içinde

17 Ağustos 1999: Sesimi Duyan Var Mı?

*Bu fotoğraf karesi 17 Ağustos 1999 depreminde çekilmiş kare.  Anadolu Ajansı (AA) tarafından çekilmiştir .

Günlerden 16 Ağustos 1999 günü…Herkes o gün normal hayatına devam ediyor, başına geleceklerden habersiz hayatlarını sürdürüyorlardı. O gün sonrası hiçbir şey eskisi olamayacaktı asla belki de.

Kimileri belki ertesi gün için planlarını yapmıştı bile, belki düğün yapacaklardı.

Ama o gece, yani 16 Ağustos’tan 17’sine bağlayan gece ne olduysa o an olmuştu artık. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı hayat asla. 17 Ağustosa bağlayan gece adeta uzaydan göktaşı düşüyormuş gibi yaşanmıştı acı olay. Sanki kıyamet kopacakmış gibi yeryüzü şiddetli sallanmıştı. Belki aylarca, yıllarca belki de asla kapanmayacaktı bu yaralar. Bazılarınınki de asla kapanmayacak ve bu acı olayın izleri yıllarca belki de ömür boyu sürecekti.

Bazıları dedim ya? Onların ki hiç kapanır mıydı yaraları yani? Ailesini, çocuğunu, eşini, annesini, babasını kaybetmişti belki de.

Ne demişlerdi atalarımız’’ Giden geleni aratmıyor’’ diye, halbuki de öyle çünkü kaybettiklerimizin yerini asla doldurmuyor hiç kimse. Belki o insanların evleri yıkıldı, aylarca veya yıllarca evsiz kaldı, bazıları çadırda kaldılar, bazıları da konteyner da kaldılar.

Bir okuduğum kitapta şöyle bir cümle geçiyordu ve cümle aynen şu şekildeydi.

’’Öyle büyük bir korku var yüreğimde. Sanki kıyamet bizim için kopacak. Büyük bir yangın çıkacak. Ama bu sefer sadece ben değil, hepimiz yanacağız.’’

Aynen de o gün bu cümle gibi oldu. O gece yarısıydı…

Bazılarında bu his eminim ki o gün olmuştur bile. Belli ki içerinde bu his doğmuştur bile.

GECE YARISI SAAT 03.05…

İşte o an… 45 saniye boyunca o korkunç olay oluyor ve….

Türkiye ve dünya, yaşanan bu olayı konuşmaya başlamıştı. TV kanallarında ve gazete manşetlerinde çok gündeme gelmişti günlerce. Sanki bir bölge adeta yeryüzünden silinecekmiş gibi sallanmıştı. O kadar sallanıyordu ki kıyamet kopacak gibiydi.

O 45 saniyede ne olduysa artık olan olmuştu. Merkez üssü Kocaeli, Gölcük…

Ankara dan İzmir’e doğru büyük yankı uyandırmıştı deprem…

Marmara adeta sanki bu gezegenden silinecek gibi  sallanmıştı.

17 bin 480 ölü, 23 bin 781 yaralı…

Artık asla hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı bazı insanlara. Yıkık evler, hasar görmüş binalar… Enkaz altında zamanla yarışan insanlar…

Bazıları can vermişti, bazıları sağ çıkmıştı. Kim bilir ömür boyu izini taşıyacak sakatlıkta kalmıştır bile.

Bu deprem, hem maddi hem de manevi olarak büyük zararlara yol açmıştı. Belli ki bu acıyı hiç bir zaman asla ve asla tarif edilemez bir şekilde taşıyorlardır kim bilir.

Ya depremden sonrası?

Öncelikle bu depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına sabır diliyorum. Bu hikayeyi yazdığıma göre artık konuyla ilgili düşünce ve yorumlarımı yazabilirim.

Aradan 23 yıl geçti. Ve bunca yıl geçmesine rağmen acılar hâla taze.

Peki biz halen bu deprem konusunda halen bir ders alabildik mi sizce?

