içinde

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem İnanılmazİnanılmaz

Bağırsaklarınız Mutluysa Siz De Mutlusunuz!

Serotonin mutluluk hormonu olarak bilinir. Serotinin; sindirim sistemi sekresyonunun, bağırsak motilitesinin ve ağrı algısının düzenlenmesinde rol oynar. Ruh hali ve bilişin korunmasında önemli bir yere sahiptir.

Vücuttaki serotoninin yaklaşık %95’i bağırsaklarımızda bulunur. Bu durumBAĞIRSAKLARINIZ MUTLUYSA SİZ DE MUTLUSUNUZ!’ demektir.

BAĞIRSAKLARIMIZ MUTLULUĞUMUZ İÇİN BU KADAR ÖNEMLİ YERE SAHİPSE BAĞIRSAK MİKROBİYOTAMIZ İÇİN NASIL BESLENMELİYİZ?

PROBİYOTİK 

Yeterli miktarda alındığında konakçıya sağlık açısından fayda sağlayan dost bağırsak bakterileri olarak bilinen canlı organizmalardır.

Probiyotiklerin hem insan hem de hayvan çalışmalarında çok çeşitli etkilere sahip oldukları bildirilmiştir.

Yapılan çalışmalarda probiyotiklerin;

  • Hayvanlarda kaygı benzeri davranışları azalttığı
  • İnsanlarda faydalı psikolojik etkilere sahip olduğu
  • Sıçanlarda kalp krizi sonrası gözlemlenen depresyonla ilişkili davranışsal etkileri de tersine çevirdiği gösterilmiştir.

Bu etkilerin altında yatan mekanizma bilinmemekle birlikte, beslenme durumundaki değişikliklerle birlikte enfeksiyona neden olan ajanların ve oksidatif stresin etkilerinin azalmasına bağlı olabileceği öne sürülmüştür.

Doğal olarak meydana gelen probiyotik bakteriler; yoğurt, kefir, lahana turşusu, kimchi ve soya fasulyesi içeren miso ve natto gibi fermente besinlerde bulunur.

PREBİYOTİK 

Prebiyotikler, canlı olmayan ve bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek, sağlığı olumlu yönde etkileyen besin bileşenleridir. Prebiyotikler aslında diyet lifidir. Bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini ve popülasyonunu korurlar.

PEKİ BAĞIRSAK SAĞLIĞINI GERİ KAZANMAK AŞAMASINDA, SİZİN İÇİN HANGİ PREBİYOTİKLER DAHA UYGUN?

En çok tercih edilmesi gereken prebiyotikler, çözünebilir lif açısından zengin meyve ve sebzeler, ayrıca prebiyotiklerin zengin bir kaynağı olan baklagillerdir.

KARAHİNDİBA YEŞİLLİKLERİ (RADİKA)

Karahindiba yeşilliklerindeki inülin; kabızlığı azaltır, bağırsaktaki dost bakterileri artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

ELMA

Elmadaki pektin, prebiyotik etkilere sahiptir. Pektin, yararlı bağırsak bakterilerini besleyen ve zararlı bakteri popülasyonunu azaltan kısa zincirli yağ asitlerinin üretimine destek sağlar.

YER ELMASI

Yapılan çalışmalarda bağırsaktaki dost bakterileri artırdığı gösterilmiştir.

SARIMSAK

Bağırsaklardaki yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eden sarımsak, zararlı bakterilerinde çoğalmasını önler.

PIRASA

Dost bağırsak bakterilerine destek sağlar ve yağ yıkımına yardımcı olur.

KETEN TOHUMU

Prebiyotiklerin mükemmel bir kaynağıdır. Keten tohumundaki lif, sağlıklı bağırsak bakterilerini geliştirir, düzenli bağırsak hareketi sağlar ve diyet yağının emilim miktarını azaltır.

ÇİLEKGİLLER

Yaban mersini, ahududu, böğürtlen ve çileğin yer aldığı bu grup meyveler, içerdikleri lifler ve fenolik bileşikler nedeniyle bağırsak dostu bakteriler için önemlidir.

MUZ

Bağırsak dostu bakterilerin çoğalması için iyi bir prebiyotik kaynağıdır.

