içinde

Göğe Bakan Şair: Turgut Uyar 37. Yıldönümü

Hepimizin severek okuduğu, okurken duygulandığı ve anılara daldığı şiirlerin kalemi Turgut Uyar’ı Rahmetle Anıyoruz…Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak 4 Ağustos 1927’de Ankara’da dünyaya gelmiş ve bir ağustos gününde de, 22 Ağustos 1985’te hayata gözlerini yummuştur Turgut Uyar.

İlkokul döneminde babasının görevinden ötürü sürekli faklı şehirlerde öğrenim gören Uyar, sırasıyla Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve daha sonrasında Askeri Memurlar Okulu’nu bitirip; Posof, Terme ve Ankara’da personel subayı olarak görev yapmaya başlayan Uyar, henüz Askeri Memurlar Okulu’nda öğrenci olarak devam ederken, 1947’de annesinin ısrarı ile Yezdan Şener ile dünya evine girmiş ve 18 yaşında baba olmuştur. Bu evlilikten Semiramis, Tunga ve Şeyda adında üç çocuğu olan Uyar 1966’da Şener ile boşanma kararı almışlardır. Ve Uyar İstanbul’a taşınarak Cemal Süreya ile ilişkisi salllantıda olan Tomris Uyar ile mektuplaşmaya başlamıştır.

Daha sonrasında bu ayrılığa daha fazla dayanamayan ikili 1969 yılında evlenmiştir ve Hayri Turgut adında bir erkek çocukları olmuştur.

Turgut Uyar’ın şiire olan yönelmesi çocukluk yıllarında cereyan etmiş ve ortaokul ile lise yıllarında şu sözleriyle anlattığı yazın hayatınında, aslında roman yazarken fazlasıyla sıkıldığını ve bir süre sonra roman yazmayı bıraktığını ifade etmişti. “Günde üç beş şiir, haftada, on beş günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler, ama ne romanlar…” Lise döneminde şiir yazarken ise birçok yazarı taklit ettiği görülmüştür.

1948’de Kaynak dergisi bünyesinde gerçekleştirilen, seçici kurulda şair-yazar Nurullah Ataç’ında bulunduğu bir şiir yarışmasına “Arz-ı Hal” adında ki bir şiiriyle katılım sağlamış ve yarışmada ikinci olmuştur.

İlk kitabını da Kaynak Yayınları aracılığıyla yine aynı adla; “Arz-ı Hal” olarak çıkaran Uyar, ikinci kitabı olan ‘Türkiyem’ i ise 1952’de Nurullah Ataç’ında ön sözüyle yayımlamıştır. Ancak bu kitap o dönemin popüleri Varlık Yayınlar’ından çıkarılmıştı.

Turgut Uyar’ın ilk İkinci Yeni kitabı olan Dünyanın En Güzel Arabistanı ise 1959’da çıkmıştır. Eserde dil, tema, anlatım biçimi, imge ve biçim/öz ilişkisi açısından büyük bir değişim yansıtıldığı fark edilmektedir. Ve bu eserde yer alan hepimizin zihnine kazınan o meşhur şiirde bulunmaktadır: Göğe Bakma Durağı…

Tekrardan usta şairi Rahmetle Anıyoruz… Ve onun muhteşem bir şiiriyle gönüllerinize dokunarak veda ediyoruz. Şiirle kalın…

GÖĞE BAKMA DURAĞI

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım…

Editör: Fatih Düz – 26.10.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Zehra Garipli tarafından yazıldı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Himalaya Rahiplerinin İnsanüstü Yeteneklerini İnceleyen Harvard Bilim Adamlarının Bilimsel Makaleleri

    Dünyanın En Saçma Boşanma Sebeplerine Bir Göz Atın