içinde

MuhteşemMuhteşem

Kararsızlığınıza Kararsızlık Ekleyecek "Bir Tereddüdün Romanı"

Server Bedii takma adıyla da tanınan Peyami Safa, Cumhuriyet Döneminde kitapları ile ön plana çıkan başarılı bir yazardır. Yaşamı ve insanları daha çok psikolojik ve felsefi boyutları ile kaleme aldığı eserlerinden biri de Bir Tereddüdün Romanı‘dır.

Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, içeriği yoğun bir tereddüt duygusu ile doludur. Bu kararsızlık tek kişi üzerinde yoğunlaşmaz. Sayfalara, karakterlere bütünüyle hakim olmuş durumdadır.

Muallaromanda saf ve temiz aile kızı olarak takdim edilir. Kitap Mualla’nın Bir Adamın Hayatı adlı kitabı okuması ile başlar. Aslında bütün olacak ve bitecekler de Mualla’nın kitap ile tanışması ile gerçekleşir. Bir gün arkadaşı Mualla’ya onu kitabın yazarı ile tanıştırmayı teklif eder ve Raif’in evinde bir toplantı sırasında tanışırlar.

Kitabın yazarı ile tanışan genç kız, yazara kitap hakkında çeşitli sorular sorar. Yazar ise artık evlenmek istediğini ve hayatını birleştirmek istediği kişinin Mualla olduğunu söyler. Peki Mualla böyle bir şeyi istemekte midir? Kararsızdır. Düşünmek için zaman ister.

Bu süreçte ise biz yazarın ve arkadaşlarının hayatlarına dahil oluruz. Sürekli içki alemleri, eğlenceler, barlar arasında mekik dokuyan bu topluluk dağılmış ve toparlanması imkansız hale gelmiştir. Aslında hepsi eğitimli olan bu arkadaş grubu, bir aile bağı ile bağlanamamanın kaybını yaşar.

Tüm bunlar olurken yazarın geçmişten bir anısı çıkıp gelir: Vildan. Eser boyunca Vildan’ın tam olarak nereye ait olduğunu ve kim olduğunu anlayamayız. Kendi hayatından o kadar bıkmıştır ki intihar edip etmemek arasında bocalar. Yaşamayı istiyor mu, istemiyor mu; tereddüt içindedir. Yazar ile birlikte sürüklendikleri hayatın içinden kopmayı bir türlü başaramazlar.

Mualla,hâlâ evlenme konusunu uzun uzun düşünmektedir. Çünkü yazarın hayatı o kadar çalkantılı ve bağımsızdır ki onun bir aile kurabileceğinden şüphelidir.

Romanın genelinde I. Dünya Savaşı sonrası insanlarda oluşan savruluş, çaresizlik; Mütareke yıllarının getirdiği karmaşa, ikilemler hakimdir.

Kitabın genelinde bohem hayat tarzı hakimdir. Gaye, önemli değildir. Hayat günlük yaşanır. Yarının önemi yoktur.

Modernizmden postmodernizme geçişin ürünü olarak kabul edilen kitapta postmodernist ögeler karşımıza çıkar. Yazarın metne ortak olması, metinler-arasılık, kitap içinde kitap olması, çoğul bakış açısının kullanılması gibi ögeler postmodernizm olarak sayılabilir.

Yazar, işte tüm bu tereddütler için sağlam ilişki kuramaz. Mualla’da, Vildan’da artık onunla değildir. Şüpheci yaklaşımları ve kararsızlığı ile elinde olan her şeyi kaybetmiştir.

Aslında yazarın kaybedişi, bir arayıştır. Kendini bulmaya, savaş yıllarında kaybedilen toplum ve aile bilincini bulmaya çalışır. Uzaklaştığı her şey, bir bakıma onu özüne yaklaştırır.

Peyami Safa, toplum eleştirisini yaparken aynı zamanda bu bozulmanın nasıl düzelebileceği mesajını da yazar aracılığı ile bizlere aktarır. Bütün konuşmalar, eğlence hayatları, savruluşlar bir kenara bırakılıp yeni bir hayata yelken açma vaktidir. Yeniden çiçek açma ve bahara kavuşma vakti…

Editör: Zehra Garipli – 31.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Guillermo Del Toro’dan Pinokyo Filmi Geliyor

    DC’nin Yeni Kahramanı: Yellow Beetle