içinde

İnanılmazİnanılmaz

İcatları ile Dünya’yı Felakete Sürükleyen En Kötü Adam; Thomas Midgley

Her gün kitle iletişim araçlarında, doğanın dengesi bozuldu, kutuplar eriyor, atmosfere salınan gazlarla birlikte dünya yaşanması zor bir yere dönüşüyor, fosil yakıtlar çevreyi, doğayı kirletiyor vb. iklim sorunlarını duyup duruyoruz.

İşte bu iklim sorunlarını başlatan kişiden bahsedeceğim bugün size; Thomas Midgley

Bir bilim adamının, amacı para kazanmak olduğu zaman, Dünya’nın ne büyük bir felakete sürüklendiğine hep birlikte tanık olacağız.

Thomas Midgley, 1889’da Pensylvania, Beaver Falls’ta doğdu. Cornell Üniversitesi, makine mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra babasının otomobil lastiği fabrikasında işe başladı. Midgley, 1916’da bir motor fabrikasında çalışmaya başlayınca tarihe verdiği zararların temelini burada atmaya başlamış oldu.

Burada içten yanmalı motor ve motorun gücünü ve verimliliğini azaltan ve arızalara yol açan motor probleminin araştırılmasına öncülük etti. Midgley, benzinli motorlardaki motor sorununun ateşleme sisteminden değil, eşit şekilde yanmayan yakıt karışımından kaynaklandığını çabucak buldu. O zamanlar, Dayton Research Laboratories’de mühendis ve mucit Charles Kettering, çiftliklerde ev aydınlatma sistemlerini çalıştırmak için küçük bir gaz yağı motoru pazarlıyordu ama motor korkunç bir sesle çalışıyordu. Böylece Kettering, 27 yaşındaki Thomas Midgley’den araba motorlarının daha düzgün çalışmasını sağlayacak bir benzin katkısı bulmasını istedi.

Midgley yüzlerce farklı maddeyi test etmeye başladı ve sonunda benzine az miktarda etanol veya etil alkol eklenmesinin motor sorununu önemli ölçüde azalttığını keşfetti. Ancak bir sorun vardı. Etanol üretimi patentlenemedi ve bu nedenle satışları fazla kar getiremedi. Etanol tahıllardan da kolayca üretilebilirdi.

Böylece çalıştığı şirket, Midgley’i ucuz olan ve şirkete para kazandırabilecek başka bir benzin katkısı bulmaya zorladı. Midgley bir kez daha periyodik tablo üzerinde sistematik olarak çalışmaya başladı ve birkaç ay içinde Aralık 1921’de tetraetil kurşunun eşit derecede iyi çalıştığını keşfetti. Ancak kurşun, toksikolojisi iyi belgelenmiş bir zehirdi.

2. yüzyılın başlarında, Yunan botanikçi Nicander, kurşunla zehirlenmiş insanlarda görülen kolik ve felci tanımladi. Julius Caesar’ın mühendisi Vitruvius, Roma İmparatorluğu boyunca suyu taşımak için kullanılan kurşun boruların sağlıksız olduğunu ve insanları hasta ettiğini söyledi. Kurşun dumanının gut hastalığı yaptığı biliniyordu. Gut, kurşun zehirlenmesinin bir belirtisi, zengin Roma’da yaygındı. Hatta bir bilgin, Roma uygarlığının kurşun zehirlenmesi sonucu çöktüğünü söyleyecek kadar ileri gitmektedir. Bu fikir çürütülmüş olsa da, Romalıların kirli sudan ve kurşun tencere kullanarak büyük miktarlarda kurşun tükettiği gerçeği ortada.

20. yüzyılın insanları daha iyi değildi. Çok yakın zamana kadar, gıdaların saklanması için gerekli kutuları kapatmak için kurşun kullanılıyordu, su kurşunla kaplı tanklarda saklanıyordu, kurşun arsenat meyve üzerine pestisit olarak püskürtülüyordu ve hatta diş macunu kurşun tüplerde geliyordu.

Bu nedenle, kurşunun tehlikelerinin gayet iyi farkındaydılar, ancak aynı zamanda kurşunun, motor sorununu önleme potansiyelini keşfetmeye hevesliydiler. Kurşunlu benzin bir girişim, keşif olarak gösterildi ve Aralık 1922’de Midgley, Amerikan Kimya Derneği’nin New York bölümünden prestijli William H. Nichols Madalyası ile ödüllendirildi. 1923’te Amerika’nın en büyük şirketlerinden üçü, çok ortaklı bir girişim kurdular ve tetraetil kurşun üretmeye ve dağıtmaya başladılar. Katkı maddelerine basitçe “etil” adını verdiler ve daha iyi ve sevimli görünmesi için adından “kurşun” kelimesini çıkardılar.

Kurşunlu benzin, Şubat 1923’te piyasaya sürüldü ve benzinin verdiği ekstra motor gücü sürücüler tarafından çok sevildi. Özellikle havacılıkta kurşunlu benzin, Rolls-Royce Merlin ve Griffon gibi şirketlerin, süper şarjlı motorlar üretmesine olanak sağladı. Ancak, Ethyl Corp’un üretim tesisinde neredeyse anında sorunlar başladı. Faaliyetinin ilk yılında, şirketin fabrikaları kurşun zehirlenmesi, halüsinasyonlar, delilik ve hatta ölüm vakalarıyla boğuştu. Şirket haberi susturmaya çalıştı, ancak bazen imkansız hale geldi.

