Bugün sizlere şiirlerini çok sevdiğim, Sultan Süleyman’ın mahlasından bahsedeceğim.
1. Süleyman, Osmanlı İmparatorluğu’nun onuncu padişahıdır. Batı’da Muhteşem Süleyman, Doğu’da ise adaletli yönetimine atfen Kanuni Sultan Süleyman olarak da bilinmektedir. 1520’den 1566’daki ölümüne kadar 46 yıl boyunca padişahlık yapan 1.Süleyman’ın mahlası “Muhibbi” hakkında konuşalım.
Muhibbî, Osmanlı Sultanı Kanunî Sultan Süleyman’ın mahlasıdır.
Mahlas’ı bilmeyenler için açıklayayım. Mahlas, genellikle Divan Şiiri ve Türk Halk Şiiri ozanlarının yapıtlarında kullandıkları ve ünlendikleri takma addır.
Çoğu Osmanlı Padişahı gibi Kanuni Sultan Süleyman’ın da bir mahlası vardı; Muhibbi.
Muhibbi; “Seven, sevgi besleyen anlamında Muhible ilgili.” demektir.
Ayrıca Muhibbi’den başka “Muhib” ve “Meftûnî” mahlaslarını da kullanmıştır. Fakat en bilineni bu mahlası olduğu için bunu ele aldım.
Kaynaklar da Sultan Süleyman’ın şiirden iyi anladığı, alim ve şairlere itibar gösterdiği ve onları himaye ettiği yazar. Zaten o döneme bakarsak Kanuni zamanında yaşamış ve ün salmış bir sürü şair var.
Doç Dr. Orhan Yavuz’un 2014 yılında hazırladığı ‘MuhibbÎ Dîvânı’ adlı çalışmanın tanıtım yazısında, “Şiir; Muhibbî’nin sığındığı, dinlendiği, konuştuğu emniyetli bir yer gibidir” der.
Buradan da anlıyoruz ki Sultan Süleyman şiir yazmaktan çok hoşlanan bir Padişahmış.
Yazdığı aşk, kahramanlık ve düşünce şiirleriyle büyük bir divan meydana getirmiştir.
“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”
Anlamı: “Halk devlete Sultan olmayı, en geçerli mertebe olarak görür. Oysa tek bir sağlıklı nefes, o yüce makamdan daha değerlidir.”
beytin de olduğu gibi dillerden düşmeyen ve atasözü niteliğinde olan beyitler de yazmış.
Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan arasındaki aşk tarihe geçmiş bir aşktır. Kanuni Sultan Süleyman, seferleri ve askeri başarılarının yanında aşkı ile de Osmanlı tarihine geçmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan arasındaki aşk mektuplara da yansımıştır. Birbirlerine yazdıkları mektuplar bugün hala devlet arşivlerindedir ve incelendiğinde bu aşkın ne kadar büyük olduğu görülür.
Gelin Kanuni’nin eşi Hürrem Sultan’a ‘Muhibbi’ mahlasıyla yazdığı bir şiiri inceleyelim.
“Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım
Hayatım, hasılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım
Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şemim
Turuncu u nar u narencim, benim şem-i şebistanım
Nebatım, sükkerim, genc,m, cihan içinde bi-rencim
Azizim, Yusufum varım, gönül Mısrındaki hanım
Stanbulum, Karamanım, diyar-ı milket-i Rumum
Bedahşanım ve Kıpçağım ve Bağdadım, Horasanım
Saçı marım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım
Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım
Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim
Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbiyim hoş halim!”
Anlamı:
“Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.
Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm,
Sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meş’alem.
Turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı,
Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim.
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı,
İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdad’ım, Horasan’ım.
Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.
Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.”
Kanuni gerçekten aşk adamıymış. Her şeyden önce bir erkek olarak, sevdiği kadına olan hislerini ne güzel aktarmış değil mi? Daha bir sürü şiiri olan Kanuni’nin, Hürrem Sultan’a yazdığı şiirleri okuyunca bana hak vereceksiniz.
Ayrıca Kanuni’nin şiirleri ilk kez II.Mahmut’un kendisi de şair olan kızı Adile Sultan tarafından 1308 (1890-1891) yılında İstanbul’da bastırılmış.
Okuduğunuz için teşekkür ederim!
Editör: Fatih Düz – 18.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Emeğinize sağlık. 🙂
Emeğinize sağlık
elinize sağlık
Padisahlar her açıdan kendini geliştirmiş, çok yönlülermis.
Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş
Daha önce duymamıştım.
Osmanlı’da şehzadelerin her birinin bir mesleği de olurmuş. Kimi de bu meslekler yanında şiirler meşgul olmuşlardır. Avni, Muhibbi en meşhur şair padisahlardir. Şiirleri döneminin zirveleri değilse de orta üzeri şiirlerdir ve Divan şiiri geleneğinin başarılı birer temsilcisidirler. Elinize sağlık.
padişahları sanatsal yanlarını çok seviyorum.
Emeğinize sağlık