içinde

Kapitalizmin Güncel Askerleri

Gün geçtikçe daha da anlam verilemez hale geliyor bu sektör. Başlangıçta her şey ne kadar güzeldi değil mi? Merak ettiğimiz, ilgimizi çeken ürünlere kolayca ulaşabilmemiz için bir aracıydı linkler. Şu duymaktan illallah ettiğimiz, her Allah’ın günü mutlaka bir yerlerde eleştiri oklarının hedefi olan linkler.

O kadar hızla büyüyüp olumsuz bir duruma evrildi ki bu influence etme olayı, aydan aya araba değiştirmeyen, kirası ortalama bir ailenin yıllık gelirinden fazla olan evlerde yaşamayan içerik üreticisi kalmadı nerdeyse. Burada onları suçlamıyorum ama. Çünkü görevleri bu. İşleri gereği size airfryerın ya da dyson saç şekillendiricisinin en az oksijen kadar gerekli, su kadar vazgeçilmez olduğunu anlatmaları gerekiyor. Kendileri sözleşmeleri gereği her ay malum markadan çok komik fiyatlara kıyafet alışverişi yaparken, onların onda biri kadar geliri olmayan insanları da buna alıştırıyorlar. Sıkıntı onlara nefesi bile nereden aldığını soracak kadar şuursuzlaşan hedef kitleleri.

Firmaların sahtekarlığını, online alışverişin artı-eksilerini falan tartışmayacağım ama şu an. Benim derdim o değil çünkü. Bu tercihleri yapmak, kendine uygun olup olmadığına karar vermek veya bu mecralardaki sistemin ne kadar insani, ahlaki olduğunu tartmak herkesin -daha doğrusu aklı başında her bireyin- kendi sorumluluğu elbette.

İşin ilginci şu, günden güne toplumu daha da yutan bu yaşam tarzının rahatsız ettiği çok az kişi kaldık. Herkes ya içine girip pastadan pay almak için canını dişine takıyor ya da umursamamayı seçerek kendi yolunu ayırıyor. Zaman zaman ben de o uzak durup boş verme evresine kayıyorum ancak sonra bir şekilde duramıyorum yine. Bu kadar yozlaşma canımı öyle sıkıyor ki konuşmazsak, fark etmezsek daha neler olacak diye endişelere dalıyorum. Belki hatırlatmaya devam edersek, vehamet boyutu korkutucu boyutlarda olan durumları insanlara göstermek için adım atarsak bir şeyler değişebilir umudunu taşıyorum.

Teknoloji çağının içine doğmuş çocukları korumaya çalışmak, tüketimin değil de üretimin cazip olmasına uğraşmak, her türlü israfın insanlığa ve dünyaya olan zararını anlatmak için çabalamak…

Dünya çok garip bir yere gidiyor. Belki bunu tarihin her döneminde söylemişlerdir ama şu anki hali kadar kaygı verici olmuş mudur bilemiyorum. İrademizden bu kadar uzaklaşmak, önümüze serilen şeyleri akıl süzgecinden geçirmeden teslim olmak ve yalnızca bir kere yaşayacağımız bu hayatta bunca şeyi telef etmek bana çok korkutucu geliyor. Neredeyse hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı yapay bir alem için yapılan bunca fedakarlık, para gibi dünyanın temel hakimlerinden birisinin bunun etrafında dönmesi, düzene karşı çıkan kıymetli ruhların gitgide azalması… Gerçekten bu rahatsızlık hissi çok boğucu.

Şaşkınlık limitimin dolduğunu zannederdim bir süre öncesine kadar. Ama insanlar sürekli bunun doğru olmadığını kanıtlayıp duruyor. Anlam veremediğim şeyler listesi resmen sonsuza uzanıyor ve ben  her ne kadar bazen bunlardan kaçmak istesem de dönüp dolaşıp haklarında konuşmak isterken buluyorum kendimi. En azından denedim demek istiyorum. Denedim ve fazlası için de niyet ettim.

Editör: Astropower – 25.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Taraftar

Hatice Kübra Gürbüz tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bir Film Eleştirisi: The Sea Inside (2004)

    Türk Adının Geçtiği İlk Metin Değişti | İlteriş Kutluk Kağan Anıtı