içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Tadına Doyamayacağınız Bir Sanat Akımı “Büyülü Gerçeklik”

Bir esere baktığımızda herkes kendine göre yorumluyorsa gerçek diye bir şey var diyebilir miyiz? Peki ya doğru kabul ettiğimiz varsayımlar? Belki de bir simülasyonda yaşıyoruz bunun aksini kim iddia edebilir?

Bize gerçekliği sorgulatan ve büyüsünü bu varsayımlardan alan akım aslında çok da eski sayılmaz. 20. yüzyılın başlarında  Alman eleştirmen Franz Roh (1890-1965), günlük ve sıradan konuları ürpertici çağrışımlarla tasvir eden sanatçıların çalışmalarını ifade etmek için Magischer Realismus (Büyülü Gerçeklik) kavramını ortaya koyar. 1940’lara ve 50’lere gelindiğinde eleştirmenler ve bilim insanları, çeşitli sanat geleneklerinde artık bu ifadeyi kullanmaya başlamıştır.

Kübalı yazar Alejo Carpentier, Bu Dünyanın Krallığı (El Reino de Este Mundo, 1949) isimli romanın ön sözünde Latin Amerika’ya özgü olduğunu iddia ettiği bir gerçekliği olağanüstü Amerika gerçekliği (lo real maravilloso americano) diye tanımlar. Ona göre tuhaf olanın sıradan olduğunu söylediği kıtaya özgü bu gerçekliği de ancak Latin Amerikalı yazarlar aktarabilirdi. Carpentier’in bu görüşleri büyülü gerçekçiliğin politik yorumlamalarında ve Latin Amerika’ya özgü bir tarz olarak algılanmasında etkili olmuştur.

Gabriel Garcia Marquez

Büyülü gerçeklik denince her ne kadar akla ilk olarak Güney Amerikalı yazarlar gelse de (özellikle Gabriel Garcia Marquez) akım tüm dünyaya hızlı bir şekilde yayılmış ve post modern edebiyat dünyasında hızla yerini almıştır.

Peki bir eserin büyülü gerçeklik akımının etkisinde olduğu belirleyen unsurlar nelerdir?

1 – Mantığınızın yetmediği sınırları zorlayan durumlara yer verir.

2 – Tarihi bağlam ve toplumsal kaygılar eserin temelini oluşturur ancak dikkati üsluba çeker.

3 – Gerçek dünya mekanları büyülü gerçekliği fantastik dünyadan ayıran en etkili yönüdür. Fantastik bir dünyada olmayışınız sizi mantık dışı durumları kabullenmeye zorlar ve gerçeği sorgulamanıza yol açar.

4 – Gerçekçi üslubu sayesinde anlatımın akışına kapılır ve kendinizi eserden soyutlayamazsınız.

5 – Mitsel gelenekten yararlanarak eserin fantastik kısmı oluşturulur. Halk hikayeleri, destan ve yerel efsaneleri kullanarak doğa üstü kurgulara yer verilir.

Büyülü gerçeklik gerçek ve fantastiğin mükemmel şekilde birleşmesiyle oluşur. Gerçek ve gerçeküstü olaylar ustalıkla harmanlanıp sunulur. Üslubun gerçekçiliği ve öğelerin doğru yerde kullanılması okuyucuyu mantıksızlıkları görmemeye iter ancak yaratılan dünyadan da uzak durmasını sağlar. Gerçek dünyadan kaçmaması büyülü gerçekliği fantastik eserlerden ayıran en önemli özelliğidir.

Büyülü gerçeklik unsurları, bu bağlamda dünya edebiyatında Italo Calvino, Neil Gaiman, Haruki Murakami, Alice Hoffman, Abe Kobo gibi yazarların eserlerinde kendine yer bulurken bizim edebiyatımızda ise İhsan Oktay Anar,Nazlı Eray, Latife Tekin, Orhan Pamuk, Murat Menteş, Oğuz Atay gibi yazarlarımız tarafından örneklerine yer verilmiştir.

Bir eseri belli bir kalıba sığdırmak zor ve bazen de gereksizdir. Büyülü gerçeklik ise belli bir kalıba sokulması en zor akımlardan birisi olabilir. Ancak tadını alıp severseniz bu akıma ait tüm eserleri bir çırpıda okumak isteyeceğinizi söyleyebilirim.

Yeni başlayanlar için büyülü gerçeklik romanları:

  • Yüzyıllık Yalnızlık- Gabriel Garcia Marquez
  • Zemberekkuşu’nun Güncesi – Haruki Murakami
  • Yolun Sonundaki Okyanus Neil Gaiman
  • Puslu Kıtalar Atlası İhsan Oktay Anar
  • Sevgili Arsız Ölüm Latife Tekin

Yazımızda büyülü gerçeklik akımını edebiyat için incelesek de diğer tüm akımlar gibi büyülü gerçekçiliğin de sanatın diğer alanlarında da örnekleri olduğunu belirtelim.

Editör: Fatih Düz – 15.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

walterbshp tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Bir Katil Son İsteği Olarak ‘Yüzüklerin Efendisi’ni İzledi!

    Mutlaka Bilmeniz Gereken 15 Tablo Ve Hikayesi