içinde

Jose Mauro de Vasconcelos’un Kült Romanı: Şeker Portakalı

26 Şubat 1920’de Rio de Janeiro yakınlarında Bangu kasabasında doğan José Mauro de Vasconcelos yazarlıkta ustalaşıncaya kadar boks antrenörlüğü, balıkçılık, heykeltıraş modelliği, hamallık ve garsonluk gibi çeşitli işlerde çalışmıştır. Yarı Kızılderili yarı Portekizli olan, yoksul bir aileden gelen Vasconcelos bir süre Kızılderililer ile birlikte yaşamıştır.

Bilinen en ünlü kitabı 12 günde yazıp bitirdiği 1968’de yayınladığı Şeker Portakalı adlı romanıdır. Kitapta Zezé adlı beş yaşındaki bir çocuğun yoksulluk içinde geçen yaşamı anlatılmaktadır. Güneşi Uyandıralım, Delifişek romanları Şeker Portakal’ının devamı niteliğindedir ve romanın baş kahramanı Zezé’nin gençlik maceralarını içermektedir.

Yoksul bir ailenin en küçük ikinci çocuğu olan Zezé ailesi ile birlikte küçük bir kasabada yaşamaktadır. Haylazlıkları ile ünlenen Zezé vaktini komşularının bahçelerine girerek, yaptığı şakalar ve haylazlıkla geçirmektedir.

Babasının işsiz olmasından dolayı yeni bir eve taşınan Zezé ve ailesi burada bulduğu portakal fidanı ile arkadaş olur ve giderek aralarındaki bu  dostluk daha da güçlenir. Henüz beş yaşında okumayı öğrenmesiyle okula gönderilen Zezé başlarda okulu sevmez ve alışamaz fakat zamanla okulu daha çok sevmeye başlar. Okuldan kaçamaklar yaptığı bir sırada Portekizli bir adam arabasına kaçak olarak binmek isteyen Zezé’yi fark ederek döver. Aradan birkaç gün geçtikten sonra ayağındaki yara yüzünden okula acılar içinde giden küçük çocuğu gören Portekizli adam Zezé’yi arabasına alır ve küçük çocukla aralarında büyük bir dostluk başlar.

Genellikle ilkokul yıllarında okutulan bu roman benim her zaman açıp okuyabileceğim bir roman olma niteliği taşımaktadır. Yakın zamanda tekrar okumuş ve oldukça memnun kalmıştım. Bugün de bu makaleyi yazabilmek için tekrar okudum ve sanki ilk defa okuyormuşum gibi duygulanmama neden oldu.

Kitap, yazar Vasconcelos’un çocukluk yıllarını anlatmaktadır. Oldukça yoksul ve zorlu bir çocukluk yaşamı geçiren yazar bu yıllarda çocuk olmanın ne demek olduğunu bizlere anlatır. Gerçekten de çocukluğunu yaşamış insanların bilyelerle, kartlarla oynamış; sokaklarda koşmuş çocuklar olduğunu özellikle vurgulamaktadır. Ellerinden telefonun ve bilgisayarın eksik olmadığı günümüz çocuklarını düşündüğümüzde yazarın hiç de haksız olmadığını anlayabilir ve yazara hak verebilirsiniz.

José Mauro de Vasconcelos’un insana yüreğini ince ince hissettiren bu güzel romanın kitaplığınızda mutlaka bulunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. İlk okuyuşumun üzerinden yıllar geçse de şimdi bile yeniden okumaya başlasam asla sıkılacağımı veya bitirmeden bırakacağımı sanmıyorum.

Roman oldukça sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Yer yer konudan kopmalar olsa da verilmek istenen mesaj başarılı bir şekilde okuyucuya aktarılmıştır. Sürükleyicilik hissi okuyucuya başarılı bir şekilde verilerek okuyucunun sıkılmaması sağlanmıştır. Süslü anlatımlardan uzak durularak yalın bir dil kullanılmıştır. Çocuklar için yazılmış olsa da her yaştan insanının keyifle okuyabileceği güzel bir çocukluk anısı romanı Şeker Portakalı.

Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 😊

Editör: Ayşe Tunç – 22.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

vitalis tarafından yazıldı

23, intj, 5w6

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Öğrenme Becerileriyle İlgili Kalıplaşmış Efsaneler Yıkılıyor!

    Bir Film Eleştirisi: Rüzgarda Salınan Nilüfer (2016)