içinde

MuhteşemMuhteşem

Genji’nin Hikayesi: Dünya’nın İlk Romanı

Dünya Edebiyatının ilk romanı olan ”Genji’nin Hikayesi” 11.yüzyılda Japonya’nın Heian döneminde saray nedimesi olan Murasaki Shikibu tarafından yazılmıştır. Yani Dünya’nın ilk romanını yazan kişi bir kadındır.

Üstelik de o dönemde Japonya’da Çin alfabesi resmi yazışma dili olarak kullanılıyor ve kadınların Çin alfabesini öğrenmelerine izin verilmiyorken Murasaki’nin romanının Çince ve Japonca nazıma hakim olması önemlidir.

Romanda, Hikaru Genji’nin aristokrat olmayan annesi onu doğururken ölüyor. İmparator Genji’yi veliahdı seçmiyor ve Gen klanının başına geçiriyor.

Genji’nin aşk hayatı ise 9 yaşında Fujitsubolar’ın kendisinden 5 yaş büyük prensesine aşık olmasıyla başlıyor. Fakat 12 yaşındayken  başkası ile evlendiriliyor

Karısı Genji’ye aşık bir başka kadın tarafından öldürülünce Genji yıkılıyor ve ardından her şeyini kaybediyor. Daha sonra ise kendisini ve aşkı aramayı sürdürüyor.

İçinde 400 karakter olduğu söylenen Genji’nin Hikayesi bugüne kadar 30’dan fazla dile çevrilmiş ve edebi açıdan eşsiz kabul edilmekte olup günümüzde Japon liselerinde okutulmaktadır.

Burada önemli olan bir konu da kadın erkek eşitsizliğinin hat safhada olduğu o dönemde bir kadının Dünya Edebiyatı açısından en önemli eserlerden birini yazabilmesidir.

Peki, kimdi Murasaki Shikibu?

973 yılında Japonya’da doğan Murasaki Fujiwara hükümdarının soyundan gelmiştir.

11.yüzyıla kadar Fujiwara oymağı, ailenin kızlarının imparatorluk ailesi ile evlenmesi sonucu güçlü bir aile haline gelmiştir. 11.yüzyıldan sonra ise bu gücünü yitirmiştir. Murasaki’nin büyük dedesi  aristokraside döneminde üst düzeydeymiş. Ve dedesi ve büyük dedesi edebiyatçılar arasında ünlülermiş.

Murasaki ‘nin babası da devlet akademisinde okuyup akademisyen olmuş. Annesi de Fujiwana’nın aynı soyundan gelmekteymiş. 3 çocukları olan çift  çocuklarının eğitimine çok önem vermişler. Dolayısıyla Murasaki’nin Çince’ye de bu kadar hakim olmasında  ailesinin büyük katkısının olduğu düşünülmektedir.

Buradan şunu anlıyoruz ki, eski çağlardan beri bir çocuğun eğitiminde en büyük görev aileye düşmektedir. Eğitim ailede başlar, yaşanılan çevre, akran, okul, öğretmen ve doğru, güçlü bir eğitim programı ile devam eder.

O zaman son söz değerli tarihçimiz İlber Ortaylıdan gelsin:

“Birlikte kahvaltı edemeyecekseniz, akşam masal anlatıp öpemeyecekseniz lütfen çocuk dünyaya getirmeyin.”

Editör: Astropower – 29.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Deniz Özeri tarafından yazıldı

1973 Uşak doğumlu.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliği bölümünden mezun.
Sınıf Öğretmeni.
"Bir Kıvrım Gülümseyiş "şiir kitabının yazarı.

Makale YazarıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Türkiye’nin 2000’li Yıllarında Dünya Mirası Listesine Alınan Yerler

    Aylar İsimlerini Nasıl Aldı? Ayların İsimlerinin Kökenleri