içinde ,

Pirus Zaferi: Büyük Kayıplarla Gelen Galibiyet

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur sonuçları belli olduğunda ortaya pek çok insanın belki de ilk kez duyduğu ve ne olduğunu merak ettiği bir ifade çıktı: Pirus Zaferi. Peki kimdir bu Pirus? Nasıl bir zafer elde etmiştir ki, bugün bile kullanılan bir terime dönüştü?

Epir kralı Pirus (MÖ 318/319 – MÖ 272) adını verdiği Pirus Zaferi terimi ve yaptığı seferlerle tanınıyor. MÖ 306’da, henüz 13 yaşındayken Epir kralı olan Pirus, dört yıl sonra Cassander tarafından tahttan indirilmiş. Büyük İskender’in generallerinden biri olan I. Ptolemaios’un desteği ile tahtını yeniden kazanmış ve sonrasında İtalya’da bulunan bir Yunan şehri olan Tarentum’un yardım çağrısı üzerine, deyime konu olan zaferlerin kazanıldığı savaşlar başlamış. Roma’ya karşı savaşan Pirus, önemli muharebelerde Roma ordusunu mağlup etmeyi başarmış fakat bu zaferler, ağır kayıplar vermesine ve 50 fille desteklediği ordusunu tamamen kaybetmesine sebep olmuş.

Pirus Zaferi terimi böylece ortaya çıkmış.

Pirus önemli muharebeler kazansa da Roma’ya karşı sürdürülebilir bir başarı elde edememiş ve kaynaklarını tamamen tüketmiş. Öyle ki bu durum tarihte iz bırakmış ve zaferler/kayıplar arasında yaşadığı ikilem bugün bile kullanılan bir deyime dönüşmüş.

Verdiği kayıpların yıkıcı büyüklüğü karşısında Pirus’un Romalılara karşı bir kere daha galip gelmeleri halinde tamamen mahvolacaklarını söylediği rivayet ediliyor.

Genelde savaş stratejisi ya da askeri taktiklerin değerlendirilmesi bağlamında kullanılan bu terimin, bir seçim sonrası kullanılması tuhaf gelebilir. Fakat bu terim yukardakiler dışında kalan alanlar için, elde edilen başarının, bu uğurda kaybedilenlere orantısız oluşunu temsil ediyor. Kazanılan zaferin büyük kayıplara sebep olması, sonucun gerçek bir zafer olup olmadığının sorgulanmasına yol açıyor.

Bu açıdan bakıldığında çok önemli bir karşılaşmayı kazanmak için, o karşılaşmada oynaması halinde sezonun kalanında yer alamayacak önemli bir oyuncusunu sahaya süren ve istediği sonucu alan bir futbol takımının galibiyetini de Pirus Zaferi olarak niteleyebiliriz. O karşılaşmada alınan galibiyet belki sonraki karşılaşmalarda takımın zorlanmasına ve puan kayıpları yaşamasına sebep olacak, sıralamadaki yerini etkileyecektir fakat bir Pirus Zaferi kazanılmıştır ve artık tek yapılacak olan bu zaferi kazanmak uğruna yapılanların buna değip değmediğini değerlendirmektir.

Tarihsel olaylara dayanan ve bugün bile kullanılan bu terim, kazanmak adına tüm kaynaklarını seferber eden ve zafere giden yolda elinde ne var ne yoksa kaybedenlerin durumunu betimlemek için kullanılıyor. Bu durumda bu terimin seçimler sonrası yeniden ortaya çıkıp, en çok arananlardan biri haline gelmesi şaşırtıcı değil.

Yirmi yılı aşan iktidar yolculuğu sonrasında, varlığı toplumun tüm kesimlerince kabul edilen ve çözüleceğine dair umudun giderek azaldığı ekonomik sıkıntı, toplumsal durum, hak ihlalleri, kurumlara duyulan güvenin azalması vb gibi sorunlara rağmen sandığa giden seçmenin yarısının desteğini alarak kazanılan bu zaferin nelere mal olduğunun tartışılması aslında oldukça doğal. Seçime giden süreç toplumun tamamı için ciddi bir stres kaynağı oldu ve şimdi hem seçenler hem de aday olanlar için süreci, kayıpları ve kazanımları sorgulama vakti. Sandıktan çıkan sonucun kazanan taraf için bir Pirus Zaferi olup olmadığını ise zaman gösterecek.

Editör: Doruk Adakoğlu – 01.06.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Taraftar

semra tarafından yazıldı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Mahlagha Jaberi’den Kırmızı Halıda İdam Düğümlü Protesto

    Yapay Zeka İnsanlığın Yok Olmasına Yol Açabilir mi?