içinde

MuhteşemMuhteşem

Athena’dan Nuh’a Barışın Simgesi: Zeytin Dalı 🕊

Yıllarca bereketine inanılan, şifasına bel bağlanılan ve evlerden eksik olmayan ve oldukça besleyici bir besindir zeytin. Günümüze gelene kadar, çok çok yıllar kat etmiş ve belki de insanlığın en eski gıdalarındandır. Tanrılar, krallar, padişahlar sofralarından geçmiş de gelmiş zeytin, kimi zaman bir kuru ekmekle garibanın sofrasını doldurmuştur. Yağı ayrı, kendisi ayrı bir öneme sahip olan bu değerli sofra nimeti, oldukça uzun yıllar yaşayabilen (2000 yıl) bir ömre de sahiptir. Türkiye, dünya geneline bakıldığında, zeytin üreticileri arasında sıralamada ilklerde yer alarak önemli bir üretici konumundadır.

Yüzyıllar önce yaşamış olan Homeros, zeytinyağını “sıvı altın” olarak adlandırırken Atinalı Solon ise zeytin ağaçlarının korunması için ilk kanunları yapmıştır. Zeytinin daha nice faydası ile uzun uzun yıllar bizimle olacağı aşikar. Bir de zeytin dalı var ki küslerin barışması, savaşların durması yani yaşanılan çatışmalara bir “Dur!” denmesi amacıyla kullanılır.

Neler olmuştur da zeytin dalı barışın simgesi olmuştur? Zeytin dalı uzatmak tabiri nereden gelmektedir?

Rivayet odur ki Zeus’un oğlu Athena, Yunanistan topraklarına sahip olmak ister. Bunun için de Poseidon ile mücadeleye girişir. Poseidon, gücünü göstermek için mızrağını Akropolis’e saplar ve deniz suyunun ortaya çıkmasını sağlar (Akropolis, şehirdeki surlar ya da surlarla çevrili alanlardır). Bu hamleyle Poseidon, Yunanistan’ın sahibi olur.

Athena ise onun bu hamlesine karşılık olarak Yunanistan’a bir zeytin ağacı diker ve Zeus’un da içlerinde olduğu bir mahkeme toplanarak Athena’nın yaptığı şeyin daha yararlı olduğu sonucuna varırlar. Böylece şehrin sahibi Athena olur. Ayrıca Yunanistan’a zeytini ilk getirenin Athena olduğu kabul edilirken bölgede evlenen genç kızlara zeytin dalından taç yapılarak takılır ve dönemin olimpiyat oyunlarında birinci olanlar yine zeytin dalı ile ödüllendirildi. Tüm bu gelişmelere bakıldığında zeytin dalı, sadece barışı değil aynı zamanda zaferi de temsil eden bir sembol olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bunların yanında Baş tanrı Zeus’un, insanlığa en önemli hediyeyi verecek olana, yeni kurulacak şehrin hükümdarlığını vereceğini bildirdiği ve bunun üzerine Athena ile Poseidon’un bir mücadeleye başladığı da söylenmektedir. Sonunda Athena’nın başarılı olması ile de şehre Atina adı verilmiştir.

Tabi bu kadar bereketli olan bir besine, eserler yazılmaması da mümkün değil. Bunlardan biri de oyun yazarı Aristophanes’in kaleminden çıkmıştır. Aristophanes’in eserinin adı Irini Yunanca da barış anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Irini, bir Bizans Imparatoriçesidir ve barışın da simgesidir. Döneme ait olan sikkelerde, imparatoriçe ve onun barışına atıf yapmak için zeytin dalı bulunmaktadır.

İnsanlığın ilk ağacı olan zeytin ağacı, böyle mitolojik bir geçmişe sahip olduğu gibi bir de zeytin dalının Hazreti Nuh ile ilişkilendirilen kısmı da söz konusu edilir.

Hazreti Nuh, gemisi ile isyankarları geride bırakıp gittiğinde, Nuh tufanı kopar ve inanmayanlar helak olurlar. Nuh ise aradan onca zaman geçtikten sonra, gemisine aldığı bir güvercini tufanın bitip bitmediğini, suların çekilip çekilmediğini öğrenmek için gönderir ancak güvercin boş bir şekilde geri döner. Hazreti Nuh beklemeye karar verir. Anlar ki tufan henüz bitmemiş ve sular çekilmemiştir. Aradan yedi gün geçer. Güvercini tekrar gönderir ve bu kez güvercin, ağzında bir zeytin dalı ile döner. Nuh Peygamber anlar ki tufan son bulmuş ve güvercin, ona sadece zeytin dalı değil aynı zamanda yüreğine bir sevinç de getirmiştir. Ve şunu da anlıyoruz ki bu ağaca, Ölümsüzlük Ağacı ya da Ölmez Ağaç denmesinin bir nedeni var. O çok büyük tufanda bile yok olmamış ve geçmişten geleceğe kalmaya devam etmiştir.

Görüldüğü gibi mitoloji ya da efsane veya menkıbe… Her nerede olursa olsun karşımıza çıkan zeytin ağacı, bereketiyle günümüzde de yaşamaya devam etmektedir. Sadece zeytinin değil yaprağının ve çekirdeğinin de ayrı ayrı önemli olduğu ve birçok derde deva olduğu bilinmektedir.

Yüzyıllar öncesinde, insanların şehir sahibi olmasını sağlayacak kadar yararlı bulunan köklü zeytin ağaçlarına bugün hala aynı önem verilmeli ve varlığının yine bizden sonraki nesillere kalabilmesi için ağacın yaprakları bile korunmalıdır.

“Çok yaşa zeytin ağacı, bin yıllar yaşa! Sen hep barışın ve mücadelenin simgesi olmaya devam et!”

Editör: Ayşe Tunç – 15.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Mıknatıstan Oksijen Ürettiler! Bilim İnsanlarınının Astronotlara Büyük Jesti

    Nilgün Marmara’yı Anlamak