Günümüz teknolojileri ile sosyal ve çalışma hayatımızdaki alışkanlıklarımız çokça değişiyor.
Çevrim içi olmanın yarattığı kolaylıklar tartışılamaz ancak gerçekte her alışkanlığımızı aynı derecede adapte etmek zorunda mıyız?
Bazı eski yöntemlerin yarattığı duyguları daha içten kabullenmiyor muyuz?
Örneğin, bir sanat sergisini ele alalım. Yeni nesil çevrim içi müze gezme yöntemleriyle dilediğiniz gibi sergi gezebilir, dünyanın bir ucundaki koleksiyonları görebiliriz. Yine de bu müzeyi fiziksel anlamda ziyaret ettiğimizde yaşadığımız mekânsal, sosyal ve duygusal deneyimleri sanal bir ortamda elde edemeyiz. Bu sebeple kolaylıkla söylenebilir ki halen ve ileride de bazı alışkanlıklarımızı olduğu gibi sürdürmeye devam edeceğiz.
Kuşkusuz kitap okumak da bunlardan biri. Onlarca yıldır “matbu öldü” dikteleri ortalıkta salına dursun insanlar biraz olsun kitap okumaktan vazgeçmedi. Evet, gerçekten de hala dünyanın her yerinde kitap satışları eskisi kadar canlı.
Çok yeni bir teknoloji olmasa da son zamanlarda kitap dinleme uygulamalarının ilgi görmeye başladığını gözlemliyoruz. Türkiye’de “Storytel” uygulaması son birkaç yıldır aktif bir kullanıcı sayısına erişti. Uygulamanın kütüphanesi de bundan aldığı güçle büyüyor ve gelişiyor gibi görünüyor.
Kitap dinlemenin kitap okumakla aynı deneyim olmadığı kesin ancak belli avantajları da yok değil. Öncelikle iş yaparken, spor yaparken veya yolculukta kitap dinlemek harika keyifli. Bir başka güzelliği de kuşkusuz geceleri veya karanlık ortamlarda kitap okuyamadığınız zamanlara eşlik edebilmesi.
Doğru seslendirme sanatçısından, doğru kitabı dinlediğinizde okumaktan farklı bir boyutta zevk alacağınızı garanti ediyorum. Biraz deneme yanılma ile alışılan ve günlük hayat rutinine kazandırılan bir deneyim.
Kitaplar olmadan asla, ama farklı bir deneyim için neden kitap dinlemeye de bir şans vermiyorsunuz?
Editör: Fatih Düz – 12.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Kesinlikle okumak!
Sayfalarını çevirmek, yeni kitap kokusunu içine çekmek gibisi yok..
Emeğinize sağlık
bana göre okumak her zaman ön planda. Ne izlemek ne de dinlemek okumanın verdiği zevki vermiyor.
Okumak da dinlemek de harika… Ancak okumanın yeri bir başka oluyor.
Fotoğraflara dokunarak bakmak için çıktısını almamız gibi bir şey aslında dokunarak okumak. Bu konuda teknolojiyi arka plana atabiliriz diye düşünüyorum.
Bence okumak 🙂
Çalışırken dinliyorum.
Kesinlikle elimi o sayfalara değdirmekten, icimden karakterlerin seslerine bürünmüş olarak okumaktan asla vazgeçemem. Dinlediğim zaman o bir kitap olmaktan çıkıyor benim için, sese döküldüğü zaman kelimeler ve anlatılmak istenenler tüm büyüsünü kaybediyor gözümde
Okumak görsel hafızayı da tetiklediği için daha kalıcı oluyor diye düşünüyorum.
İnsan beyni bilindiği kadarıyla birden çok işi aynı anda yapamıyor. Bu yüzden anlatılana odaklanmak yerine – hafif bir müzik dinlerken – okumak daha mantıklı. 🙂