içinde

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem

Antik Roma’nın Sıra Dışı İmparatoru Elagabalus’un Sansasyonel Yaşamı

Transseksüel olduğu bilinen Elagabalus, antik Roma’nın en marjinal imparatorlarından birisiydi. Yaptığı sıra dışı davranışlarla anılan bu imparatora dair bilgiler, “Historia Romana”, “Ab excessu divi Marci” ve “Vita Antonini Heliogabali” adlı üç ayrı kaynaktan öğrenilmektedir. Bu kaynaklar haricinde çok sayıda araştırma ve tez çalışmaları da vardır. Antonin Artaud, Roma’nın bu sıra dışı imparatorunun otobiyografisini, “Heliogabalos Taçlı Anarşist” adını verdiği kitabında şiirsel bir dille aktarır.

Roma İmparatoru Elagabalus’un büstü, Capitolini Müzesi

Heliogabalus adıyla da bilinen imparator, tarihi kaynaklardan öğrendiğimize göre Suriye’nin Humus kentinde M.S. 203 yılında doğmuştur. Soylu bir aileden gelen, yakışıklılığı ve görkemli kıyafetleriyle dikkat çekmiştir.

İmparator Elagabalus’un rekonstrüksiyonu

M.S. 218’de Roma İmparatorluğu’nun başına geçen Elagabalus’un yerel kıyafetlerini giyip yerel takılarıyla süslendiği ve tanrı El Gabal için ayinler yapmaya başladığı bilinir. Bununla kalmıyor, halkın karşısına davul ve flütler eşliğinde çıkarak kendi tanrısını da onurlandırıyordu. Yünden yapılan Grek ve Roma kıyafetlerini beğenmemiş, sadece ipek kumaştan yapılan giysileri kendine yakıştırmıştı. Seçtiği kıyafetler Suriyeli rahip kostümlerini andırıyordu. Büyükannesi Maesia, Roma halkının yabancısı olduğu bu tarz konusunda imparatoru uyarmış; bu kıyafetlerin erkekler için fazla “süslü” bulduğunu belirtmiş ve erkekten ziyade kadına uygun olduğu konusunda endişelenmişti.

Günlük hayatında dini işlerle uğraşmanın yanı sıra araba sürdüğü ve dans ettiği bilinir. Standart hükümdar imajıyla uyum sağlamayan bu hareketlerini gizleme ihtiyacı duymayan imparatorun askerleri bir onu kadından daha fazla ve özenli makyajıyla, süslü giysileri ve altın kolyeleriyle dans ederken görmüştür. Bu davranışları onun El Gabal kültüne ve ritüellerine işaret etmektedir.

İdari işlerle neredeyse hiç ilgilenmiyor, resmi toplantılarda küfürden ve ahlaksız konuşmalardan çekinmiyor, Roma’nın tüm bölgelerine gönül eğlendirebileceği erkekler bulup saraya getirilmesi için görevliler dağıtıyordu. Ayrıca, imparatorun bir bağ bozumu festivalinde kendi eşcinsel ilişkilerini çekinmeden anlattığı bilinir. 18 yıllık ömründe, biri Vesta Rahibesi olmak üzere üç evlilik yapmıştır. Julia Cornelia Paula da evlilik yaptığı kişilerden biridir.

İmparator Elagabalus ve eşi Julia Cornelia Paula’yı gösteren kolye ucu (Altunkayalıer’den)

Fahişelere özel ilgi duyuyor, kadın satıcılarından sık sık kadın alarak onları özgür bırakıyordu. Hatta imparatorun bir gün Roma’da kaç fahişe olduğu tespit edilip banyosuna getirilerek fahişelerle birlikte yıkandığı söylenmiştir. Rivayete göre, bir günde Roma’daki tüm fahişeleri ziyaret ederek onlara altın dağıtmıştır. Fahişelere olan bu ilgisinin dışında onları taklit de etmiştir. Hamam, tiyatro ve sirklerden fahişeleri bir araya getirip onlara “kumandanım” şeklinde hitap ettiği ve çeşitli konular üzerinde tartıştığı bilinir. Sayısız erkek ve kadınla birlikte olan Elagabalus’un fahişelere duyduğu ilgi ve saygının Elagabalus kültünde yer alan kutsal fahişelik kavramıyla ilinti olmasıdır.

Elagabal kültüne göre sünnet olunması zorunluydu ve imparator da sünnetliydi. Ancak onun sünneti dini ritüelden çok kendisini hadım ederek tapınak fahişeliği yapmak istemesine işaret eder. Bu durum cinsiyet değiştirme çabalarını düşündürmüştür. Hadım olma geleneği de bu kültün bir parçası olsa da Batı’daki Romalılar için bir sapkınlıktı. Çünkü hadımlığı fahişeliğe giden yol olarak görüyorlardı. Çift cinsiyetlilik antik Yakındoğu kültlerinde kabul görmüştür. İmparator Elagabalus’un mensubu olduğu El Gabal kültü de tüm bu gelenekleri bünyesinde barındırır. Roma toplumunun hadımlığa ve sünnete olan bakışını önemsemeyen imparatorun sünnet olduğu bilinse de hadım olup olmadığı kesin olarak bilinmez. Ancak erken yaşta ölümüyle hadım olma isteğini gerçekleştiremediği öne sürülür.

Pahalı ziyafetleri, aşırıya kaçan davranışları, sıra dışı istekleri ve israfıyla bilinen Elagabalus altından örtüler, abartı çiçeklerle süslenmiş masalar, gümüş mobilyalar ve safran katılmış havuzlar yaptırmıştı. Ziyafetlerinde pahalı yemek takımları kullanıyor, egzotik yemeklere merak duyuyor, flamingo beyni, bülbül dili, deve toynağı ve tavus kuşu kafası servis ettiriyordu. Yemek masasının süslenmesinde kullanılan bu çiçekler, 19.-20. yüzyılda yaşamış ressam Sir Lawrence Alma Tadema’nın “Heliogabalus’un Gülleri” adlı tablosuna konu olmuştur. Bu tablodaki konunun, imparatorun verdiği ziyafetlerin birinde ölen konuklarla ilgili olduğu bilinir. Elagabalus’un verdiği ziyafette konuklar, yukarıdan açılan örtüden masaya doğru dökülen menekşe çiçeği yığınları altında nefessiz kalarak ölmüştür. Tabloda ressamın gülü tercih etme sebebi bu çiçeğin aşk, ölüm ve güzelliği temsil eden sembolik anlamıdır.

İngiliz ressam Sir Lawrence Alma Tadema’nın, ”Heliogabalus’un Gülleri” adlı tablosu

Resmi görevlere ve üst düzey mevkilere at arabası yarışçısını ve berberi getirmesiyle bilinen imparator, askerlerin başına bir dansçı, muhafız birliklerinin ise pandomim sanatıyla uğraşan Comazon adlı kişiyi atamıştı. 4 yıllık hükümdarlığında yaptığı bu tür idari atamalar devlet sisteminin bozulmasına yol açmıştır. İdari anlamda takındığı ciddiyetsiz tutumu ve tüm bu göze batan seçimleriyle imparator kendi sonunu hazırlamış, M.S. 222’de Romalı askerler tarafından vahşice katledilmiş ve kafası kesilerek Tiber Nehri’ne atılmıştır.

Editör: Astropower – 28.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Moonlighter tarafından yazıldı

Makale YazarıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Türkiye’de “Barınamama” Nedeniyle Oluşan Göçler ve Kira Artışları

    İrlandalı Tuatha Dé Danann Efsanesi