Baştan sona ağır ilerlemesine karşın seyircisini sıkmanın yanından bile geçmeyen oldukça başarılı bu yapım, muhteşem oyunculuğu nedeniyle Benedict Cumberbatch’e nefret kusmanın eşiğinden döndürdü beni.
The Power of the Dog’ta etkileyici müzik seçimlerinin de katkısıyla insanı hayli geren ve gizemini neredeyse son ana kadar koruyan bir kurgu söz konusu. Herkesin aksine, herkes derken çoğunluğun yorumlarını baz alarak genelleme yapıyorum, şahsen sinematografiye o kadar da bayılmadım ve başka unsurlardan bahsetmek istiyorum.
Rose ve Phil karakterleri arasındaki gerginliğin bu kadar kapalı verilmesini biraz can sıkıcı buldum. Yoksa benim çözemediğim geçmişe dayanan bir sorun mu var diye bile aklım karıştı hatta. Oğluyla samimiyet kurmasını istemeyişi konusundaki tedirginliği ve tavrı da dahil. Ama anladığım kadarıyla sıkıntı adamın bozuk karakteriymiş sadece.
Ayrıca, Rose’un çiftlikteki depresif karanlık sürecinin de güzel bir şekilde işlenmediğini düşünüyorum. Yine gördüğümüz kadarıyla, dertlerine herhangi bir deva aramak veya onları kocasıyla paylaşmak gibi ihtimallere hiç şans vermeden kendini alkole vurdu… Bilemiyorum. Bunlar yaşandı ama açıkça gösterilmediyse de anlamamak kendi kabahatimdir, kabul ederim.
George’un kibarlığının yanında çok pasif de bir tip olması, daha doğrusu bunun seviyesi ilginçti. Kardeşine karşı olan çekingen hareketlerini de yersiz fazla buldum çünkü Phil’in onu sevdiği çok belliydi, buna güvenerek daha cesaretli ve atılgan olabilirdi sanki. Ama film bir kitap uyarlaması olduğu için belki de orijinal hikaye böyledir ve ona uygun yansıtılmak istenmiştir diye düşünüyorum.
Rose’un ait hissetmediği bir ortama girdiğinde ki hislerini anlamakla beraber, valinin yemeğe çağrıldığı akşamda ve birkaç yerde daha yaşadığı dehşetli sarsılmaları bana pek convincing gelmedi. Peter’a gelecek olursak, göründüğünden daha tehlikeli biri olduğu sürpriz olmadı ancak dürüst olayım, sevimsiz başrolümüzün canını alması şaşırttı.
Filmde bazı kısımların yetersiz verildiğini düşünüyorum. Onun haricinde bazı karakterlerin hizmet ettiği şeyleri kaçırdığım da oldu.
Benim tahminim hep Phil’in Peter’la bi ilişki yaşayıp bunun açığa çıkma korkusuyla ona zarar vereceği yönündeydi ama Peter’ın, annesi sarhoşken ona kurduğu cümleler zaten neler yaşanacağına dair en büyük spoilermış. Uzun lafın kısası, aksiyon sevdalıları her ne kadar yerden yere vursa da, duyguların müthiş yansıtıldığı, etkileyici atmosferine kapıldığınız gayet güzel bir filmdi The Power of the Dog.
Meraklısına Teknik Bilgiler
Yapım Yılı: 2021
Türü: Dram, Romantik, Western
Süresi: 2 saat 6 dakika
IMDB: 6.8
Yönetmen: Jane Campion
Ödüller ve Adaylıklar: 1 Oscar, 268 farklı ödül ve toplamda 309 ayrı adaylık
Oyuncu Kadrosu: Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst, Jesse Plemons, Keith Carradine, Thomasin McKenzie, Frances Conroy, Adam Beach, Kodi Smit-McPhee, Genevieve Lemon, Kenneth Radley, Sean Keenan, George Mason, Ramontay McConnell
Editör: Zehra Garipli – 02.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
güzel bir filmdi, emeğinize sağlık
Bu filmi izledim . Güzel gerçekten . Emeğinize sağlık
O zaman listeye eklendi
Benedict Cumberbatch varsa şans verilir.
Türünün en iyi örneklerinden biri olsa bile Western filmlerine çok sıcak bakamıyorum.
Güzel bir film
emeğinize sağlık.
Bu tarz filmleri hiç sevmem.