KUŞKONMAZ

Bağırsak dostu bakterilerin çoğalmasını teşvik eder ve bazı kanser türlerinin önlenmesine katkı sağlar.

ARPA

Sindirim sisteminde dost bakterilerin gelişimini teşvik eder.

KÜKÜRTLÜ SEBZELER

Brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, hardal ve lahana prebiyotik lif ile doludur. Bağırsaktaki mikroorganizma toplulukları üzerinde önemli etkiye sahip oldukları bilinmektedir.

BAL

İşlenmemiş balda bulunan antioksidan bileşiklerin çoğu, zararlı mikroorganizmaların gelişmesini engeller. Bal içerisinde bulunan prebiyotik bileşikler yararlı mikroorganizmaların büyümesini seçici olarak uyarırlar. Balın, büyük miktarlarda faydalı bakteri üremesine neden olduğu çalışmalarla kanıtlanmıştır.

BAKLAGİLLER

Nohut, mercimek ve fasulye çeşitleri gibi kuru baklagiller, kaliteli proteinleri ve içerdikleri besin öğeleri nedeniyle, sağlıklı beslenmenin önemli parçalarıdır. İçerdikleri lifler prebiyotik açısından zengindir ve bağırsak dostu mikroorganizmaları için besin temin ederler.

Editör: Astropower – 25.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

Ece Kirmit tarafından yazıldı

2000 yılı Hatay doğumluyum. Haziran, 2022 yılında Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun olup Eylül, 2021 Anadolu Üniversitesi Aşçılık bölümünü bitirdim.

Eğitim hayatım boyunca birçok hastane ve özel kliniklerde stajlarımı yaptım. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üsküdar Diyabet ve Obezite Merkezi, Tuzla Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi ve Tuzla Sağlıklı Yaşam Merkezi gibi birçok kurumda stajyer olarak görev aldım. Aynı zamanda birden fazla özel diyet kliniklerinde gönüllü olarak staj yapmış bulunmaktayım.

Öğrenim hayatım boyunca birçok eğitim ve kongrelere katılarak kendi alanında uzman eğitmenlerden sertifikalar aldım. 11. Ulusal Sağlıklı Yaşam Kongresi, II. Marmara Beslenme ve Diyetetik Zirvesi, Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği 5. Kış Okulu E-Toplantısı ve diğer katıldığım eğitimlerden sertifikalarım bulunmaktadır.

Eğitim hayatım devam ederken üyesi olduğum Psikodiyet Akademide 'Bağırsak Mikrobiyotası ve Psikoloji' üzerine düzenlemiş olduğum eğitimi zoom üzerinden yaklaşık 25 kişiye vermiş bulunmaktayım. Aynı zamanda 35 yaş üstü Tip-2 diyabetli bireylere yönelik kapsamlı bir beslenme eğitimini düzenledim. Eğitim hayatımda öğrendiğim ileri düzey karbonhidrat sayımı eğitimi üzerinde deneyimim bulunmakta olup Tip-1 diyabetli bireylere düzenlemeye devam etmekteyim. Yaptığım diğer çalışmalar arasında İstanbul’un Maltepe ilçesinde bir spor kompleksinde vücut geliştirme sporu ile uğraşan 18-35 yaş arası erkeklerin ergojenik besin kullanma durumları ve beslenme alışkanlıkları yer almaktadır.

TUBİTAK 2209A Üniversite Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında yürütücüsü olduğum ‘ Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalarının Beslenme Durumlarının Değerlendirilmesi ve Total Antioksidan Kapasiteleri Arasındaki ilişkinin Saptanması’ adlı projemizin çalışmalarına devam etmekteyim.

Mutfakta yeni tarifler oluşturmak, kişiye özel diyet reçeteleri çıkarmak, hastalıklara özgü tıbbi beslenme tedavisi oluşturmak, seyahat edip farklı coğrafyaların yemek kültürlerini öğrenmek, fotoğraf çekmek hobilerim arasında olup sosyal medyayı da aktif olarak kullanmaya devam etmekteyim.

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Değişen Moda Anlayışı ve Dünya Güzelleri

    Rap Müziğin Dehası: Sagopa Kajmer