Bence hayır. Hala alamadık diyebilirim hatta geç bile kaldık. Üstelik kentsel dönüşüm yasası 10 yıl önce değil de keşke o depremden sonra çıksaydı. Hatta artık gerçek anlamda mağduriyet yaratmadan zorunlu olmalı. Çünkü deprem önlemleri ne kadar alırsak hem maddi, hem manevi olarak zarara uğramaz. Belli ki hepimizin artık ülkece olarak bu saatten sonra bile ders almamız gerekiyor. Çünkü yarın ne olabilir? Hiç de belli bile olmaz ne olacağı. Maalesef deprem ülkelerinden birisi de Türkiye. Yani bizim ülkemiz.

Peki 17 Ağustos’tan sonra ne oldu?

Aynı yıl 12 Kasım Düzce depremi oldu. Ve orada da yine aynı manzaralar yaşandı. Gerçekten çok kötü bir olay. Çünkü psikolojik olarak kendimizi kötü hissedebiliyoruz o anı orada yaşamsak bile. Bundan sonrası da var elbette. 2011 Van, 2019 Elazığ, 2020 İzmir depremi. Belki bir çoğunuz hatırlar bunları da. Ama bir de şu var. Hani diyorlar ya o büyük deprem…

Belli ki bugün olmadı ama yarın o büyük deprem yine olabilir ki zaten jeoloji alanındaki bilim uzmanları da bunu söylüyor zaten. Bas bas bağırıyorlar hazırlıklı olun diye.

Ama dinleyen var mı? Cevabını siz verin derim. Ama ben kendi cevabımı da vereyim.

YOK!!

Peki deprem gerçek anlamda ne anlamına geliyor?

Deprem  bir doğal afet olayıdır. Nasıl sel, heyelan, dolu, hortum, kasırga, yangın oluyorsa deprem de budur.

Peki deprem gerçekten önlenebilir mi? Cevabı kesinlikle evet. Ben bu konunun uzmanı veya mühendisi olmasam da kendi düşüncelerimi yazacağım. Unutmayın ki deprem değil, ekonomik ömrü tamamlanmış, yönetmeliğe göre sağlam inşa edilmemiş binalar bizi hayattan koparır. Öncelik olarak eski binaların (restoreye uygun tarihi binalar hariç) tamamen kentsel dönüşüme sokulması gerekiyor. Böylelikle hem estetik ve modern bir görünüme sahip binalar ortaya çıkar, hem de can ve mal güvenliğini de korumuş oluruz ve ortaya gerçekten çok sağlam binalar ortaya çıkar. Ama öncelikli olarak bu yasanın tamamen zorunlu haline gelmesi gerekiyor. Ve maddi manevi olarak bu süreçlerde kesinlikle zarara uğranmaması da lazım.

Tabii sadece kentsel dönüşüm buna çözüm değil. Hali hazırda olan inşaatların zorunlu olarak ciddi sıkı denetimlerden de geçilmesi gerekiyor.  Yani burada inşaat mühendislerine de büyük görev düşüyor denetim konusunda.  Tabiki de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na da bu konuda denetim görevi düşüyor. Bu tüm 81 illerimizde zorunlu olarak denetimlerden geçirilmesi şart. Bu da binalarının güvenliğini de arttırıyor. Ve yönetmeliğe göre uymayan inşaata ve müteahhitlere de ciddi yaptırımlar yapılması lazım. Bu denetim konusu da kesinlikle ihmal edilmemeli.

Bunun dışında başka önlemler de alabiliriz. Mesela ev eşyalarını sabitlemek gibi. Sadece depremde değil, oluşabilecek herhangi bir ev kazası da meydana gelebilir. Bu nedenle evimiz için de önlem almamız şart. Tabi bunlarla da sınırlı kalmıyor.

Mutlaka bir tane deprem çantası bulundurmak gerekiyor elimizde.

Siz deprem konusunda ne düşünüyorsunuz? Yorum ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Daha çok yazı yazabilmem için oylamayı ve destek vermeyi unutmayın.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle…

(Kapaktaki resim 12 Kasım 1999 depreminden çekilmiştir. )

Editör: Astropower – 19.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

Evin Kılıç tarafından yazıldı

Bookstagram. Burada yazar..
Blogger
Feminist 🏳️‍🌈
Oğlak kızı♑️ '21
İg: evosun_kitapligi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Video Oyunları Oynamak Sizi Daha Akıllı Yapabilir!

    Sıra Dışı Yazar Ve Şair Charles Bukowski Bugün Doğdu!