İstanbul Boğazının oluşumun diğer kabul gören hikayesi de Evliya Çelebi’nin ünlü kitabı Seyahatname’de yazdıklarıdır.
Evliya Çelebi, Türk edebiyatının gezi türündeki en önemli eseri olarak adlandırılan, “Seyahatname” adlı kitabın yazarı, ünlü Türk gezginidir.
Hikaye şöyle:
Allahü Teâlâ, yeryüzünü bugünkü şeklini oluşturmak için İskender-i Zülkarneyn’i yarattı. Ve Bütün hükümdarlar ona itaat ettiler. Fakat Yunanlıların Makedonya ve İzmirin sahibi Kaydâfe, İskender’e itaat etmeyip, kuvvetli bir düşman oldu. İskender, Kaydâfe’ye bir türlü galip gelemiyordu. Sonunda İskender, seyahat maksadıyla gizlice Kaydâfe’nin ülkesine gitti. Onun hal ve hareketini araştırırken, Kaydâfe’nin askerleri İskender’i tanıdılar. Onu yakalayıp Kaydâfe’nin huzuruna getirdiler. Kaydâfe, daha önce İskender’in resmini yaptırmış olduğundan, onu hemen tanıdı ve hapse attırdı.
İskender, uzun zaman hapiste kaldı. Sonra Kaydâfe, İskender’i hapisten çıkarttı. Kendisi ile savaş etmeyeceğine ve kılıç çekmeyeceğine dair İskender’e yemin ettirip onu serbest bıraktı.
“İskender, oradan Elburz Dağı eteğinde hükümet merkezi olan Irak Daviyân’a geldi. Bütün bilginleri toplayıp bir görüşme yaptı. Vezirleri: “Denizler gibi asker ile üzerine gidip vilâyetini harab edip, halkını kılıçtan geçirelim” dediler.
İskender onlara: “Kaydâfe beni hapisten çıkardığında, üzerine asker göndermemeye ve kılıç çekmemeye söz verip yemin ettim. Buna bir çare verin ki, Kaydâfe’den intikam alalım.” diye cevap verdi. O anda hemen Hızır (a.s.): ‘Ey İskender! Eğer Kaydâfe’den intikam alalım dersen, savaş yapmaya bile lüzum yok. Hemen Karadeniz’i Makedonya yakınından kesip, Akdeniz’e akıtalım. Kaydâfe’nin bütün ülkesini suya boğar ve intikamını alırsın.
Böylece ettiğin yemin ve verdiğin sözünde de durmuş olursun dedi. İskender’in bütün bilginleri Bu düşüncenin doğru olduğuna karar verdiler. Derhal bilginler, hocalar ve mühendisler Karadeniz ile Akdeniz’in yüksekliğini ölçtüler.
Karadeniz daha yüksek idi. Yedi yüz bin, dağ deviren işçi toplandı. Karadeniz’in suyunun kesilmesine başlandı. Bütün bu işlere Hazret-i Hızır bakıyordu. Zira Hazret-i Hızır, İskender-i Zülkarneyn’in ordusunda asker idi.
Bu çalışma, üç sene sürdü. Neticede boğaz açıldı ve Kaydâfe’nin şehirlerinden Makedonya’yı, Eski İstanbul’u, Yoruz Kalesi’ni ve 700 kadar şehri su basıp askerinden bir kişi bile kurtulamadı.
“Sonra Sarayburnu’nda Makedonya şehrini hemen onarmaya başladı. O zamandan beri Macar ülkeleri Sirem ve Semendire sahraları, Leh, Çeh, Kırım, Kamer el-Kam, Kıpçak ve Heyhat vadileri denizden uzaklaştı. Hepsi İrem bahçeleri gibi gönül açıcı yerler oldu. İnsanoğlu ve hayvanlar için otluk ve ekilir yerler oldu.
Büyük İskender, böylelikle Makedonya’yı hükümet merkezi yaptı.
Hikayeler böyle. Fakat gerçekten nasıl oluştuğunu bir gün umarım araştırarak ortaya çıkarırız. Çünkü muhteşem bir güzellikte İstanbul Boğazımız var. Ve bence nasıl oluştuğunu bilmek hakkımız.
Editör: Fatih Düz – 21.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Ah bu mitler nasıl ortaya çıkıyor o kadar merak ediyorum ki… Kaleminize sağlık.