile Arnstadt’da müzisyendi. Hans’ın ikiz oğullarından Johann Ambrosius Erfurt ile Eisenach’da kemancıydı. Johann Sebastian Bach ise Johann Ambrosius’un oğludur. Bach ailesi o kadar çok müzisyen yetiştirmiştir ki “Bach” demek sanki müzisyen demek olmuştu. Bach ailesi aralarında sık sık toplanır ve müzik toplantıları yaparlardı. Bu toplantılara Bach ailesinden 120 kadar birey geldiği olurdu.

Leipzig’deki Thomas Okulu ve kilisesinin kantoru ya da başka bir deyişle koro şefi ve öğretmeni olan Johann Kuhnau 1722’de öldü. Açılan kantorluk için başvuran altı kişi arasında Georg Philipp Telemann kilise yönetim kurulunca ötekilere yeğlenerek oybirliği ile seçildi. Fakat Telemann bu görevi kabul etmedi. O zaman Bach’ın adı ileri sürüldü. Ama kurul ölen Kuhnau’nun öğrencilerinden Cristoph Gaupner’in atanmasını uygun gördü. Gaupner, Darmstadt dükünün sarayında müzik yöneticisiydi. Dük, onun ayrılmasına kesinlikle izin vermeyince Thomas kilisesi ile okulun arasında bir yarışma yapıldı. Bu yarışmada Bach başarı gösterdiyse de yönetim kurulu Gaupner’den ümidi kesmediğinden birkaç ay daha beklemeyi yeğledi. Sonunda Gaupner’den kesin ret yanıtı geldi. Bunun üzerine kurul “en iyi müzisyenleri elde etmeye olanak bulamadığından dolayı orta nitelikli müzisyenlerden seçmek zorunda kaldığını” belirterek Bach’ın atanmasını onayladı. Oysa Bach da Thomas kilisesinin kantorluğuna pek istekli değildi. Dostlarından Georg Erdmann’a yazdığı bir mektupta, daha yüksek bir konumu olan kapel ustalığından kantorluğa geçmenin pek hoş bir şey olmadığını yazıyor. Bu konuda etken olan neden çocuklarının öğrenimiydi.

Bach’ın Thomas Kilisesi kantorluğuna atanması sırasında bu kilise yangında yanmış olan eski St. Bonifaz Kilisesi’nin yerine yapılmış yeni bir yapı idi. Elbet orgu da yeniydi. (Şu anda yaklaşık 300 yıllık olan bu org kullanılmamaktadır. Yalnız bazı parçaları anı olarak saklanmaktadır).

St. Bonifaz Okulu 1212 yılında kurulmuştu. Bu okulun yönetimi 1543’de kent yönetim kuruluna geçmiştir. Bach’ın kantorluğa atanması sırasında yönetim kurulu, rektör, rektör yardımcısı kantor ile beş kişiden oluşuyordu. Rektör ile kantorun konutları okul içindeydi. Kantor dört sınıfın öğrencisi ile ilgilenirdi. Bu dört sınıfta 55 öğrenci vardı. Bach, Thomas Okulu’ndaki öğrencilere Perşembe dışında her gün toplu olarak koro dersi verirdi. Perşembe günü ise öğrenciyle birlikte kiliseye giderdi.

Leipzig’deki kiliselerin koridorlarına Thomas Okulu koro sağlardı. Bundan başka Thomas ile Nikolai kiliselerinde orkestra eşlikli dinleti geleneği vardı. Her iki kilisenin birer orgcusu bulunuyordu. Thomas kilisesindeki koro ve orkestrayı kantor yönetirdi. Olağan Pazar günleri mutlaka iki kiliseden birinde kantat seslendirilirdi.

Bach kantorluk görevinden başka bir de Thomas Okulu’nun dördüncü ve üçüncü sınıflarına Latince dersi vermekle yükümlüydü. Ayrıca üniversitenin resmi törenlerine akademik müzik şefi olarak katılmak, okulun belli öğrencilerine olağan koro dersi dışında org, klavsen, keman öğretmek de onun görevleri arasındaydı. Bunca çalışmaya karşın eline geçen para çok azdı.

Leipzig’e döndükten sonra Sebastian Bach’ın gittikçe artan hastalıkları kendisini de yakınlarını da endişelendirmeye başlamıştı. Özüne karşı pek sert davranan Bach ilk sıralarda bu rahatsızlıkları iki kat etkinlikle alt etmeye uğraştı. Fakat bu sefer ilaçlar yetersiz kalıyordu. Gözlerinden çok rahatsızdı. Eskiden beri miyop olan gözleri fazla çalışmaktan ve notaları kopyalamaktan yorulmuş, yavaş yavaş görmez olmaya başlamıştı. 1749’da gözlerine yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlanarak tamamen kör olmasına yol açtı.

Bach’ın körlüğü cesaretini, sabrını ve dinsel inancını hiç sarsmadı. O yine çalışmalarını sürdürüyordu. Gözlerinden dolayı karanlık bir odada kalmaya mahkûm olmasına karşın damadı ve öğrencisi Johann Christoph Altnickol’a son koral’ini söyleyip yazdırıyordu. Bu koral “En büyük sıkıntılara düştüğümüzde(Wenn wir in höchsten Nöthen sein BWV 641) sözleri ile başlıyordu. Bach ölümünün yaklaştığını hissedince o koralin başına “Tanrım işte katına çıktım” tümcesini yazdırmıştır.

Ölümünden yaklaşık on gün önce gözleri yeniden görmeye başladıysa da bu iyileşme pek geçici kaldı. Sonunda yüksek ateşle bir inme geldi ve yapılan sağaltım yarar sağlamayarak 28 Temmuz 1750 akşamı saat dokuza çeyrek kala 65 yaşında hayatını kaybetti.

Bach, erken yaşlardan itibaren Barok döneminin müzikal çağdaşlarının ve önceki nesillerin eserlerini incelemiş ve bu etkiler müziğine yansımıştır. Çağdaşları Händel, Telemann ve Vivaldi gibi Bach da konçertolar, süitler, reçitatifler, da capo aryalar ve dört sesli koro müziği besteledi ve sürekli bas üzerine çalıştı. Bach’ın müziği, çoğu zaman tek bir eserde armonik olasılıkları kapsamlı bir şekilde araştırarak, şaşırtıcı derecede disonans akorlar ve geliştirmeler kullanır.

Bach’ın yarattığı yüzlerce dinsel eser genellikle sadece zanaatını değil, aynı zamanda Tanrı ile gerçekten dindar bir ilişkiyi gösterir. Bach’ın inancı Alman Lüteryen Pietizm’inin etkisindeydi, bu inancı Tanrı ve bilim arasında bağlantı kurmasına kucak açıyordu. Bach, opera dışında zamanının hemen hemen her türünde sanatsal ve teknik olasılıkları araştıran birçok eser yazdı veya dikkatle derledi. Örneğin, İyi Düzenlenmiş Klavye, her biri Majör ve minör anahtarlarda bir prelüd ve füg sunan, baş döndürücü bir çeşitlilik gösteren yapısal, kontrapuntal ve fügal teknikleri gösteren iki ciltten oluşur.

Editör: Astropower – 28.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Astropower tarafından yazıldı

TestçiMakale YazarıListe UstasıYorumcuVideo YapımcısıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bilinmeyen Paradoks: Siyah Enerji

    Gerçek Olaylara Dayanan Klasik Korku Filmleri 🎬