George Orwell’ın kaleminden çıkan Hayvan Çiftliği, dünya edebiyatında oldukça ses getiren bir eleştirel romandır. Fabl tarzında yazılan roman, siyasal eleştirisini, Stalinizm üzerinden yapmaktadır. Soğuk Savaş döneminde kitaplaşan eser, sağ ve sol siyasi görüşler tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır. Kimileri karşıdevrimci olarak ifade etmiş kimileri komünizm eleştirisi olarak ifade etmiştir.
Peki nedir bu Hayvan Çiftliği’nin özü? Bunca eleştiri odağı olmasının nedeni nedir? Bu çiftlik kitabın adından da anlaşıldığı üzere hayvanlar tarafından yönetilmektedir. Hayvanlar, daha eşit bir yaşam için insanlara başkaldırır ve çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Yönetime domuzlar sahip olur. İşte o günden sonra düzen tamamen değişir. Domuzlar, daha adil, eşit bir yaşam için söz verirler fakat söylediklerinin tam tersi olan bir yaşam kurarlar çiftlikte.
Kapitalizm eleştirisi olan eser, Yoldaş Napoleon’un ayrıcalıklı politikası nedeniyle başarısız olur. Yoldaş, kitapta Josef Stalin’i temsil etmektedir. Koca Reis, hayvanlara isyan fikrini aşılayan domuzdur. Komünizmi tanıtıp yaymış ancak devrimi göremeden ölmesi nedeniyle Karl Marx’ı ttemsil etmektedir.
Romanda koyunlar da bulunur elbette. Ne de olsa burası bir Hayvan Çiftliği. Koyunlar, başlangıçta “dört ayak iyi, iki ayak kötüdür” sloganlarını daha sonra “dört ayak kötü, iki ayak iyidir” şeklinde değiştirerek sürü psikolojisinden söz ettirmişlerdir.
Filme de uyarlanan kitapta hayvanlar, kendi kurdukları düzene Animalizm derler. Hayvanlar dayanışma içindedir. Kimisi yazı öğretir kimisi köpekleri eğitir. Çiftliğin işleri Koca Reis’in hayalini gerçekleştirmek için en hızlı şekilde bitirilmeye çalışılır. Kendilerine kural olarak 7 Emir koyarlar fakat zamanla bu emirlere domuzlar uymaz ve sadece şöyle derler “Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.” Tam da bu ilke eserin temel noktasıdır ve insanların hayvanlar üzerindeki baskısının artık domuzlar tarafından diğer hayvanlara uygulandığını gösterir. Bu 7 emir şöyledir:
1. İki bacaklı canlılar bizim düşmanımızdır.
2. Dört bacaklı canlılar dost ve müteffikimizdir.
3. Hayvanlar asla giyinmeyeceklerdir.
4. Hayvanlar asla yatakta yatmayacaklardır.
5. Hayvanlar asla içki içmeyeceklerdir.
6. Hayvanlar asla hayvanları öldürmeyeceklerdir.
7. Bütün hayvanlar eşittir.
Eserde bir düzene isyan edip başka bir düzen kurmaya çalışan hayvaların başarısızlığı kadar diktatörlük eleştirisi, üst-ast ilişkisi de gözler önüne serilir. Hayvanlar isyan edip başarılı olmuşlardır evet ancak baskıdan korkarak düzene de ses çıkarmamışlardır. Hayvanların insanlar tarafından sömürülmesi kapitalist rejim ve proletaryayı simgeler. Hayvanlar bir zafer elde etmiş ve proletarya güçlenmiştir. Kendi başarılarını devam ettiremeyerekse baskı rejimini güçlendirmişlerdir.
Romanda düzen nasıl korunur ya da yeniden nasıl sağlanmalıdır, herhangi bir çözüm önerisi yoktur yazarın. Esas olarak yazarın belirtmek istediği, iktidar hırsı var olduğu sürece savaşlar ve bozulmalar daima olacaktır. Savaşlar, toplumsal sorunları meydana getirir ve kökleşmiş sorunlar daha da büyür. Kötüler ve iyiler iç içedir ancak iyiler kaybetmeye mahkumdur.
“Bütün insanlar eşittir ancak bazıları diğerlerinden daha eşittir.”
Editör: Ayşe Tunç – 03.08.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Çok severek okuduğum bir kitaptı. Çok güzel anlatmışsınız.👏
@cihantelli okumayınız efendim. Mecburi değil. Ezber cümleler söylemekten kastınız okuyup yorumlamak anlamlandırmaktır. Anlamamak için çabalamak heba olmaktır.
Çok sevdiğim bir kitap. Her ayrıntısı bir ders niteliğinde.
Çok güzel bir içerik ellerinize sağlık
Beğenerek okuduğum bir kitaptı.
okuduğum en etkileyici ve ders niteliğinde olan bir kitaptı.
Çok abartıldığını düşündüğüm bir kitap son zamanlarda. İnce diye vatandaş akın etti ve hep ezber cümleler söyleniyor.