içinde

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem

Anadolu’da Elektriğin Geldiği İlk İlçe Balya’nın Dünü Ve Bugünü

“Geçmiş geleceğe, suyun suya benzemesinden daha fazla benzer.”

İbni Haldun – Coğrafya Kaderdir, Mesud Topal

Başlar ve biter, bir hayat nedir?

Acı ve tatlıdır, unutulur hepsi,

Bir hayat nedir?

Suzan Defter, Ayfer Tunç

İbn-i Haldun devletlerin hayatını insan hayatına benzetirken devletlerin de doğup, gelişip, yaşlanıp ve sonunda tabiatın kanunlarına boyun eğdiğini açıklıyor. Benzer şekilde yerleşim merkezlerinin de kaderi İbni Haldun’un bahsettiğine paralellik gösteriyor. Bakıyorsunuz minicik bir belde, zamanla oraya yapılan yatırımlarla yeni iş olanakları ortaya çıktıkça önce yerleşik halkın ilgisini çekiyor, sonra tersine göçü tetikliyor ve ardından dışarıdan da göç almaya başladıkça belde hem nüfus hem de olanaklar bakımından büyüyor.

Kimi zaman da bunun tam tersi durumlar yaşanabiliyor: Önceleri iş vb. imkanları sebebiyle ilgi odağı olan bir merkez, sonraki dönemlerde geriye düşüp emsallerinin fersahlarca ardında kalabiliyor.

İkinci örneğe uyan merkezlerden biri de Balıkesir’in Balya ilçesidir. Adının nereden geldiğiyle alakalı olarak iki bilgi var elimizde: Söylendiğine göre Osmanlı döneminde Balya kadılık imiş ve kadının adı da Bali Bey’miş, sonradan kadının adından dönüşüp Balya olmuş. Çok da gerçekçi olmayan bu açıklamadan sonra ilçenin adının Yunanca Palaia (eski) kelimesinden geldiği yolundaki açıklama daha makul görünmektedir.

Çok eski zamanlardan beri Balya’da çinko, kurşun, magnezyum ve linyit çıkarıldığı bilinmektedir. Romanlılar döneminde kurşun çıkarılan bir merkez olarak adının da “maden işçiliği” anlamına gelen “Ergasterion” olduğu bilinmektedir.

Osmanlı döneminde kadılık iken 1901’de Fransızların buradaki madenleri çıkarmak için Mancılık’ta kurdukları ilk termik santralden Balya’ya elektrik getirdikleri, madenlerde elektrikten yararlanıldığı hatta Osmanlı’da saraydan sonra ilk elektriğin Balya’da kullanıldığı tarihi vesikalardan da anlaşılmaktadır.

1910’da ilçe olan Balya, 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edilmesine karşın halkın cansiperane mücadelesi, kararlılığı ve cesareti sayesinde 6 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Maden ve fabrikaları aktif olduğu dönemlerde oldukça gelişmiş bir ilçemiz olan Balya’ya o dönemlerde “Küçük İstanbul” adı da takılmıştı. Küçük İstanbul denmesinin sebebiyse ilçedeki fabrikasyon ürün çeşitliliği ve kültür düzeyinin dönemde oldukça yüksek olmasıymış.

1800’lerden itibaren  Fransızlar tarafından işletilen kurşun madeni kapitülasyonların kaldırılmasıyla üretimini durdurmuş ve sonrasında tekrar çıkarılsa da 1940’lardan sonra kurşun rezervinin azalması sonucu üretim durdurulmuştur. İlçenin önemli kaynaklarından biri olan kurşun madeni beraberinde nüfusu ve tüketimi de arttırırken kapatılmasıyla 1940’lardan itibaren 26.000 küsur olan nüfus  2012’de 14.000 civarına gerilemiştir. Beraberinde il merkezine ve başka illere de göçler veren ilçe günden güne tenhalaşmıştır.

2009’da Eczacıbaşı topluluğu kuruluşlarından Esan Madencilik Şirketi uzun süren arama faaliyetleri sonucunda tekrar Balya’da kurşun, çinko rezervi bulup çıkarmaya başlamış ve ekonomik, sosyo-kültürel hayat buna paralel olarak az da olsa canlanmaya başlamıştır.

Günümüzde yoğun olmayan nüfusu, lise, orta ve ilk okulu, Ziraat Bankası, öğretmenevi, zincir marketleri ve maden işletmesi ile Balıkesir’in Balya ilçesi halen eski günlerdeki haline yaklaşamamıştır. Bunda yatırımcıların ilgisine mazhar olamaması ve dolaysıyla iş imkanlarının azlığı ilçenin gelişmesi önündeki engeller olarak sayılabilir.

Temennimiz Balya gibi yer altı kaynakları bakımından zengin ilçemizin yatırımcıların ilgisini çekmesi, yörenin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak tekrar eski günlerine dönebilmesidir.

Editör: Fatih Düz – 13.02.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Cihan TELLİ tarafından yazıldı

BELLUM OMNİUM CONTRA OMNES

Makale YazarıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Tanatofobinin Anlamı | Ölümden Neden Bu Kadar Korkuyoruz

    Hangi Ayakkabı Modelini Daha Çok Tercih Ediyorsun?