içinde

MuhteşemMuhteşem

Bir Şişe İçinde 60 Yıllık Büyülü Bahçe

Bir pazar günü öğleden sonra evinizde otururken birden aklınıza bir cam damacananın içerisini toprakla doldurup , tohum ekip yaşlanıncaya kadar açmamayı hayal edebilir misiniz. Bu tıpkı bir kutu içerisine gelecekte kendinize yazılmış bir mektup koyarak , toprağı kazıp gömmeye benzer. Yaşlandığınızda açmayı hayal ettiğiniz ama çoğunluğu dayanamayarak bir kaç yıl sonra açılır.

David Latimer ilk anlattığım olayı hayal ediyor. Daha 30 lu yaşlarında bir deney yapmanın peşine düşüyor.

Belki de güzel bir gün geçirmek için ektiği tohumların, bir gün Nasa’ ya ilham olacağını, bu kadarını o bile hayal edememiştir.

David Latimer’in 1960 yılında aklına gelen bir fikir, bugün herkesi şaşırtan mucizevi sonuçlara yol açtı! Doğanın kendine yeterli olup olmadığını merak eden yaşlı adam, bir miktar tohumu şişenin içine yerleştirdi ve kapağını kapattı!

1972 yılından beri ne su ne de hava almayan bitki, kendi kendine yarattığı ortamda yaşamaya devam etti. Latimer, deneyin ulaştığı başarıyla gurur duyuyor.

Deneyi şöyle gerçekleştirdiğini ifade eden David Latimer, teraryumu 1960 yılında on galonluk şişeye çeyrek litre su ve gübre koyarak yerleştirdim. Daha sonra Tradescantia olarak bilinen telgraf çiçeği tohumu ektim. Son olarak, mühürleyerek ve güneş ışığı alan bir köşeye koydum. Bundan sonrası ise bitkinin fotosentez yoluyla neler yapabileceği beklemek istedim.

Çünkü Latimer bu deneyinde, bitkilerin kendi mikro evrenlerindeki en zorlu koşullarda hayatta kalıp kalamayacağını öğrenmek istemektedir. Su ve hava olmadan bir bitkinin yaşama tutunabilmesi pek olası gözükmez çünkü.

David Latimer, 1972’de bitkiyi sulamak için şişeyi açtım. Ancak o zamandan beri, temiz su veya hava olmadan mühürlemiş tekrar şişeyi.

Ve neler olacağı görmek için beklemek istemiş.

Şişe içinde havasız ve susuz bir şekilde büyümeye devam eden çiçek, David Latimer’i oldukça şaşırtmış. Ve çiçek zaman içinde şişenin bütün hacmini kaplayacak kadar yaprak açmaya devam eder. Tradescantia, zamanla kendi ekosistemini oluşturmuş ve şişedeki mikro evreninde büyümeye devam etmiştir.

Peki, bu durum nasıl mümkün oldu?

Fotosentez, bitkiler güneş aracılığı ile havaya nem ve oksijen verir. Nem daha sonra birikir ve bitkilere geri yağmaya başlar. Bitkinin su ihtiyacı bu nemlenme ile karşılanır. Yapraklar da düşerek ve çürüyerek  bitkilerin beslenmesi için ihtiyaç duyduğu karbondioksiti üretir. Yani bu bitkinin gelişmesi için gübreyi oluşturur. Telgraf çiçeğinin dış koşullardan izole bir ortamda hayatta kalabilmesinin formülü budur.

Bu deney David Latimer’ın cam şişe içindeki mikrokozmosu olarak kayıtlara geçmiştir.

Deney günümüzde NASA’nın dünya dışı gezegenlerde yürüttüğü çalışmalara ışık tutmaktadır. Mars gibi gezegenler bu ekosistem modeli ile insanoğlu tarafından kolonileştirilebilir. NASA, başka gezegenlerde yaşam alanları oluşturabilmek için bitkilerden ve bitkilerin sağlayacağı kapalı ekosistemlerden faydalanılabileceğini düşünüyor.

Latimer, doğanın kendi kendine yaşayabilme ve bunu sürdürebilme yetisine sahip olduğunu gösteren bu özel ekosistemi çocuklarına miras bırakmayı planlıyor.

Konuyla ilgili video izlemek isterseniz yukarıdan izleyebilirsiniz.

İyi seyirler 📺

Editör: Fatih Düz – 13.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Nilay Tok tarafından yazıldı

İletişimci ve sosyolog. Patisever hemde pek çok. Hayat boyu hep öğrenci.

Üyelik YılıMakale YazarıYorumcu

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kafatasını Delerek Ruhumuzun Beyinde Olup Olmadığını Düşündüren Demir Çubuk Hikâyesi

    Kıyamet Sonrası Türünde Dizi Arayanlara Farklı Bir Öneri: Sweet Tooth