içinde

HavalıHavalı

Ortaçağ’ın İlk Pogromu ve Haçlıların Yamyamlığa Başvurması

Yahudi Katliamı

1096 yılında Clermont Konsili’nden Kıta Avrupası’na yayılan Haçlı Seferi çağrısı ilk olarak sosyo-ekonomik durumları alt seviyede olan insanları harekete geçirmişti. Halkın Seferi olarak bilinen bu hareketin üyelerinin çoğu köylülerden oluşuyordu. Bu hareketin başında da seferin önemli propagandacısı Pierre L’Hermit bulunmaktaydı. Hristiyanların kutsal topraklarını paganların(!) elinden kurtarmak için harekete geçen ordunun ilk hedefi Fransa ve Almanya’nın belirli bölgelerinde yaşayan Yahudilere yöneltilmişti. Rhineland Katliamı olarak bilinen bu olay Avrupa’daki Yahudilere karşı düzenlenen ilk kitlesel saldırıdır. Haçlılar 15 Temmuz 1099 yılında Kudüs şehrini işgal ederken de şehirde bulunan Yahudileri, Müslüman halka yapıldığı gibi katletmiştir.

YAHUDİLER NEDEN KATLEDİLDİ? YAHUDİLERİN ÖLDÜRÜLME RİSKİ VARSA NEDEN AVRUPA’DALAR?

Seferin nedeni Kutsal Toprakların Müslümanlardan geri alınması ve Hz.İsa’nın intikamıydı. Hz.İsa’yı çarmıha geren ve öldürenler de Yahudilerdi. Bu yüzden Yahudilerin katledilmesi, Hristiyanların kana susamışlığını besleyecek ilk etkendi. Avrupa’da 1096’ya kadar Yahudiler tabii ki de Hristiyanlar tarafından baskıya maruz kaldı. Ancak Yahudilerin ticari zekası onların Avrupa’da, Hristiyanlar ile yaşamasına olanak sağladı. Halkın Seferi’ni oluşturan topluluğun çoğu fakir kesimden oluşuyordu ve fakir insanların gözünde Yahudiler ciddi bir düşmanlık algısına sahipti.

Haçlıların Açlıkla Mücadelesi: Yamyamlık

Haçlıların Kutsal Toprakları ‘Müslümanların elinden ”geri alma” motivasyonu, onların tüm zorluklara karşı mücadele edebilmesini sağlayan en büyük etkenlerden birisiydi. Haçlı birliklerinin arasında varlıklı insanlar olsa dahi açlık sorunuyla karşı karşıya kalmışlardı. Avrupa’dan Anadolu’ya oradan da Kudüs’e olan yolculukları boyunca açlıkla sınanmışlardı. Hatta fakirlerin çoğu savaş görmeden açlıktan hayatını kaybetmişti. Çağdaş kronikçilerin her biri yaşanılan açlığı ve onların çözüm çabalarından bahsetmiştir. Fulcherius Carnotensis, Haçlı ordusunun Antakya muhasarası sırasında yaşadığı açlığı şöyle aktarır:

”Açlıktan ölmek üzere olan insanlar henüz büyümekte olan fasulye saplarını, olgunlaşmamış otları tuzlayarak yiyor ve hatta odun olmadığından deve dikenlerini çiğ çiğ yutmaya çalışarak dillerini parçalıyorlardı. Ayrıca atları, eşekler, develeri, köpekleri hatta fareleri yiyenler bile vardı. Yoksullar ise hayvan derilerini ve hububat tohumu olarak kullanılan gübreleri de yiyorlardı.”

Antakya Haçlılar tarafından zapt edildikten sonra Kürboğa tarafından kuşatılmıştı. Haçlılar şehri ele geçirdiklerinde buradaki sivilleri katletmiş ve açlıklarını dindirecek ganimetler elde etmişlerdi. Ancak Kürboğa’nın şehri kuşatmasıyla başlayan yeni bir açlık dalgası onları yeniden vurdu. Bazı kaynaklarda Haçlıların ”insan eti yememek için kendisini zor tutanlar vardı’ cümlesi geçmektedir. Bu da bizlere Haçlı ordusunda insan eti yiyenlerin varlığını kanıtlar.

MA’ARRATÜNNUMAN’DA YAMYAMLIK OLAYI

Antakya kuşatmasından öncesi veya sonrasında karşımıza çıkan yamyamlık vakalarının en dehşet verici anı Ma’arratünnuman’da yaşandı. Bu şehir Haçlıların Antakya’dan sonraki hedefi olmuştu. Halihazırda açlıkla sınanan Haçlı orduları Ma’arratünnuman’ı büyük zorluklarla ele geçirmişti. Şehir halkının katledilmemesi için önlem alan Haçlı liderleri yoksul ve açlıktan ölmek üzere olan ordunun üyelerini dizginleyemedi. Şehir halkının güvenliği için söz verilmişti ancak yoksullar, şehirdeki her bir insanı kılıçtan geçirdi.

Antakya ve Ma’arratünnuman’nın ele geçirilmesi sonrasında Haçlı liderleri de şehirlerin hakimiyeti için kendi aralarında mücadele ediyor ve seferin asıl amacından sapmaya başlıyorlardı. Açlıkla boğuşan ordu da buna tepki olarak 5 Ocak 1099’da Ma’arratünnuman’ın surlarını kendi elleriyle yıkmaya başlamıştı. Herkes bir an önce Kudüs’e gitmek istiyordu çünkü açlık bütün orduyu ortadan kaldırabilirdi. Bu süreçte Haçlı tarihinin en korkunç olayı yaşandı. Bataklıklara atılmış olan ”çürümüş” Müslüman cesetleri Haçlılar tarafından pişirilip yenildi. Çoğu kronikçi bu olaydan utanç duyarak bahseder ve Haçlıların kafirlerden bir farkının kalmadığından yakınır. Çoğu kronikçi sefer sürecinde yaşanılan zorlukların nedenini Haçlıların günahkarlıklarına bağlamıştır.

Willermus Tyrensis yamyamlık konusunda bizlere farklı bir bilgi sunmaktadır. Anlattığına göre Antakya kuşatması sırasında Haçlı ordusunun arasına çok sayıda casus sızmıştı. Haçlı liderlerinden birisi olan Bohemund, bu casusları tespit etmek için esirlerin ateşte pişirilmesini emretmişti. Casuslar böylece Haçlıların yamyam olduklarını düşünecek ve kendi canlarını kurtarmak için kaçacaklardı.

Batılı tarihçilerin bazıları yamyamlık olaylarını ”abartılı” veya ”küçük bir kesimin yaptığı” gibi tutarsız iddialar çevresinde değerlendirmeye devam ediyor. Çağdaş kaynakların bile çekinerek ve utanç duyarak dile getirdikleri yamyamlık hadisesinin bu şekilde sineye çekilmesini şahsen doğru bulmuyorum. Bu tarz olayları hiç çekinmeden sunmak doğruya ulaşabilmemizin en büyük sırrı. Bu yazımda hiçbir şekilde Hristiyanlara kin veya düşmanlık beslemiyorum. Yaşanılanlar neyse onları değerlendirmek ve sizlere sunmak asıl niyetimdir. İyi okumalar.

 

 

Editör: Melike Bay – 12.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

Ayberk Toy tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Çocuk İstismarı Nedir? Çocuklarımızı Nasıl Koruyabiliriz?

    Hangi İsim Gelecekteki Kızına Ait?