William Kovarik isimli bir gazeteci bir makalede şöyle yazdı:

“Birkaç işçinin boyun eğdirilmesi ve deli gömleği giydirilmesi gerekiyordu. Kontrolsüz kas spazmlarından dolayı siyah ve maviydiler. Hayaletlerden korkma veya hayali kanatlı böcekleri görme gibi paranoyak ve kuruntulu davranışlar sergilediler. Etkilenen işçiler aniden şiddet uygulayabilir veya intihara meyilli olabilir. Ayrıca diş etlerinde kurşun zehirlenmesinin tipik bir göstergesi olan mavi çizgiler vardı, ancak davranışsal semptomlar önceki kurşun zehirlenmesi vakalarında sunulanlara benzemiyordu”.

Bir gazete muhabiri, fabrikaya gelip, araştırmak istediğinde ise, bir yönetici, “bu adamlar muhtemelen, çok çalışmaktan çıldırdılar” dedi.

Midgley, Nisan 1925’te bir Amerikan Kimya Derneği toplantısında söylediğinde, kurşunun zararları ile ilgili bir kanıt bulunmadığı konusunda da yalan söyledi: “Bilimin şu anda bildiği kadarıyla, tetraetil kurşun, tüm otomotiv ekipmanlarının genel halk tarafından sürekli ekonomik kullanımı için hayati önem taşıyan mevcut tek malzemedir” dedi.

Bu olaylar bir kez daha, çıkar söz konusu olduğunda, insanların yalan söylemekten çekinmediklerini göstermiş oluyor hepimize

Midgley’nin bir sonraki büyük icadı da aynı derecede felaketti.

Buzdolabı soğutucu üreten firmalar zarar ediyorlardı. Yine Thomas Midgley’e kendilerine yardım etmelerini istediler. Midgley’nin Freon-12 markası altında satılan kloroflorokarbonların (CFC) ilki olan diklorodiflorometanı icat etmesinin sadece üç gün sürdüğü söyleniyor. Diklorodiflorometan oldukça uçucuydu (soğutucu için bu gerekliydi) ve ayrıca kimyasal olarak etkisizdi. Midgley, olumsuz bir özelliği olmadığını göstermek için, çektiği görüntüde, gazdan bir nefes aldı ve onu bir mumu üflemek için kullanarak gösterişli bir şekilde insanlara tanıttı. Kısa süre sonra CFC’ler klimalar, aerosol sprey kutuları ve astım inhalerleri dahil bir düzine uygulamada ortaya çıktı. Bu birimlerden milyonlarca satıldı ve Midgley, 1937’de Perkin Madalyası olan şapkasına bir tüy daha ekledi.

CFC’lerin Dünya’nın ozon tabakasında delikler açtığını keşfetmek neredeyse yarım yüzyıl sürdü, bu pek iyi bir şey değildi. Bu gazlar 10 yıl içinde ozon tabakasının %4’ünü yoketmis ve etmeye devam ediyordu.  Ayrıca, CFC’ler de sera gazıdır ve karbondioksitten on bin kat daha güçlüdür. Bill Bryson, Hemen hemen her şeyin kısa tarihi kitabında, onu “yirminci yüzyılın en kötü icadı” olarak adlandırdı. Elbette Bu gazların kullanımı 1970’lerde kullanımı azalsa da yan etkileri dünya atmosferini yok etmekle kalmadı, dünyadaki tüm insanların solunum yoluyla vücutlarına nüfus etmişti.

Ozon tabakasına ve insanlarda açılan bu hasarı maalesef bugün bile onarmak imkansız.

CFC, 1987’den sonra, Montreal’deki diplomatlar, CFC’lerin üretiminde ciddi azalmalar talep eden Montreal Protokolü adlı bir anlaşma imzaladığında resmen yasaklandı. Birçok ülke 2000 yılına kadar CFC’leri tamamen ortadan kaldırmayı kabul etti. Tetraetil kurşun da 2000’lerin başında çoğu ülke tarafından aşamalı olarak kaldırıldı. Kurşunlu benzin satan son ülke, Temmuz 2021’de satışı çok yakın bir zamanda durduran Cezayir’dir.

Yasaklanmasına rağmen, günümüzde kullanılıp kullanılmadığını bilemeyeceğiz.

Midgley bunların hiçbirini bilmiyordu, çünkü CFC’nin yıkıcı gücü, gün yüzüne çıkmadan çok önce öldü.

Tek başına ozon tabakasını yok eden, yine tek başına tüm dünya nüfusunun hepsini zehirleyen adamın ölümü ise oldukça ilginçtir. 51 yaşında çocuk felcine yakalanan Midgley, sakat kaldı ve yatalak oldu. Onu yatakta otomatik olarak kaldıran ve döndüren ayrıntılı bir ipler ve motorlu makaralar sistemi tasarladı. 1944’te makine yanlışlıkla harekete geçtiğinde kablolara dolandı ve kendi yaptığı icat ile, boğularak hayatını kaybetti.

Editör: Sümeyye Özmen – 05.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Nilay Tok tarafından yazıldı

İletişimci ve sosyolog. Patisever hemde pek çok. Hayat boyu hep öğrenci.

Üyelik YılıMakale YazarıYorumcu

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Çok Okuyan Mı Bilir Çok Gezen Mi? Cevaplanamayan Efsanevi Soru

    Şarkıların İnsan Hayatı Üzerine Etkisi