içinde

HavalıHavalı

Bilinmeyen Paradoks: Siyah Enerji

Dünya’mızın çevresini kaplayan galaksilerin, evrenin yalnızca yüzde 5’ini oluşturduğu, geri kalanın ise siyah madde ve siyah enerjiden oluştuğu biliniyor. Evrenin sürekli genişlediği de bilim insanları tarafından on yıllar önce ortaya konulmuştur. 1920’lerde ortaya çıkan Big Bang teorisinin özünde de bu yatıyor.

1998 yılında bilim insanları önemli bir buluş ortaya atmıştı; evren sanılanın aksine çok daha hızlı büyüyor. Evrenin genişlemesinin nedeni henüz bilinmiyor ama astrofizikçiler bunun adını koymuştu; siyah enerji.

“Siyah Enerji”

Siyah enerjiyi göremeyiz. İlerlemiş teknoloji de bunu görmemize ya da hissetmemize ne yazıkki el vermiyor. Ancak gök bilimcilerin çoğunluğu siyah enerjinin varlığını kabul ediyor, çünkü kendisi gözle görünmese de galaksilerdeki etkisi gözlemlenebiliyor.
Bing Bang patlaması evrendeki tüm maddeyi oluşturdu. Galaksiler de bu maddelerden oluştu. Bing Bang’ den bu yana tüm galaksiler uzayda hızlanarak birbirinden uzaklaşıyor. Üstelik bu hız artışı ekstra bir enerji kaynağı olmadan oluşuyor. Normal şartlarda hızın artmasıyla değil, yer çekimi nedeniyle yavaşlaması ve geri işleyerek zamanla galaksilerin birbirine doğru çekilmesi ve evrenin gittikçe küçülmesi gerekiyordu, tıpkı havaya atılan bir beyzbol topunun önce yavaşlaması ardından da dünyaya geri düşmesi gibi..

Fakat astronomik gözlemler, galaksilerin gittikçe artan bir hızla birbirlerinden ayrıldıklarını göz önüne seriyor. Bu olay, milyonlarca yıl devam ederse, evren, yaşamdan tamamen yoksun, hatta kendini aydınlatan soğuk, karanlık bir boşluğa dönüşür. Fizikçiler bunu ‘evrenin sıcak ölümü’ olarak tanımlıyor.

Siyah enerji ve maddeyi araştırmak için fizikçi ve kozmologlar uzay teleskopları ve elektron hızlandırıcıları kullanıyor.

CERN’de görev yapan Kozmolog Julien Lesgourges, siyah enerji ile ilgili şunları söyledi: “Şu anda evrenin yüzde 68’inin siyah maddeden oluştuğunu biliyoruz. Bu gizemlerle dolu madde, evrenin giderek büyümesine yol açıyor. Gözlemleyebildiğimiz siyah madde oranı ise yüzde 27. Yani galaksideki yıldız ve gezegenlerin hareketlerine etki eden bölge burası. Ayrıca evrenin geri kalan yüzde beşlik kısmı da bildiğimiz elementlerden oluşuyor.”

Siyah enerji oranı giderek büyüme kaydediyor.

Euclid Projesi’nden bilim insanı Rene Laureijs ise siyah enerjinin giderek arttığını belirtiyor.

Laureijs, “Neden mi? Çünkü evrenimiz zaman geçtikçe genişliyor. Genişledikçe de siyah enerji oranı buna bağlı artıyor. Buna rağmen normal elementler ve siyah madde oranı aynı kalıyor. Sadece şekil değiştirebiliyor. Yani siyah enerji ile normal elementler arasındaki uçurum giderek artıyor. Dolayısıyla her geçen gün evrenin kütlesi giderek büyüyor ve siyah enerji de bu duruma bağlı olarak giderek artış gösteriyor’
Siyah enerji ve siyah madde, evrendeki birçok gizemin sırrını da içinde barındırıyor. Fakat bu iki kavram birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü bilebildiğimiz kadarı ile aralarında çok büyük bir fark olduğunu belirtiyor Julien Lesgourges:

“Siyah enerji ve siyah maddenin birbirleri ile benzer özellikler taşıdığına dair teoriler öne sürüldü. Şu andaki bilgi birikimimizle buna cevap verecek olursam, iki bilinmeyen arasında bir bağ kurduğumuzda işler daha da fazla karışacaktır.”

Londra King’s College Üniversitesi’nden John Ellis ise, siyah enerjinin sırrının önümüzdeki yıllarda çözülebileceği yönünde umutlu olduğunu açıklıyor: “10 sene sonra durup şöyle diyeceğiz ‘evet uzun bir aşama kaydettik ve siyah maddeyi önümüzdeki yıllarda çözeceğiz’. Fakat bunun olabilmesi için fizikçi ve kozmologların birlikte hareket etmesi gerekir.”

Evrenin yaklaşık olarak %70 i siyah enerjiyle kaplı, görebildiğimiz renkler aslında sadece siyah. O nedenle bilmediğimiz, henüz keşfetmediğimiz milyonlarca bilgi bizleri bekliyor. 

Bilgiyle kalmanız dileğimle.

Editör: Fatih Düz – 28.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Ece Altaylıgil tarafından yazıldı

İngilizce öğretmeni, 3 kitap yazarı ve anne.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Pasif Agresif İş Arkadaşları

    J. Sebastian Bach ve Barok Dönem