içinde

MuhteşemMuhteşem

Boyanın Suyla Dansı: Ebru Sanatı

Farsça “ebr” yani bulut anlamındaki sözcükten meydana gelen “Ebru Sanatı” bulutumsu, buluta yakın gibi sözcükleri ifade etmektedir. Aynı zamanda su üzerindeki şekillerin “kaş” ile benzerliğinden hareketle, Farsçada ebru kelimesinin de kullanıldığı belirtilmiştir ancak bu fikir pek kabul görmemiştir. Avrupalıların mermer kağıdı, Arapların damarlı kağıt olarak adlandırdığı ebru sanatının, dünya genelinde yayıldığı görülmektedir.

Ortaya çıkış tarihi net olarak bilinmeyen ebru sanatının, hangi toplumda oluştuğu ve yayıldığı da kesin şekilde bilinmemektedir. Büyük oranda Doğu dünyasına ait olduğu düşünülen sanatın, Hindistan’da ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Diğer bir görüş ise Buhara’da doğmuş gelişmiş ve Osmanlıya İran yoluyla gelmiştir. Hatta Türkistan şamanlarının fal bakmayı sevdiği ve bu fal çeşitlerinden birinin de su üzerine boya atılması ve ortaya çıkan şekillerin yorumlanmasının, ebru sanatının ilk örnekleri kabul edilmektedir.

Tarihi belirlenmiş en eski ebru sanatı 1447 yılına aittir ve Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir. Anadolu topraklarında ebru sanatını icra eden ilk kişi Şeyh Sadık Efendi’dir. Sanat ile ilgili elimizde mevcut olan iki önemli eser ise Gûy-ı Çevgan ve Tertib-i Risale-i Ebri’dir. Bugüne kadar tespit edilebilen ilk ebruzen ise ‘Şebek’ lakaplı Mehmet Efendi’dir. Lale Devri’nden Cumhuriyet dönemine kadar gelişimsel sürecini devam ettiren ebru sanatı, Avrupa’ya da taşınmış ve günümüzde eğitimler yoluyla insanlara aktarılmaya devam ettirilmektedir.

Battal, Serpme, Gel-Git, Şal, Taraklı, Çiçekli, Hatip Ebru gibi pek çok çeşidi olan sanatta, toprak boya olarak bilinen, doğadaki renkli kaya ve topraklardan elde edilen madeni boyalar ve suda erimeyen bitkisel boyalar kullanılır. Oldukça zahmetli ve sabır isteyen bu sanat için, boyaların hazırlanma süreci epeyce uzundur. Önce boya ezme işlemi, ardından boya terbiyesi yapılır. Bir sıra işlem yapılıp bittikten sonra, boya ile su kavuşur ve ebru oluşur.

Günümüzde ebru sanatı ile uğraşan birçok insan vardır. Eski dönemlerde kitap süslemek, ciltlemek için de kullanılan sanat, günümüzde ipek, deri, kumaş, cam, fayans, ahşap üzerine de yapılmakta; tablolara, duvarlara hoş ve emek dolu görüntüler oluşturmaktadır. Yine artık o dönemlerdeki boyalar bulunmadığından, sentetik boyalar tercih edilmektedir.

Mehmet Hatip Efendi, Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman ve Fuat Başar gibi ebru sanatında isim yapmış önemli kişiler, bu el emeğinin günümüze kadar gelip yayılması ve tanınmasında büyük paya sahiptirler. Cumhuriyet döneminde Necmeddin Okyay’ın oğulları, ebru sanatının, Güzel Sanatlar Akademisi’nde ders olmasını sağlamışlar ve ilerleyen dönemlerde özgün ebru örneklerinin oluşmasına katkı sunmuşlardır.

Türk Kağıdı olarak da bilinen sanat, “Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı” başlığıyla, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesinde (2014) kayıtlıdır.

Editör: Ayşe Tunç – 26.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Suya sihir yapmak gibi geliyor ebru sanatı bana. Bildiğimiz suya kattığımiz bazı maddeler yoluyla suya resim yapabilir hale geliyoruz. Çizilen resimler de edebiyattaki büyülü gerçekçilik akımında olduğu gibi uçucu geçici ve hareketli, aynı bir rüyada olduğu gibi değil mi? Ülkemiz sadece tarih,doğa, yemek vb değil, sanat bakımından da zengin ve dünyada adını duyurabilecek düzeyde. Galiba bu konulara daha fazla eğilmek, halkın ilgisini çekecek etkinliklere ağırlık vermek gerekiyor ki ebru ve ebru gibi sanatlarımız yaşamakla kalmasın gelişerek geleceğe uzansın. Elinize sağlık

    Daha fazla yorum yükle

    Sanat Hayat Kurtarır Mı?

    Antik Yunanlılarda Büyü İnanışı