içinde

Saint Petersburg’un vicdanı

Yuri ve John, St.Petersburg kentinde yaşayan arkadaşlardı. Sanki birbirlerinin kardeş gibi davranırdılar. Okul hayatları aynı yerde geçmişti. İki arkadaş hafta sonu anlaşarak şehrin ünlü kafelerinde buluşmak için kararlaştırmışlar. Gidecekleri kafeyi kararlaştırdıkları için hafta sonu beklemeye başlamıştılar. Zaman o kadar hızlı akmıştı ki geldi çattı o günkü buluşma için.

Petersburg kentinin Nevsky Prospekt Bulvarında buluşmuştuk. Bu bulvar kentin en uğrak mekanlarından biriydi. Bu bulvar Amirallık Binası’ndan başlayıp Aleksandr Nevski Manastır’ına kadar devam ediyordu. Bu bulvar tarih kokuyordu. Sanki zaman makinesiyle yolculuk yapıyorsun. Araba sesleri ve insanların sesleri burada kayboluyordu.

Petersburg’un ana bulvarlarından birisiydi. Rus Çarlığı zamanında 1.Petro tarafından yapılmış bulvardı.  Çünkü Rus halkının hafta sonları stresini attığı bir yerdi. Herkesin kendine göre eğlencesi vardı. Bulvarda kimi zaman palyaço denk gelir. Kimi zamanda hareketsiz mankenler denk gelirdi. Ne kadar soğuk ülkenin insanları olsak da içimizde biraz sıcakkanlılık vardı.

Rusya kuzeyin en soğuk ülkesiydi. Her neyse Pazar günü John’la bulvarda buluştuk. Pazar günü çok güzel ilkbahar havası vardı. Gökyüzü masmavi ve bulutsuzdu. Güneşin sıcaklığı insanları ısıtmıştı. Kalabalık bir bulvarda adım atmak bazen incelik istiyordu. Bulvarda ilerleyen iki arkadaş Kazan Katedrali’nin yanında bulunan Cafe Singer’e girmeyi tercih ettik. Bu cafeterya bize uygundu. Çünkü ikimizin aklında kahve içmek vardı.

Ne neyse cafeteryanın içine girdik. Biraz mekanda göz gezdirdikten sonra katedrale bakan üst kata çıkıp insanları izlemeye başladık. İnsanların stresini kahve ya da tatlılar alarak atma derdindedir. Katedrale bakan bir masaya oturduk. Biraz hayata mola vermiş duygusuna kapıldık. Arka fonda Ünlü Rus klasik müzikleri çalıyordu. Kafenin üst mekanındaki çalışan garson yanımıza geldi. Ne içmek istediğimizi sordu.

  • “Ne içmek istiyoruz” diye sordu garson.
  • “İkimizde kahve içmek istiyoruz. “ cevap verdi Yuri. Garson başıyla onaylar şekilde mimikler yaptı. Garson masanın üstüne Fakat aklımız kahveden çok konuşacak o kadar konular olmasıdır. Hala okulun yorgunluğu atlatıp kendimize gelmekteydik. Her neyse aramızda sohbet başladı. Aklımda kalan film sahnesinden kalma cümle telaffuz etmeye başladım. Çünkü en yakın arkadaşım ve dostum John’a saygıyla soru sormayı niyetlendim. Ve büyük paragrafa sığmayacak sorularım ağzımdan döküldü. Ve de kelimeler can bularak dilimin ucundan dökülmeye başladı.

“Saygı, yaşa göre mi yoksa hak edene mi verilir. İnsanlar neden kendilerine türlü türlü sorular sormaz. Dur onlar kendi vicdanlarını uyutma peşindelerdir. Bir mesaj veya bir cümle hayatını sence ne kadar etkileyebilir mi?” diye cümlesini bitirir Yuri.

– “Sence John.”dedi. Yuri, John ise “Evet” diye karşılık verdi. Yuri , John’a bir soru daha sordu.

Sorusu şöyleydi.

– “Duygularımız vicdana karşı delil karartır mı?” diye sordu Yuri. John ona şöyle dedi.

– “Bununla ilgili pek yorumum yapamam bu durumla.” dedi.

Yuri ona şu cümleyi kurmayı tercih etti.

– “Duygular sadece olanları göre hisseder ve ilgilenir. Delilleri karartmaya çalışsa da bunu vicdan hep sorgulayıp duygulara ilginç sorularla sorar.” Diyip cümlesini bitirmeyi tercih eder. John’un yapısı gereği insanların sorularından çok kalpsiz insanların yargılarından bıkmıştı. Canını sıkarcasına cevap verdi.

– “Çok doğru konuştun ama insanların vicdanı izin vermez ki. Hiçbiri umurumda değil. Sende haklısın. Hayatımız felsefik düşlerden ibarettir. Yüzünü ekşiterek bu cevabı verir Yuri’ye. Yuri, John’un cevabına suspus kesilir. Kahveler gelene kadar ortam Sibirya’nın buz gibi soğuğuna esir olmuştu.

Editör: Fatih Düz – 30.06.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Netflixte izleyebileceğiniz “Sosyal Medya” konulu filmler

    Yoksa Borderline mısın?