Kimimiz için bir sığınak, kimimiz için bir kaçış, kimimiz içinse durup dinlendiğimiz bir mola yeridir şarkılar.
Onlar olmadan bir yere seyahat etmek nasıl da sıkıcı olurdu.
Elbette ruh halimize göre dinlediğimiz şarkıların türü de değişiyor.
Misal sevgilimizden ayrıldığımız o geceyi hatırlayalım, kim vardı yanımızda?
Belki bir Sezen Aksu veya Müslüm Baba şarkısı ya da bir Yıldız Tilbe klasiği…
Ya da çok mutlu olduğumuz günde neşeli bir şarkı eşlik etti bize.
Peki nasıl bu kadar fazla etkiliyor bizi bu şarkılar?
Bazı durumları açıklayamadığımız, bazı kelimeleri kullanmakta zorluk yaşadığımız durumlarda şarkılar vardır. “İşte burası tam beni anlatıyor” dediğimiz anlarımızda sanki bir dost veya tanıdık bir yüz görmüş gibi oluruz.
Değil midir onlar hüznün ve sevincin üzüntünün ve neşenin kaynağı?
Dinlenen tarzlar geçmişten günümüze değişkenlik gösterse de bazı şarkıların tadı hiç değişmez.
Çünkü önemli olan ne için ve ne zaman dinlediğimiz değil, kiminle dinlediğimizdir .
Ve bazı şarkıların güzelliği işte o anların güzelliğiyle alakalıdır.
Bir şarkıyı sevmemizin, onu yüce bir değere sahip kılmanın nedeni de budur aslında.
Biz onu dinlerken aslında bir takım anları ve anıları yeniden yaşarız.
Ya anılar bir gün unutulursa, şarkıların verdiği his de mi unutulur?
Bunun muhasebesini yapmak bana düşmüyor onu kendinize sorun.
Sevdiğiniz en neşeli şarkılar bile sevgili gittikten sonra hüzünlü bir biçim alır.
Ama dinlediğiniz hüzünlü bir şarkı sevdiğinizle dinlendikten sonra neşeli bir biçim alabiliyor.
Yani bazen şarkının sözlerinden ve türünden daha önemli olan onu sizin kiminle dinlediğinizle alakalıdır.
O yüzden bir insan başka bir insanın hayatını nasıl etkiliyorsa işte onunla beraber dinlenilen şarkılarda o kadar etkiliyor insanın hayatını.
Bu sadece sevilen insan için geçerli değildir elbette.
Örneğin kulaklığı takıp dinlediğimiz bir şarkının klibini hep düşlerimizde biz çekeriz.
En sevdiğimiz şarkıda gözlerimizi yumup o klipte kendimize neden yer veririz?
Çünkü dile getirmeye zorlandığımız konuşamadığımız bazı hislerimiz, duygularımız bazı şarkılarda öyle iyi ifade edilir ki o şarkıyı kendimiz yazmış olmayı dileriz.
O şarkıda kendimizin bir parçasını görürüz. Şarkının bizim için yazıldığını düşünürüz.
İşte benim gibi olan bir insan daha var diye düşünürüz.
Halbuki bizim gibi o kadar insan var ki!
Ama dinlediğimizde aklımıza gelen kişiden hiç yoktur. O tektir ve özeldir.
İşte o yüzden bazı şarkılar da bizim için tek ve özeldir.
Yani hayatımızı aslında şarkılar değil de geride kalmış özlemlerimiz ve sevdiklerimiz ya da değerli bütün özlediğimiz anılarımız, bir şarkı, bir melodi üzerine kodlanıyor adeta. O müzik çalınca aklımıza da kişi ve anılar geliyor.
Müzikler, anılarımızı hapseden bir depolama aracı gibi işlev görüyor.
Editör: Fatih Düz – 11.11.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Ritim insanın ruhuna dokunuyor o yüzden bizimle çok büyük teması var.
Bazen yıllardır duymadığın bir şarkı o an seni kıskıvrak yakalayıverir, ne olduğunu bile anlamadan çok eski bir zamanda kendini buluverirsin..
Kaleminize sağlık güzel bir yazı
Güzel bir yazı kaleminiz ışıldasın😊
Çok doğru, romanımı yazarken hep dinlediğim bir şarkı bana ilham olmuştur
Ruh halimiz şarkıların ruhunu da değiştirebiliyor. Dediğiniz gibi, hüzünlü bir şarkı, neşeli, neşeli bir şarkı ise, hüzünlü olabiliyor. Ya da sevdiğimiz biri gidince biz de onunla dinlediğimiz şarkıları terkedebiliyoruz. Oysa şarkı her zaman uzanan bir dost elidir. Biz bıraksak da onlar bizi bırakmaz.
Ama şarkılar iyi ki var 👏🏻
Şarkılar iyi ki var
İlhan İrem şarkıları ruha dokunuyor mesela.
Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın. 👍👍